Kültür Sanat

Dede Efendi'nin Rumca eserleri de vardı

Dede Efendi'nin de Rum cemaatini iyi tanıdığını belirten Dr. Miltiadis Pappas, , onun yarı Türkçe yarı Rumca eserler de bestelediğini belirtiyor.

Dede Efendinin Rumca eserleri de vardı

Dede Efendi'nin Rum kaynaklarında yer alan duyulmamış eserlerini araştıran Dr. Miltiadis Pappas, Rum cemaatinin de onun bestelerini çok sevdiğine dikkat çekiyor.

Ünlü Türk bestekarı, neyzen ve hanende Hammâmîzâde İsmâil Dede Efendi; tasavvufî ilham ve coşkuyla birleştiği eserleri, özellikle de Mevlevî âyinlerinde kullanılan besteleri ile Müslüman cemaatin gönlünde taht kuran bir müzik dehası. Dr. Miltiadis Pappas'ın araştırması onun eserlerinin yalnız Müslüman cemaati değil, Rum cemaaati de mest ettiğini gösteriyor.

Rum kaynaklarında bulunan Osmanlı Türk Musikisi eserlerini inceleyen İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Türk Müziği Devlet Konservatuarı (TMDK) Müzikoloji Bölümü öğretim üyesi Dr. Miltiadis Pappas, 1830-1909 yılları arasında İstanbul ve Atina'da yayınlanan Rumca Musiki Kitaplarında 160 Osmanlı bestecisine ait 600 eserin bulunduğunu belirtiyor.

Araştırmasının sonuçları; Arkeokoji Ve Sanat Yayınlarınca neşredilen "Osmanlı Türk Müziğie Bakışlar: Tarih, Teori ve İcra adlı eserde yer alan "Dede Efendi'nin Rum kaynaklarında yer alan duyulmamış eserleri" adlı makalede yer alan  Dr. Miltiadis Pappas,  "Osmanlı İmparatorluğu sınırları içerisinde yaşamış Rum musikişinaslar, 16. yüzyıldan 20. yüzyılın başlarına kadar halkın rağbet ettiği pek çok besteyi Rum Ortodoks kilisesinin notasyon sistemiyle kayda almış. 1830 – 1908 yılları arasında bu nota sistemiyle kaydedilmiş Osmanlı-Türk musikisi bestelerini içeren 10 kitap yazılmıştır" diyerek, Rum Kaynaklarında yer alan 600 eserden 100 tanesinin bestecisinin bilinmediğini ve bestelerin en eskisinin Absülkadir Meraği'ye ait olduğunu kaydediyor.

Dede Efendi'ye ait 51 eser Rum Kilise Notasyonuyla yazılmış

Yayınlanmış Rumca kitaplarlarda İsmail Dede Efendi'ye ait Rum Kilise Notasyonuyla yazılmış 51 eser bulunduğunu ifade eden Dr. Miltiadis Pappas, "Rum Kilise Musikisinin ilk matbu kitabı, 1820'de Bükreş'te basılmıştır. İstanbul'da basılan aynı tür kitap ise 1924 tarihini taşıyor. Aradan 6 yıl geçtikten sonra 1920'da, Rumların Osmanlı Türk Musisi üzerine ilk kitabı İstanbul'da basılmıştır.  Bu ilk kitabın adı Efterpi'dir. Efterpi, Yunan Mitolojisinde Mousa olarak bilinen ilham perilerinin adıdır. Bu kitabı yayınlayan Foçalı Teodoros Papaparashu'dur. Efterpi'de Dede Efendi'nin 12 eseri yer almaktadır.  Foçalı Teodoros 1943 ve 1946 yıllarında Pandora adında iki cilklik bir kitap daha yayınlamıştır. Pandora'daki eserlerden 11'i de  Dede Efendi'ye aittir. Bu eserlerden 6 tanesi Pandora ve Efterpi'de ortaktır" bilgisini paylaşıyor.

Kitaplar yayınlandığında Dede Efendi hayattaydı

"Dede Efendi'nin eserlerin Rum Kaynaklarında yer alması, bize bir noktayı işaret etmektedir. Bu eserler yalnızca Türk değil, Rum cemaat içinde de oldukça popülerdir. Abonelerden de ilginç sonuçlar ortaya çıkmaktadır.  Dede Efendi'nin eserlerinin, bu kitaplar sayesinde Rum cemaat arasında şöhret kazandığını söyleyebiliriz" diyen  Miltiadis Pappas, kitaplar yayınlandığında  Dede Efendi'nin henüz hayatta olduğuna dikkat çekiyor ve eserlerin zaman içindeki değişimine dair şu tepitlerini aktarıyor: " Efterapi ve Pandora'da bulunan ortak eserlerde bile belirgin farklılıklar mevcuttur. Bu çeşitlilik farklı sebeplere dayalıdır. Versiyonlar arasındaki değişikler, acaba yazarın eserleri dönemin beğenisine uygun olarak yeniden yazmasından mı, yoksa zamanla eserlerin değişikliğe uğramasından mı kaynaklanmıştır. Bu husus üzerinde titizlikle düşünmemiz gerekir. Bu iki kitap da yayınlandığında Dede Efendi henüz hayattaydı. Bu da kitaplara ayrı önem kazandırıyor. Ses kayıt imkanlarının olmadığı zamanlarda, henüz besteci hayatta iken  bir eserin pek değişmeyeceği söylenebilir. Şunu da ileri sürebilirim ki, eserler zaman içinde değişiyordu.  Buradan harketle, bestelndikleri zamandan bir buçuk asır sonra eserlerin değişmedem kalacağına imkansız gözüyle bakılabiir. Sadece bu kitapta 12 eserin yer alması, bu 12 eserin bestelendiği tarihi belirlememizi sağlar. Çünkü başka nota örneği yoktur. Bir sonraki kitapta, aynı yayıncı aynı eseri az da olsa olsa farklı olarak notaya almıştır. Bu farklılığın sebebi, daha önce değindiğimiz değişimden kaynaklanmaktadır. Aynı eserler, Dede'nin vefatından sonra çok daha fazla değişmiştir. Özellikle bugün bilinen versiyonlardan bir hayli farklıdırlar. Bazıları, buğünkü versiyonlardan tanınmayacak kadar ayrıdır. Bu değişiklikler, 'yanlış', 'eksik', veya herhangi başka bir olumsuz sıfatla nitelenmemeli; tersine zaman içindeki gelişimin doğal sonucu olarak görülmeli,  xenginlik ve çeşitlilik olarak algılanmalıdır. Bunun izlerine yazılı kaynaklarda rastlamak bir çok şüpheye son vermektedir. Ayrıca bu kitaplar, yazıldıkları dönem göz önünde tutulursa, dil açısında da farklı ve ilginçtir. Çünkü bunlar, doğrudan Yunan harflerine aktarılmıştır. Bu da edebiyat açısından araştırılması gereken bir zneginliktir. Çünkü güfte konusunda da sorunlar vardır. Özellikle siyasi sebeplerle ve başka gerekçelerle değiştirilen güftelerden bahsediyorum" dedi. 

Dede Efendi'nin Yarı Türkçe Yarı Rumca bestelediği 2 eser vardı

İTÜ TMDK Müzikoloji Bölümü öğretim üyesi Dr. Miltiadis Pappas, Dede Efendi'nin eserlerinin Rum Cemaatince bu kadar sevilmesinde onun  Rumları iyi tanımasının da etkili olabileceğini vurgulayarak, "Dede Efendi'nin yarı Türkçe, yarı Rumca bestelediği en az iki eserini biliyoruz. Bundan başka onun Rum cemaatini iyi tanıdığı başka eserlerden de çıkarılabilir. Zamanındaki Rum Patrikhane Kilisesi'nin baş muagannisiyle ilişkilerini de göz önünde bulundurursak, Dede'nin her hakiki İstanbullu gibi, İstanbul'da konuşulan diğer dilleri de bildiğini, ayrıca Efteri adlı kitaptan da haberdar olduğunu söyleyebiliriz" ifadesini kullanıyor. 

Caz müziği ile klasik Türk müziği'ndeki benzerlik ilgi çekiyor

Fikret Karakaya'nın editörlüğünde yayınlanan "Osmanlı Türk Müziğine Bakışlar: Tarih, Teori ve İcra adlı eserde müzik dünyasının önemli isimlerince kaleme alınmış, ilginç konuları içeren pek çok ilginç makale ve tarihi araştırma yer alıyor. Mehmet Ali Sanlıkol imzalı, "Caz müziği notlarında klasik Türk müziğindeki vezin mefhumu arayışı" adlı makalede ise Osmanlı Türk Müziği ve caz arasında ölçü, hissiyat ve gider bazındaki benzerliklere dikkat çekiliyor.

Yorumlar