Mitoloji

Urartuların dini inançları ve Urartu Tanrıları

Urartu Tapınakları ve açık hava kutsal alanlarında yapılan törenlere bakıldığında Urartu Krallığı’nda dinin günlük hayatta önemli yer tuttuğu anlaşılmaktadır.

Urartuların dini inançları ve Urartu Tanrıları

 Urartu Krallığı, M.Ö. 9.-7. yüzyıllar arasında günümüzdeki Doğu Anadolu, Kuzeybatı İran, Irak'ın küçük bir bölümü ile Ermenistan'ın güneyine hüküm sürmüştü. Başkenti Tuşpa (Van) olan Urartu Devletinin en güçlü dönemindeki sınırları kuzeyde Erzurum-Kars-Ardahan Yaylasına, güneyde Toros DAğlarına, doğuda Urmiye Gölü Havzasına, batıda ise Fırat Nehrine dek uzanıyordu.

Anadolu’dan Kafkaslara uzanan Urartu Medeniyetinin inanç sistemi hakkındaki kaynaklar; çivi yazılı belgeler, kemer, kalkan, miğfer, adak levhası gibi eşyalar üzerindeki kabartmalar ve arkeoloji kazılarında elde edilen diğer bulgulardır. Urartu İnançlarında dair en önemli çivi yazılı kaynak, Van yakınlarındaki Zımzım Dağı’nda bulunan Meher Kapı yazıtıdır. Kemer, kalkan, adak levhası gibi eşyalar üzerinde bulunan kimi figürler ve dini törenlerin canlandırıldığı sahneler diğer çivi yazılarında yer alan bilgileri tamamlar niteliktedir.

Urartuların dininin, büyük ölçüde kraliyet ailesinin resmi din yani törenlerinde kullanılan ve tapınımı devlet tarafından desteklenen inançları yansıttığı anlaşılmaktadır.

Urartu Pantheonu ve dininin diğer Anadolu kent devletlerinin devamı niteliğinde olduğu tespit edilmiştir. Gerek defin olsun gerekse ibadet olsun yakın benzerlikler taşımaktadır. Bu dinlerde olduğu gibi doğal sorunların, savaşların ve verimliliğin artmasında, çok tanrılı dinlere geçişin en büyük etkileri vardır. Urartu panteonu en önemli tanrılar itibarı ile başta Hurri olmak üzere yabancı kavimlerin etkisindedir. Devlet dini yaratma çabalarının yanında her kavme de dini özgürlük verilerek birlik korunmuştur. Buradaki amaç kuşkusuz siyasi birlik ve otoriteyi sağlamaktır.

Urartuların Tanrıları

Hurri etkisinde kalmış Urartu dini çok tanrılıydı. Merkezi devlet yapısına sahip Urartularda bu yapının korunabilmesi için, dil ve ülkü birliğinin yanında din de önemli ve birleştirici bir görev üstlenmiştir. Beylikler döneminde her aşiretin farklı bir inanışı ve Tanrı anlayışı bulunmaktaydı. Kendi tanrılarının yanı sıra Mezopotamya, Hitit, Hurri, İran (Med), Asur tanrıları ve dini öğeleri de benimsediler. Tüm bu tanrı ve tanrıçalar, Kral İşpuini döneminde bir çatı altında toplanmıştır. Urartuların en önemli tanrıları Baştanrı Haldi, Hurri kökenli Hitit tanrısı Teşup ile ilişkili olan Teişeba ve Şivini’dir.

Urartuların başlangıçta hayvanlara taptıkları, daha sonraki dönemlerde tanrıları insan biçiminde tasvir ettikleri düşünülmektedir. Kutsal kazanların kulplarında görülen hayvan başlı insan vücutlu yaratıklar ise bu gelişmenin ara dönemini simgeler. İnsan tanrılar önem kazandıktan sonra, hayvan tanrılar da kutsal hayvan olarak dini kimliklerini korumuşlardır.

Urartu Krallığı’nın resmi devlet dini konusunda en ayrıntılı bilgileri, kayalara oyularak yapılmış Meherkapı Anıtı’ndaki yazıttan öğrenmekteyiz. Meherkapı Anıtı, Tuşpa’nın 7 km. kuzeydoğusunda ve ikinci başkent Rusahinili’nin de 600 metre batısında bulunmaktadır. Zımzım Dağı kalker kayalarının güney yüzüne oyulmuş dikdörtgen biçimli kaya nişinin içi, iki ayrı çerçeve ile çevrelenmiştir. Dört metre yüksekliğinde ve 2.6 metre genişliğindeki kaya nişi, yerden yaklaşık olarak 17-18 metre yüksekliğinde ve aynı zamanda bir açık hava dini merkezi olduğu söylenmektedir. Görünümünden dolayı halk tarafından ‘Taş Kapı’, ‘Yalancı Kapı’ veya ‘Kör Kapı’ olarak adlandırılan bu tür kaya nişlerine Urartu Krallığı döneminde ise ‘Haldi Kapısı’ adı verilmekteydi.

Meher Kapı Anıtındaki yazıta göre, Urartuların inandığı, kutsadığı ve adlarına belirli dönemlerde kurban kestiği 79 tanrı, tanrıça ve tanrısal betimleme bulunmaktadır. Tanrıların bir kısmı Urartulara has olmasına rağmen bir çoğunun diğer medeniyetlerden etkileşim içerdiği görülmektedir.

Meher Kapı Anıtında betimlenmiş tanrıların listesi

  • Haldi
  • Teişeba
  • Şivini
  • Hutuini
  • Turani
  • Ua
  • Nalaini
  • Sebuti
  • Arsimela
  • Anapşa
  • Dieduaini
  • Şielardi
  • Atbini
  •  Quera
  • Elipri
  • Tarraini
  • Adaruta
  • İrmuşini
  • İLU aluşe uruliliue şiuali
  • Alaptuşini

Urartuların Tanrıları insansal özellikler taşıyor, yiyor, içiyor, evleniyor ve çocuk sahibi oluyorlardı.  Tanrıları insan biçiminde algılamasının önemli nedenlerinden birinin onların günlük hayatta ve devlet yapısındaki işlevleri olduğu tahmin edilmektedir.

 Urartu Tanrılarının aynı zamanda kentlerin koruyuculuğunu üstlenmesi, bağ ve bahçe verimliliği için onlara adaklar sunulması onlara nasıl tapınım yapıldığı hakkında fikir vermektedir. 

Tanrılar Listesinde ilk üç sırayı Haldi (Baş Tanrı), Teişeba (Fırtına tanrısı) ve Şivini (Güneş tanrısı) paylaşır. 

Haldi Urartuların baş tanrısıydı. İsim olarak kökeni M.Ö. 13. yüzyıl Asur yazıtlarına kadar inmektedir. Haldi adına inşa edilmiş en büyük tapınağı Muşaşir'de idi. Urartuların dini törenlerinde Haldi, çoğu zaman asker görünüşündedir. Musasir tapınağında mızrak ve kült kalkanlarının açık bir şekilde belirtilmiş olması bunun kanıtı niteliğini taşımaktadır. Bu tapınağın cephesinde alınlıkta ve kapının yanında mızraklar bulunmaktaydı. Kalkanlar da cephenin sütunlarına ve duvarlarına asılmaktaydı. Kalkan kültü Urartuları Akdeniz Bölgesine bağlamaktadır. Ayrıca Ön-Asya'nın doğusunda bu kült daha az bir rol oynadığı görüşü yer alır.

Fırtına tanrısı Teişeba Hurri kökenlidir ve Hititlerde Teşup ile aynı tanrı olduğu tahmin edilmektedir.

Güneş tanrısı Şivini de Hurri kökenlidir ve Hititlerdeki Şimegi ile aynı tanrı olduğu sanılmaktadır.

Tanrı Hutuini: Savaş ile ilgili özelliklere sahip olmasından dolayı çok büyük olasılıkla “Kavga Tanrısı” olarak adlandırılmaktadır

Tanrı Turani: Betimlenme yöntemi, giysileri, boynuzlu miğferi, sadak ve kılıcı diğer tanrıların silah ve giysilerinin benzerini oluşturmaktadır. Bu tanrıyı diğer tanrılardan ayıran en önemli özelliğin başında, taşımış olduğu farklı silahı ve üzerinde durmuş olduğu birkaç hayvan organının Tanrı kuş, keçi ve aslan organlarının birleşmesinden oluşan kanatlı keçi üzerinde ayakta durmaktadır. 

Tanrı Ua: Bu tanrının Urartu dininde hangi tanrıyı kesin olarak yansıttığını bilinmiyor. Kanatlı ejder üzerinde simgelenmektedir.  Van Gölü'nün Kuzeydoğu Bölgesi'nin (Bergri-Muradiye Bölgesi'nin) yerel tanrısıdır. 

Tanrı Nalaini: Bu tanrının da Urartu dininde hangi tanrıyı yansıttığını kesin olarak bilinmiyor. Nalani'de tıpkı Tanrı Ua gibi Van Gölü'nün Kuzeydoğu Bölgesi'nin (Bergri-Muradiye Bölgesi'nin) yerel tanrısıdır. Kanatlı at üzerinde ayakta duran tanrının betimlenme yöntemi diğer tanrılarınkiyle benzerdir. Bu tanrıyı diğer tanrılardan ayıran en önemli özellik sağ elinde taşıdığı farklı silahı ile üzerinde durduğu kanatlı attır. 

Urartu Tapınakları

Urartu tanrı kültlerinde tapınaklara özen verildiği anlaşılmaktadır.

Urartu’da tapınma alanları 3 ayrı sınıfa ayrılıyordu:  Tapınaklar, açık hava kutsal alanları ve mezarlıklar.

Urartular büyük merkezlerde tanrıları için kule tipi tapınaklar ve açık alanlarda kayalara kapı görünümlü kutsal nişler yapmışlardı.

Tapınakların çoğu birbirine benziyordu.  Kule Tipi Tapınakların içinde tanrı figürlerinin bulunduğu bir oda, avlu ve yan odalardan oluşmaktaydı. Tapınakların duvarlarını çeşitli levhalarla süsleniyordu. Tapınakların, avlusunda üçayaklı kazanlar ve tanrıya sunulan adak ve armağanların konulduğu masalar ile kurbanlık hayvanlar için altarlar bulunuyordu.  .Urartu tapınakları; yoğunluklu olarak kare planlı, kare cellalı kule tipli yapılardır. Urartu sanatında farklı planlara sahip üç tür tapınak daha tespit edilmiştir. Bu tapınaklardan ilk gruba giren kare planlı ve cellalı örneklerden şimdiye kadar sekiz tane ortaya çıkartılmış olmasına karşın, diğer iki türe ait sadece birer örnek bulunabilmiştir.

Urartu'da dini törenlerin gerçekleştirildiği bir başka tapınak türü de açık hava tapınakları veya diğer bir tanımla açık hava kutsal alanlarıdır. En güzel ve gelişmiş örneğini Van Kalesi'nin kuzey eteklerinde gördüğümüz açık hava tapınağıdır. 

Kurban törenleri Urartular tarafından sık uygulanırdı. Hatta hangi tanrıya nasıl ve ne kadar kurban verileceğine dair yazılar da vardır. Bunların dışında çeşitli fırsatlarda, kuraklık, kıtlık, savaş gibi olaylarda kurbanlar sunulmuştur

Kurban kesme ayinin sadece kan akıtmaktan ibaret olmadığı, kesilen hayvanın aynı zamanda yenildiği Hurri ağırlıklı bir Tanrı Listesine sahip Hititlerden de bilinmektedir. Ölü gömme törenleri sırasında verilen ölü ziyafetleri ile ilgili betimlemeler ve bunlarla ilgili arkeolojik belgeler kurbanlık hayvanın ölü gömme töreni sırasında pişirilerek verildiğini kanıtlamaktadır.

Tapınaklarda gerçekleştirilen önemli bir tapınım türü de tanrılara adak eşyası sunumudur.  Çeşitli kazılarda ortaya çıkarılan kalkan, miğfer, sadak ve ok ucu gibi birçok Urartu silahı üzerinde, o silahın belli bir kral tarafından belli bir tanrıya, genellikle de tanrı Haldi’ye adandığı yazılıdır. 

Dinsel inançlarında stellere tapmaya özel önem veren Urartular, bu ibadetlerini açık hava tapınaklarında yapıyorlardı. Bu tipte açık hava kutsal alanlarına Van’ın 60 km. kuzeydoğusundaki Yeşilalıç ile batı sınırındaki Altıntepe’de rastlanılmıştır. 

Urartularda, ölünün gömüleceği mezarın türü ne olursa olsun dini bir tören olasılığı görülmektedir. Mühürler üzerindeki betimlemelere göre, ölü mezarlığa bir tabut veya araba ile getirilmekte, gömülerin mezar kapağından, kabartmalardan anlaşılacağı üzere kurbanlık için, boğa, keçi tercih edildiği anlaşılmaktadır.

Kesilen hayvanın bir kısmı pişirilerek törene katılanlara, bir kısmı da çanak ve tabaklarda ölünün yanına konulur. Bu bulgular ilk kaya mezarlık alanında taş ocaklar ve at nalı şeklinde tandırlar bulunarak kanıtlanmıştır. Urartu ölü gömme törenleri ile ilgili bilgiler yazılı kaynaklardan çok arkeolojik kazılardan elde edilen çeşitli buluntulardan sağlanabilmektedir

Mezarlık alanlarında veya Van Kalesi'ndeki Analıkız ya da Çavuştepe'deki gibi bazı açık hava kutsal alanlarında gerçekleştirilen bir başka tapınma şekli, sıvı kurban (libasyon) törenidir. Kurban kanı, şarap ve su kullanılarak yapılan libasyonlar, her türlü dini törenlerde ve ölü gömme törenleri sırasında uygulanmış olunmalıdır...

Ölünün yakılması durumunda da aynı tür tören ve tapınmanın yapılıp yapılmadığı kesin değildir. Urnelerin yanında veya içinde hayvan kemiklerinin bulunmamış olması farklı bir tapınma şekline işaret edebilir.

Arkeolojik kazılar ölülerin mezarlık alanları içinde yakıldığını ve yakılan kemiklerin toplanarak "kırma taşları" ile küçük parçalar haline getirildiklerini göstermiştir. Küçültülen kemikler ve küller bir urnenin içine konularak mezarlık alanına gömülmüştür217. Urnelerin üzerleri bir veya birden fazla çanak veya kâse ile örtülmüştür.

Urartularda Din Görevlisi ve Rahip Olduğu Tahmin Edilen Görevliler

Urartu Çivi Yazılı Metinlerinde din görevlileri olduğu düşünülen meslek ve kişi adları şu şekildedir.

LÚšeluini: Tapınak görevlisi olabileceği tahmin edilmektedir.

LÚurbikani:  Urb (urbu / urpu) sözcüğü Urartuca'da “kurban” anlamına geldiği için LÚurbikani'nin “sunu yapan din görevlisi” veya “kurban eden rahip” anlamına geldiği sanılmaktadır. 

LÚpurunurdani: Bir tür din görevlisi veya “tapınak görevlisi” olduğu sanılıyor.

LÚaueiṭeni: “oOnlar muhteşem silahları sunarlar” ibaresinden dolayı büyük olasılıkla tanrıya silah sunusu yapan ve sunu silahlarının depolanması görevini yürüten bir din görevlisi olduğu tahmin ediliyor.

LÚpalagi: Palagi sözcüğünün kökünü oluşturan  “söylemek, ezberden okumak” anlamında gelen pal- ifadesinden dolayı ayinlerde görev yağan bir tür rahip veya vaiz olduğu sanılmaktadır. 

LÚ D’aruba: Bir bulla üzerinde ‘‘Tanrıça Aruba’nın Adamı’’ ifadesinden dolayı kendini ilah ve ilahelere adayan bir din görevlisi olduğu ileri sürülüyor.

Lu.Dingir: 

Urtu 

Mistikalem.com

Kaynak: Bu Metin Dicle Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü Arkeoloji ve Sanat Tarihi Anabilim Klasik Arkoloji bölümünden Çağatay Yücel'in 2010 yılında Hazırladığı "URARTU DİNİ VE TAPINIM SİSTEMLERİ" başlıklı Yüksek Lisans Tezinden derlenmiştir.

Yorumlar