Kültür Sanat

II. Abdulhamid: Biz Kostantin’den Aşağı Kalamayız

İngiliz ve Fransızların Çanakkale’yi geçebilecekleri endişesine kapılan İttihat ve Terakki'ye Sultan Abdülhamid’den ilginç cevap:

II. Abdulhamid: Biz Kostantin’den Aşağı Kalamayız

Yedikıta Tarih ve Kültür Dergisi Şubat sayısında Sultan İkinci Abdülhamit Han’ın hayatını kapsamlı bir şekilde ele aldı.  Dergi, vefatının 100. Yıl dönümünde Sultan 2. Abdülhamit’i “Son Nefes Zor Zamanların Hükümdarı” başlığıyla kapağına taşıdı.

Tamamı Sultan Abdülhamid’i anlatan sayıda: “Bereketli Bir Ömrün Panaroması”, “Son Günler ve Son Nefes”, Sayılarla Ulu Hakan”, “Zor Zamanların Hükümdarı”, “Eğitim ve Modernleşme, Sultan Abdülhamid’den Bugüne Uzun İnce Çizgiler”, “Biz Fatih’in Torunları Kostantin’den Aşağı Kalamayız”, “Yıldız’ın Demirbaşları”, “Alman Basınında Sultan’ın Vefatı” başlıklı makaleler yer alıyor.

Sultan Denge Siyasetini İyi Bilirdi

 Prof. Dr. Azmi Özcan “Zor Zamanların Hükümdarı” başlıklı makalesinde Sultan 2. Abdülhamid’in denge siyasetinden bahsediyor. Özcan Hükümdar’ın bazı devletlere karşı yaklaşımını şu sözlerle dile getirdi “Ona göre en tehlikeli devlet İngiltere’ydi. Hiçbir şekilde İngiltere’nin vaatlerine güvenilmeyeceğinin farkındaydı. Rusya ise her zaman tedbirli olunması gereken bir devlettir. Zira Rusya açık bir düşmandır ve siyaseti her zaman bellidir. Panslavizm’le Balkanlar’ı kontrol altına almak ve boğazları kullanarak açık denizlere inmektir.”

Sultanın Kendi Ağzından: “Vaktimi Böyle Geçiririm”

Ertuğrul Özbilen makalesinde; 9 yıl Sultan 2. Abdülhamid’in özel doktorluğunu yapan Atıf Hüseyin Bey’in yazdığı anılara yer verdi. Sultan 2. Abdülhamid’in vaktini nasıl geçirdiğini ön plana çıkaran Özbilen Padişahın şu sözlerini aktardı “Bazı zevat olabilir ki acaba benim için vaktini nasıl geçiriyor diyebilir. Evrad ü ezkar ile ibadet ve taat ile vaktimin çarçabuk geçtiğini görüyorum. Okumayı adet edindiğim evradlarım var. Onları ikmale bile vaktim kâfi gelmiyor. Şifa-i şerif okuyorum. Delail-i hayrat okuyorum. Memleketin selametine dua ediyorum. Allah’tan beşeriyetin bu muharebe felaketinden bir an evvel halas olmasını istiyorum.”

Devletin Bekası Eğitimledir

Prof. Dr. Mustafa Gündüz “Eğitim ve Modernleşme, Sultan Abdülhamid’den Bugüne Uzun İnce Çizgiler” isimli yazısıyla dönemin eğitim ve modernleşmesine ışık tutuyor. En somut örneğinin memleketin her tarafında yeni okulların açılması olduğunu belirten Gündüz “Her seviyede ve her yerde çok sayıda yeni okul açılmıştır. İlk mekteplerin sayısı binli rakamlardan 15 bine çıkmıştır. Rüştiyelerin sayısı 1880’lerde 275 iken 1909’da 975’e ulaşmıştır. İlk defa bu devirde neredeyse bütün il merkezlerinde yapılan sivil ve askeri idadi lise sayısı da 9’dan 98’ ulaşmıştır. Bunun yanında yol, köprü, orman, maden, demiryolu, posta telgraf gibi sahalarda yüksek seviyeli teknik personel yetiştirilmek maksadıyla eğitimlere de başlanmıştır.

Biz Fatih’in Torunları Kostantin’den Aşağı Kalamayız

İngiliz ve Fransızların Çanakkale’yi geçebilecekleri endişesine kapılan İttihat ve Terakki, tedbir olarak Sultan Reşad’ı, hükümeti ve Beylerbeyi Sarayı’nda kalan Sultan Abdülhamid’i ikna edip Anadolu’ya götürmeye karar vermişler. Padişah 5. Mehmet Reşat bu kararın eski padişaha bildirilmesini Dâhiliye Nazırı Talat Paşa’ya vermiş.

Talat paşa heyet ile birlikte bunu Sultan Abdülhamit Han’a iletince, şu cevabı almışlar: “Şevketli biraderimin endişeleri boşunadır. Eğer dokunulmamış ise Çanakkale’yi ben, zamanında fevkalade güçlendirmiştim. Oradan hiçbir donanmanın geçmesi mümkün değildir. Boğaziçi de öyle. Ama farzı muhal diyelim böyle bir felaket başa geldiği takdirde hakanın yapacağı şey; tacını tahtını, tebaasını alçakça terk ile kaçmaya teşebbüs etmek değil, payitahtının taşları altında şan ve şerefle canını vermektir. Hazreti Fatih bu beldeyi küffarın elinden fethettiği zaman, Bizans İmparatoru Kostantin kaçmayıp harp ede ede, yıkılan kalelerin altında can vermek cesaretini göstermiştir. Biz Fatih’in torunları Kostantin’den aşağı kalamayız. Zatı şahaneye böyle arz edin, müsterih olsunlar. Şuradan şuraya kımıldamasınlar. Düşman bu beldeye giremez.”

Yorumlar