Fizik

Hançer Yarası değil Karanlık Madde mermisi değdi!

Pek çok fizikçi Karanlık Maddenin atom altı parçacık olduğunu düşünüyor ama Makroskopik Karanlık Madde savunucuları da var ve 'Karanlık Madde insanı yaralayabilir diyorlar.

Hançer Yarası değil Karanlık Madde mermisi değdi!

Astrofizik araştırmalarına göre Evrenin kütlesinin yaklaşık dörtte birinin "karanlık madde" veya "kara madde" denilen gizemli ve gözle görünmeyen bir maddeden oluştuğu tahmin ediliyor.

Karanık Madde bilimsel olarak da keşfedildi ama varlığını doğrudan değil, dolaylı etkilerinden ispatlayabiliyor. Bu yüzden Karanlık Madde'nin sırlarını araştıran çoğu fizikçi atomlardan daha küçük parçacıklardan oluştuklarını tahmin ediyor.

Gizemli ve yalnızca dolaylı kanıtlardan var olduğunu bildiğimiz Karanlık Madde'nin varlığının en önemli kanıtı, görünür evrendeki nesnelerle kütle çekimine (yerçekimi) girebilmesi.  Kara maddeyi doğrudan saptama çabaları, Büyük Yeraltı Xenon (LUX) dedektörü ve CERN deneylerindeki Büyük Hadron Çarpıştırıcısı (LHC) gibi hassas makineler veya büyük atom parçalayıcıları kullanarak gerçekleştirildi ve bu deneylerden Karanlık maddenin yerçekimini hissettiği ve kümeleşebilecek yapıya sahip olduğu biliniyor.

Mistikalem.com'un derlediği bilgilere göre; Makroskopik Karanlık Madde taraftarları yani kara maddenin gözle görülebilir olduğunu savunanlar da var. Makroskobik karanlık madde savunucuları, Karanlık Maddenin birçok parçacıktan oluşan bileşikler olabileceğini de savunuyor.

Ve onlardan üçünün imza attığı yeni bilimsel çalışmada, Karanlık Madde formlarının; yüksek hızlı mermiler gibi haraket edebildiğini ve insan vücudunu yaralayacak kadar etkili olabildikleri ileri sürüldü.

İnsan Vücudu Karanlık Madde Dedektörü gibi kullanılabilir önerisi

New York'taki Cornell Üniversitesi'in akademik standartlara uygun makaleler yayınlayan online bilimsel dergisi arXiv.org'da 15 Temmuz tarihinde yayınlanan Karanlık Madde ile Ölüm (Death by Dark Matter) başlıklı Jagjit Singh Sidhu, Robert J Scherrer, Glenn Starkman imzalı makaleye göre; Karanlık Madde fiziki görünürlüğe sahip yaralar açabilir ve hatta insan bedeni de bu nedenle karanlık madde dedektörü olarak kullanılabilir.

Varsayım ilk bakışta saçma ve bilimsellikten uzak gibi algılanabilir ama bilimadamlarına göre üzerinde ciddi ciddi düşünülmeye değer. Çünkü Karanlık Madde doğrudan gözlenemediğinden, ne menem bir olgu olduğu belirsiz ve bu konuda tutarlık içeren her bilimsel varsayım kayda değer. 

Karanlık maddeyi araştıran çoğu fizikçi atomlardan daha küçük parçacıklar arıyor. Makroskopik Karanlık Madde savunucularına göre ise Karanlık Madde parçacıkları, kozmosta gözle görülebilir miktarda kümelenmiş olarak barınabilir.

Cleveland'daki Case Western Reserve Üniversitesi'nde fizik bölümünde doktora adayı makalenin  baş yazarı Jagjit Singh Sidhu Lve Science dergisine verdiği demeçte, "Evet, Makro Karanlık Madde'nin varlığını gösteren kesin delil yok. Ama teorik olarak tutarlı ve bu konudaki araştırmaların sürmesi gerektiğini gösteren bulgular var. Zaten Karanlık Maddenin atom altı parçacık olduğunu savunanları için de bu durum geçerli. Onların elindeki kanıtlar da tamamen dolaylı ve teorik. Karanlık madde, bir elektrondan birçok kez daha küçük varsayımsal bir parçacık olabilir. Ama Evren'de güneşin kütlesinin birkaç katı ve kara delik kadar ağır kütleye sahip Kara Madde kümeleşmeleri olabilir" diyor.

"Karanlık Madde ile Ölüm” başlıklı makalede savunulan fikirlere göre, makro karanlık madde parçacıkları, insan vücudu gibi fiziksel nesnelerle doğrudan etkileşime girerek “önemli hasara” yol açabilir.

Araştırmacılar, böyle bir çarpışmadan kaynaklanan hasarın kurşun yarasıyla karşılaştırılabileceğini savunuyorlar.

Kabul etmek gerekiyor ki; Bilim adamları henüz karanlık madde ile yaralanmış insanlar bulamadılar. Bu yüzden de karanlık madde mermilerinin neye benzediğini algılamak mümkün değil. Ancak teoride de olsa böyle bir olasılık mümkün. Bu olasılığın araştırılması da karanlık madde arayışlarına yeni bir bakış açısı kazandırabilir. Yani insan vücudunun “karanlık madde algılayıcısı olarak” kullanıldığı deneyler yakında gündeme gelebilir.

Jagjit Singh Sidhu “Konu hakkında çok fazla ucu açık soru var. Fakat 20-30 yıl içinde bu alanda inanılmaz adımlar attık ve ilerleme kaydetmeye devam edeceğiz. Bu, karanlık maddeyi doğrudan bulacağımız anlamına gelmiyor, ama 20 yıl içinde onun hakkında daha çok şey öğreneceğimize bahse girerim.” diyor.

Yaşar İliksiz - Mistikalem.com

Yorumlar