Kültür Sanat

Şair ve Yazar Atalay Akçalı'nın 12. kitabı: Sona Yaklaşırken

Atalay Akçalı, Sona Yaklaşırken adlı eserinde yaşadıklarından kalan izleri bu kez şiirlerle anlatıyor.

Şair ve Yazar Atalay Akçalının 12. kitabı: Sona Yaklaşırken

Uzun yıllar TRT'de  müdürlük görevinde de bulunan  eski bürokrat, yazar ve şair Atalay Akçalı; her biri bir dönemi, sosyal ortamı ve dönemsel alışkanlıkları, ilişkileri belgesel niteliğinde anlatan,  gençlik yıllarından başlayarak hayatına dair önemli olayları kaleme aldığı 10 kitabıyla adından söz ettiren tecrübeli bir kalem...

Atalay Akçalı'nın Çapraz Kitap'tan neşredien yeni eseri “Sona Yaklaşırken” de onun yaşadıklarından ilham alan bir kurgu ama bu kez anlatım dili farklı. Sona Yaklaşırken'de Atalay Akçalı'nın  yaşadıklarını anlatan şiirleri var.

Yayıncısı Salih Koca "Şiirlerinin şiir sanatı açısından değerini elbette eleştirmenler, okuyucular şairler verecek. Ama her bir şiirinin; bir dönemi, bir zamanda yaşananları ya da şahit olunan şeyleri anlattığı bir gerçek. Yani her şiirin konusu, anlatımı bir gerçeğe yaşanmışlığa, gün görmüşlüğe dayanıyor. Bu açıdan bu şiirler yazarın ruhsal dünyasını, yaşadıklarını anlatırken ülkemizdeki duygusallığın, romantizmin ve hayat şartlarının kişileri nasıl etkilediğini de ortaya koyuyor." diyor.  

Yazar Atalay Akçalı, yeni çıkan 12. kitabı Sona Yaklaşırken hakkındaki düşüncelerini şu şiirle ifade ediyor: 

“Gören gözler görmez, duyan kulaklar duymaz 

Günler geceler geçmez oldu

Sona yaklaşırken.


Yemenin, içmenin, Tadı tuzu

Gezmenin, görmenin kışı yazı 

Kalmadı.

Yıllara yalvardım, yerinde durmadı

Bunca yıl yaşadım bu nasıl bir dünya aklım almadı

Sona yaklaşırken.


Bu yaşıma kadar çok şey gördüm, çok şeyler yaşadım

Hepsi mazide kaldı, çoktan unuttum gitti.

Bir tek sağlam sandığım aklım vardı, onu da veren geri aldı.

Yıllar öyle çabuk geçti ki;

Yaşım seksen olmuş

Farkına varmadım

Günler aylar nasıl geçti

Hiç anlamadım

Sona yaklaşırken. 

Yazar Son kitabı “Sona Yaklaşırken”in önsözünde kendisiyle ilgili şu satılara yer veriyor: 

ŞİMDİ SEKSEN YAŞINDAYIM

İnsan hayatı doğum ile başlıyor, doğumu sıfır noktası kabul edersek, yirmili otuzlu yıllar eğitim, çalışma hayatına başlamak, evlilik ve çocuklarla hızla geçiveriyor. Otuzlu yıllarla altmışlı yıllar arasında günlerin, ayların, yılların nasıl geçtiğini fark edemiyor insan. Çünkü yapılacak o kadar çok işler, sorunlar, mutluluklar, üzüntüler, sevinçler oluyor ki bir de bakıyorsunuz saçlar ya ağarmış, ya da dökülmüş, uzak yakın gözlükler ceplerde, işten eve yorgun gelmeler, uykusuz geçen geceler, çocukların okul yılları, sorunları eşinizle geçen bazen güzel bazen sıkıntılı günler aylar derken altmış yaşı da bitiriyorsunuz. Otuz ile altmış arası yıllar insan ömründeki en güzel, en tatlı, en eğlenceli yıllar olarak geride kalıyor.  İnişli, çıkışlı hastalıklı, sağlıklı geçecek olan hayatınızın altmış- seksen arası başlıyor. Ortalama bir ömrü seksen yıl olarak kabul edersek ömrün dörtte üçü böyle acı tatlı hatıralarla bitmiş oluyor.

Son çeyreğe geldiğinizde diyelim ki rahat yaşayan, maddi manevi hiç bir sorunu olmayan bir kişi bile olsanız bu son çeyrekte vücut yoruluyor, yavaş yavaş sağlık sorunları baş gösteriyor. İşte o zaman başınızı elinizin altına alıp düşünüyorsunuz. 

Ve Yaşam da sonsuzluk olmadığına göre SONA YAKLAŞTIĞINIZI fark ediyorsunuz. İşte ben de seksen yaşımda bu düşüncelerle sona yaklaştığımı fark ederek bütün şiirlerimi kaybolmasın diye bir kitapta toplamak istedim kitabımın adını da bu yüzden SONA YAKLAŞIRKEN koydum.

Yayıncı Salih Koca, yazar ve şair Atalay Akçalı'yı şu sözlerle tanıtıyor: 

"Atalay Akçalı, TRT2 Televizyonun kurucusu ve yayınını İstanbul'dan 1986'da ilk kez başlatan müdürü. Yıllardır dostuz ve her sene bir kitabını hazırlar, basarız. Az önce son kitabı için getirdiği fotoğrafları seçerken 80'lerin eğlence ve kültür dünyasına, tv ekranına yansımış onlarca değerli meşhur insana bir arada bakma imkanı bulduk. Ayhan Işık'la olan aile dostluğunu dinledik, Sakıp Sabancı'nın ona yolladığı mektupları birlikte okuduk. Halit Kıvanç, Orhan Boran Safiye Ayla, Bedia Müvahid, Yazar Refik Erduran ve Çetin Altan, Yılmaz Büyükerşen, karikatürist Altan Erbulak, Tiyatrocu Mücap Ofluoğlu, Nedret Güvenç, Gazeteci Nezihe Araz, Emel Sayın, Şener Şen, Perran Kutman ve Turgut Özal... Hepsi onun fotoğraflarında ve sakladığı gazete küpürlerinde görünen, dostu insanlar. Ve konumundan dolayı bir işi de gazetelerin çeşitli yarışmalarında ünlülerle birlikte yaptığı jüri üyeliği. 1990'lardaki televizyon kültürümüzün seviyesini yükselten programlar ve filmler hep onun sayesinde TRT2 de hazırlanıp yayınlandı. Bir ömrü Türk televizyonculuğuna adayan yönetici, yazar, şair ve aynı zamanda fizik ve elektronik yüksek mühendisi olan Atalay Akçalı abime uzun ömürler diliyorum... Kozan doğumlu bu Anadolu çınarının Türk basın, televizyon, yayın ve eğlence hayatıyla ilgili 1967-2017 yılları arasındaki 50 yıllık anıları belgeler ve fotoğraflar eşliğinde "On ve Son" isimli 10. kitabında..."

Yorumlar