Ruhsal

31 Ekim Dünya Tasarruf Gününe özel tavsiyeler

Alışveriş bağımlılığı, patolojik alışveriş denilen bir dürtü kontrol bozukluğudur ve tedavisi için uzmanlar "dur, düşün, yap” tekniğini tavsiye ediyor.

31 Ekim Dünya Tasarruf Gününe özel tavsiyeler

1924’te Birinci Uluslararası Tasarruf Kongresi’nde kabul edilen Dünya Tasarruf Günü, insanları birikimlerini yastık altından çıkarıp bir bankada değerlendirme fikriyle tanıştırmak amacıyla ortaya çıktı.

Klinik Psikolog Aslı Zeynep Başabak Bhais, 31 Ekim Dünya Tasarruf Günü dolayısıyla alışveriş bağımlılığına ilişkin değerendirmede bulundu: 

Kişinin gerçekten ihtiyacı olmaması ve maddi açıdan zorlanacağını bilmesine rağmen sadece iyi hissetmek için yaptığı alışveriş davranışı, bir hastalık belirtisi olabillir. Bu davranışa “patolojik alışveriş” denilmektedir. 

Sağlıklı alışveriş ile patolojik alışveriş davranışları arasındaki farkların bilinmesi önemlidir.

 Patolojik alışveriş davranışında kişi, zamanının çoğunu alışverişe ayırır. Alışveriş yapmaya dair kontrol etmekte zorlandığı güçlü bir istek ve bir şekilde bu alışverişi yapamadığında yoksunluk diyebileceğimiz huzursuzluk, sinirlilik, stres gibi duygular yaşar. Alışveriş alışkanlığı sebebiyle sıklıkla ilişkilerinde ve ekonomik durumunda sorunlar olur. Yaptığı alışverişler sebebiyle eleştirilmekten çekindiği için genellikle aldığı ürünleri ya da fiyatlarını eksik söyler. Alışverişten sonra sıklıkla utanç, suçluluk gibi olumsuz duygu yaşar. İhtiyacı olmayan birçok şey alır ve çoğu zaman hiç kullanmaz. Aslında kişi mutlu olmak ya da olumsuz duygudan kurtulmak için alışveriş yapar.

Bağımlılık bir beyin hastalığıdır. Daha açıklayıcı olması için beyinde bu davranışa sebep olan mekanizmayı anlatabilirim. Diğer bağımlılıklara benzer şekilde davranışsal bağımlılıklar da “dopamin” üzerinden hareket eden bir mekanizmaya sahiptir. Buna göre yeni bir şeyler satın alma beyinde dopamin salgısını arttırarak haz duygusuna neden olur. Bir çalışmada kişilere yeni ürünler gösterildiğinde beyinde özellikle “nukleus accumbens” denilen beynin ödül merkezinin bir parçası olan bölgenin aktivasyonunda artış izlenmiş. Kişilere bu ürünlere ilişkin fiyatlar gösterildiğinde ise karar vermeyle ilgili beyin bölgemiz olan “prefrontal korteksin” devreye girdiği görülmüştür.

Alışveriş bağımlılığında kişi kendini durduramıyor

Bu çalışma bize gösteriyor ki yeni bir şey satın alma haz duygumuzu artırırken beynimizde buna ilişkin hesaplamalar yapan ve kontrolü sağlayan bölgelerimiz de var. Alışveriş bağımlılığı olan kişilerde bu kontrolü sağlayan beyin bölgesinin yeterince aktif olamamasına bağlı kendini durduramama durumu söz konusudur. Alışveriş bağımlılarında da satın alma davranışını durduramamasının sebebi beyinde bu otokontrol mekanizmasının devreden çıkması olarak düşünülebilir.

Alışveriş bağımlılığı bir dürtü kontrol bozukluğudur

Kişiler alışveriş yaptıklarında kendilerini iyi hissedebilir. Ancak alışveriş bağımlılığında durum farklıdır. Alışveriş bağımlılığı, bir dürtü kontrol bozukluğudur. Bu davranışın bağımlılık düzeyinde değerlendirilmesi için takıntılı, dürtüsel (düşünmeden yapılan) bir davranış olması gerekmektir. Genellikle ihtiyacın dışında ve kontrolsüz olarak aşırı alışveriş yapma isteği ile ilgili yoğun bir zihinsel uğraşın olduğu bir durumdur. Patolojik alışveriş davranışı sırasında kişi, kendini güçlü, yeterli, mutlu, rahatlamış hisseder. Genellikle stres, öfke, sıkıntı gibi olumsuz duygularla baş etmekte zorlanması, bu duygulardan hızlıca kurtulma isteği patolojik alışveriş davranışına yönlendirebilir. Kişi, bir nevi bu davranışı olumsuz duygularla baş etme aracı olarak görür. Dürtüsellik, depresyon, anksiyete gibi psikolojik sorunların bu davranışın gelişiminde ve sürmesinde önemli psikolojik faktörler olduğu söylenebilir.

Bu tür bağımlılıkların “davranışsal bağımlılıklar” olarak adlandırılır. Tıpkı diğer bağımlılıklarda olduğu gibi davranışsal bağımlılıkların da tedavisi mümkün. Tedavide nihai amaç, kişinin bu davranışının altındaki sebepleri bulmaktır. Bağımlılık davranışının bir sebep değil bir sonuç olduğu düşünülür. Uzun vadede kişinin bu davranışının devam etmesine sebep olan ihtiyacını keşfetmek ve o ihtiyacı karşılayacak alternatifler bularak kişinin tekrar o davranışa gerek duymamasını sağlamaktır. Ancak diğer alkol ve madde bağımlılıklarından farklı olarak davranışsal bağımlılıkların tedavisinde amaç, kişinin o davranışı hiç yapmaması değil, kontrollü olarak yapabiliyor olmasıdır.

Bunun için birtakım yöntemler önerilebilir.

  • Örneğin ilk olarak kredi kartlarını güvendikleri bir yakınına verebilir ve gerçek bir ihtiyaç durumunda kendisine vermesini isteyebilirler. 
  • Alışveriş için kendilerine belli kriterler getirebilirler ve o kriterlerin dışındaki alışverişleri erteleyebilirler. 
  • Alacakları şeyin gerçek bir ihtiyaç mı hazza ulaşmak için yapılan bir davranış mı olduğunu ayırt etmeleri için almayı düşündükleri ürünler için kendilerine bekleme süresi koyabilirler. Biz buna “dur düşün yap” tekniği diyoruz. Ancak sorun şu ki bu kişiler istekle baş etmekte zorlanacakları için kartları ya da parası ulaşılabilir bir yerde olduğu sürece alışverişi erteleme zorlaşacaktır. Bu yüzden erteleme yöntemi için bir yakınlarından destek almaları önerilebilir. 
    Genelde bu tarz bağımlılığı olan kişilerin sık gittikleri mağazalar vardır. Oralara hiç uğramamaları önerilebilir. 
  • Gidecekleri zaman ise yalnız alışverişe çıkmamak, evden çıkmadan önce kendilerine alışveriş listesi yapmak ve o listenin dışına çıkmamak, yanında sadece o ürünler için yetecek miktarda para bulundurmak önerilebilir. 

Yorumlar