Ruhsal

Zihnin üç farklı hali

Zihnini iyi yönetemeyen insanlar strese daha az dirençlidir; duygularını ve yaşamını yönetmekte zorlanır: Bir Doç. Dr. Şafak Nakajima yazısı:

Zihnin üç farklı hali

ZİHİN HALLERİ

Son yıllarda hemen her yaş grubundan hastam, dikkatlerini toplamakta, dünü bile hatırlamakta zorlandıklarını söylüyor.

Bu sorunlar, zihin yönetimiyle yakından ilgilidir.

Zihnini iyi yönetemeyen insanlar strese daha az dirençlidir; duygularını ve yaşamını yönetmekte zorlanır, anksiyete ve depresyona daha kolay yakalanır.

Anksiyete ve depresyonun etkisiyle değişen nörohormonal dengeler de zamanla, amigdala ve hipokampus gibi önemli beyin merkezlerinin yapı ve işlevini bozarak dikkati, öğrenme becerisini ve hafızayı zayıflatır. Antidepresanlar ise süreci sıklıkla, iyice içinden çıkılmaz hale getirir.

Zihin üç farklı halde bulunur:

  • Odaklı zihin
  • Otomatik zihin
  • Bilinçli zihin

Zihniniz odaklı olduğunda, yaşadığınız ya da yaptığınız şeye dikkatinizi tümüyle verirsiniz.
Severek yaptığınız bir işe, spora, oynadığınız oyuna ya da arkadaşınızla sohbete kendinizi tamamen kaptırdığınız zamanlarda olduğu gibi…

Zihninizi tümüyle bir şeye odakladığınızda, diğer her şey, örneğin başka insanlar, dikkat dağıtıcı sesler, hatta temel bedensel ihtiyaçlarınız bile önemsizleşir, zamanı unutursunuz.

Beyninizi bir hayatta kalma makinesi olarak düşünün!

Her tür dış uyaranın yanı sıra bedensel duyumlar veya dikkat çekici ağrılar gibi iç uyaranlar beyninize ulaşır.

Otomatik zihin, beyninizin sizi hayatta tutmak için aynı anda birçok görevi yürütmek zorunda olması nedeniyle evrimleşmiştir.

Beyninizin bir fonksiyonu olan zihniniz, çevrenizde ve bedeninizde tam olarak ne olduğunu anlamak ve bilinmeyenleri somut ve anlaşılır kılmak ister; böylece güvende olacağınızı bilir.
Sizi korumak için olumlu veya olumsuz şeyler hakkında hızlı biçimde değerlendirme yaparak eyleme geçmek zorundadır.

Zihniniz sürekli şu iki temel soruyu sorar:

• Bunun anlamı/amacı ne?
• Ne yapmalıyım?

Zaman ve enerji tasarrufu yapmak için, her olayı ilk kez yaşıyormuş gibi değerlendirmek yerine, eski verilerden yararlanarak yorumlar.

Geçmişinizden ya da öğrendiklerinizden çağrışımlar yapıp yaşadığınız anda olan veya gelecekte olabilecek şeyler için sizi harekete geçirir.

Otomatik zihin, bulaşıkları makinaya yerleştirme veya çamaşırları katlama gibi rutin uğraşılar için işlevseldir.
Ancak maalesef yanlış bilgiler, çarpıtmalar, önyargılar ve yararsız kalıplarla dolu olduğundan, insan ilişkileri, meslek seçimi, politik tutum gibi alanlarda sık sık sorun kaynağı olur.
Yaşamdaki pek çok yeni ve alternatif seçeneği düşünmenizi, doğru seçimi yapmanızı, değişmenizi engeller.
Ayrıca geçmişle gelecek arasında durmadan mekik dokuyarak, şimdiki anla hiç ilgisi olmayan şeylere takılır.
Geçmişteki anılara yöneldikçe depresyon, gelecekteki olasılıklara kafa yordukça anksiyete duyar.
Sahibini gerçeklikten koparır.
Örneğin arkadaşınızla konuştuğunuz sırada aklınız arka planda, markette alacağınız şeylerin bir listesini yaparken bir an işyerinde o sabah yaptığınız tartışmayı hatırlar ve gerilirsiniz.
Böylece arkadaşınızla konuşmanın ayrıntılarını kaçırır, sonra da ne konuştuğunuzu hatırlamazsınız.

Bilinçli zihin halinde ise, duygularınız, düşünceleriniz ve deneyimlerinizin otomatik akışından istemli olarak geri adım atar ve onları gözlemlersiniz.

Geçmişin etkisi altında kalmadan insanları ve olayları yorumlarsınız.
Sorunlarınızı önem sırasına koyarsınız.
Endişe ve paniğe kapılmadan geleceği planlarsınız.
Zamanınızı daha iyi ve verimli yönetirsiniz.
Tepkileriniz yaşamın gerçekleriyle uyumlu oldukça daha az hata yaparsınız.
Zihniniz berraklaşır.
Hayatınızı “mantıklı” olduğuna inandığınız katı kalıplar ve donmuş duygularla değil, sezgi ve yaratıcılıkla yaşarsınız.
Daha üretken olursunuz.

Yazılarımda zaman zaman yer verdiğim ve hastalarıma öğrettiğim farkındalık uygulamaları, bilinçli zihni geliştirmeyi hedefler.
Zihin bilinçlendikçe, kortizol adlı stres hormonunun düzeyi düşer, anksiyete ve depresyonla birlikte dikkat ve hafıza sorunları da düzelir.
Böylece stresi ve yaşamı daha iyi yönetmek mümkün olur.

İdeal zihin, odaklanma ile farkındalık arasında gider gelir.
Bunu belirleyen ideal bir formül yoktur.
Farkındalığınız arttırarak kendi ritminizi bulabilirsiniz.

Otomatik zihne geçtiğinizi fark ettiğiniz anda, iç sesinizi ve düşüncelerinizi yargılamadan dinlemeye çalışın.

Zihninizi bilinçli hale getirmeyi başardıkça, otomatik zihniniz sakinleşecektir.

Bir süre sonra bu konuda ustalaşacak, iç dünyanızı ve yaşamınızı daha iyi yönetebildiğinizi göreceksiniz!

Doç. Dr. Şafak Nakajima - mistikalem

www.safaknakajima.com
0212 570 80 20

Yorumlar