Ruhsal

3S Kuralı, ilişkilerdeki arızaları önlüyor

Sevgi, saygı ve sadakat'i kapsayan 3S Kuralı, ilişkinin güvensizlik sonucu dağılmasına mani oluyor.

3S  Kuralı, ilişkilerdeki arızaları önlüyor

“Çiftlerin bir araya geldiklerinde genellikle aşk, tutku, sevgi gibi çok yoğun duygulara sahip olurlaer. Fakat bu duyguların süregelen bir şekilde aynı kalması mümkün olmuyor. Zamanla bu duygular evrilir. Evrilirken duyguları yönlendirmek oldukça önemlidir. İlişkide sevgi, saygı, sadakat’ten oluşan 3S kuralının oldukça önemli olduğunu söyleyebiliriz. Eğer evrilen duygular bu 3S’ten birine evriliyorsa bu süreç ilişkiyi olumlu yönde etkileyecek demektir” diyen Uzman Klinik Psikolog Özgenur Taşkın,  ‘Yapılan araştırmalar, aldatmanın kişinin hayatındaki ya da ruhundaki fiziksel ya da psikolojik boşlukları doldurmaya yönelik saptığı bir ters yol olduğunu gösteriyor’ açıklamasında bulundu.

Özgenur Taşkın, sözlerini şöyle sürdürdü:  “Ters yolun trafikte de bir cezası olduğu gibi aldatan kişinin de uzun vadede bu durum ortaya çıksın ya da çıkmasın dışsal veya içsel olarak kendini bir cezaya maruz bıraktığı gözlemleniyor. Sadakatsizlik karşı tarafa yapılmış gibi gözüküyor olsa da zamanla aldatan kişide sadakat duygusunun zayıflaması kendisini kötü hissetmesine sebebiyet verebiliyor. Çokça duyduğumuz söylemlerden birkaçı olan ‘ben aşık olamıyorum, ben sadık kalamıyorum, ben seni üzerim’ söylemleri aslında kişinin öğrenilmiş çaresizliğinden doğmaktadır. Bunu duyan karşı taraf ise bağımlı ilişki örüntüsüne sahip ise ‘ben aşık olamam’ diyen partnere daha çok sarılacak ve partnerin öğrenilmiş çaresizliğini tetiklemiş olacaktır.”

Her iki taraf da aldatmadan etkileniyor

İlişkiye hazır olmayan ve öğrenilmiş çaresizliğe dair cümleler kuran partnerler ile ilişki kurma çabasında olan kişilerin aslında ‘aldatılma sinyallerini’ önceden almış olduklarına dikkat çeken  Taşkın, “Fakat ilişki kurma rehavetinde bunları önemsemiyor olabilirler. Bu ilk süreçte önemsenmeyen konular ise bireylerde uzun vadede travmatik etkiler bırakabilir. Aldatılma, travma etkisi bırakan ve kişinin psikolojisine ciddi hasarlar verebilen bir durumdur. Sadece aldatılan kişiye değil aldatan kişiye de ciddi psikolojik hasar verir” diye konuştu. 

Aldatmada hem suçlu hem de mağdurun olduğunu belirten Uzman Klinik Psikolog,  “İki taraftan da durumu incelemek gerekir. Mağdur olan partnerin bu süreçten dolayı travmatize ayrılacağı kaçınılmaz bir gerçektir fakat aldatan eşin de travmatize olabileceği ön görülebilir. Sadakat duygusunun yoksunluğu, partneri kaybetmek veya kaybetme korkusu aldatılan partnerin duyguları kadar yoğun olabilir” dedi. 

Sabır anahtar kelime olmalı

Var olan bir ilişkinin güvensizlik sonucu dağılmasından sonra tekrar toparlanmasının oldukça zor olduğunu vurgulayanTaşkın, “İlişkinin en önemli yapıtaşlarından biri olan güven kırıldığında mağdur da aldatan partner de farklı cephelerde farklı duygu karmaşaları ile mücadele etmek zorunda kalıyor ve belirsizlik hakim oluyor. Eğer partnerler aldatılma sonrası tekrar bir araya gelmek istiyorsa yeni yürümeye başlayan bir bebek gibi ara ara emekleyecek, ara ara düşecek ve yürüme sürecine öyle geçecektir. Hemen eski rutini beklemek yapılacak en büyük hata olur. Sabır anahtar kelime olabilir. Bu süreçte çiftler birlikteliklerini gözden geçirmek ve yeniden yapılandırmak adına bireysel psikoterapi ya da çift terapisi süreçlerinden geçebilir” ifadelerini kullandı.

Yorumlar