Her ne kadar bu ilginç yeniçağ akımı bizde mangallı piknik partileri ile ezelden beri yaşıyor olsa da artık daha bilinçli ve sistemli olarak yayılıyor.
Shin-rin Yoku akımının etkisiyle Orman Banyosu’nun içeriğinde tüm duyular açık olarak; doğada sessizce yürümek, sesleri, kokuları, renkleri hissetmek, kısaca doğayı solumak bulunuyor.
“Duyularınızı uyandırın, zihninizi rahat bırakın” mottosunun geçerli olduğu konseptin aynı zamanda medikal olduğu; bazı doktorlar ve psikologlar tarafından da kabul ediliyor.
Uzun yıllar süren araştırmalar sonucu Japon Sağlık Bakanlığı 1982 yılında shinrin-yoku terapisinin tıp literatürü içinde değerlendirilmesini sağladı. Bu araştırmalarda şehirde ya da spor salonlarında yapılan yürüyüşlere karşılık, doğada yapılan yürüyüşlerin bağışıklık sistemindeki faydalı hücreleri güçlendirdiği, tansiyonu dengelediği, çarpıntıya iyi geldiği, kortizol seviyesini düşürdüğü, sinir sistemini rahatlattığı, uykusuzluğa, stres ve depresyona iyi geldiği görüldü. Shinrin-yoku’nun olumlu psikolojik etkisinin yanı sıra, ağaçların ürettiği fitosit isimli madde fizyolojik olarak sağlığa iyi geliyor.
Bu trend Japonya, Kore, Tayvan, Çin ve ormanlık alanların çok olduğu Kuzey Avrupa’daki kaplıca ve spa’larda yayılıyor. “Forest Therapy Center”lar açılıyor. Doğanın insan bedeni ve beynine faydalı benzersiz bir ilaç etkisi yarattığı belirtiliyor.
SPA’sı, yemyeşil doğası ve insana huzur veren atmosferiyle NG Sapanca, wellness sektörünün yükselen yıldızı durumundaki, “Forest Bathing – Orman Banyosu” konseptini Türkiye’ye getirerek konuklarıyla buluşturduğunu açıklarken, herkesi oteline davet ediyor.
Yorumlar