Kadında animus ve omurganın gücü

04 Nisan 2022 Pazartesi
Kadında animus ve omurganın gücü
Kadında animus ve omurganın gücü

Kadınlar neden 28-35 arası fibromiyalji, romatizmal ağrılar, fıtık gibi omurga, kemik ve kas problemleri yaşar ve neden bu yaşlarda evlenmeyi, hayatlarında hiç olmadığı kadar önemsemeye başlarlar? Animus kadının neresinde, nasıl ve neden durur?

Bir süredir cinsiyetime dair acayip, erkekle kadının iç içe geçtiği rüyalar görüyordum ve gündüz de rüyalar üzerine düşünüp anlamaya çalışıyordum. Cinsel kimlik karmaşası mı yaşıyordum? Erkek arkadaş mı istiyordum? Kadınlığımı inşada mı zorlanıyordum?

Sonunda dün Jung’un maskülen/anima önermesinden başlamaya karar verdim. Kitabın pdf’ini bulmak çok zamanımı aldı, sonra başka bir iş girdi derken ancak girişi okuyabildim ve yattım. Rüyamda kendi bedenimi görüyorum, meditatif pozisyonda, dingin duruyor. Omurgamın içinde ışıklar saçan, altın sarısı bir fallus duruyor. Yanımda bir ben daha var: Bilge ben, yüksek benlik ya da ruh gibi bir halim. Bana “animus kadında omurganın içinde, bir enerji akışı olarak oturur. Animus, yani kadında logos omurgaya güç veren, onu sağlam ve net tutan şeydir. Kundalini enerjisi gibi, kökten gelir ve zihne yükselir. Anima’yı okuma, gerek yok. Feminen/Animus’u oku” diyor.

Babamın yası içimde işlenmeye, yani babamın kaybını kabul etmeye başladığımdan beri birkaç senedir omurga problemleri çekiyorum. Önce sebebi belirlenemeyen romatizmal ağrılar başladı. Kalçam, leğen kemiğim, omurgam tutuluyor, inanılmaz ağrıyordu. Sonra 2020’de baş dönmeleri geldi. Ayakta durunca sanki devrilecekmişim gibi, kendimi güçsüz ve sallantıda hissediyorum. Fiziksel buna sebebiyet verebilecek her şeye baktırdım ama bir şey bulunamadı. Ağrı kalçamda başladı, son bir iki aydır boyun tutulması olarak devam ediyor yani aşağıdan yukarıya, omurga her noktada tadilatta.

İçselleştirdiğimiz animus (ki görünen o ki genelde bu ilk önce baba) kadınlar olarak bize logos’u yani aklı, öngörüyü ve netliği veriyor. Ancak kendi çağımızın gerçekleriyle yüzleştiğimiz otuzlarda, özellikle Y Kuşağı olarak babalarımızın bize verdiği logos’un yetersizliği sebebiyle, hayat karşısında dik durmakta problem çekmeye başlıyoruz. O zaman animus yeni bir rol model aramaya çıkıyor.

Etrafımda benim yaşlarımda olup da sırtı, omzu, başı ağrımayan kadın yok. Sevgili/Eş/erkek öteki ararken aslında o kadar da eş istemediğinden şüphelendiğim, bilinçdışında hep başka bir şeyin peşinde olduğunu düşündüğüm kadın çok.

Biz bu yaşlarda logosumuzu yeniden yapılandırmaya çalışıyoruz. Çalışmak, disiplin, organize olmak gibi konularda birden bu yaşlarda problem yaşamaya başlamamız bence bu yüzden. Yine rol model arayışı yüzeyde kendini eş arayışı olarak gösteriyor diye düşünüyorum. Omurgamız, içimizdeki yılan, fallusun enerjisi bizi dik tutan şey. Hele de bu kadar eril ve zor bir dünyada ise bir kadının o logosu, sağlamlaştırmasından daha önemli bir şey yok. Güvenli ve rahat bir kadınlık deneyimimiz de yine içimizdeki animus’la ilişkimizde yatıyor. Kadınlar, omurganızı dik tutun!

Caput Draconis - mistikalem.com

Prof. Yaşam Koçu, NLP ve Öğrenci Koçluğu
Usui-Kundalini Reiki II
Seans/iletişim: w.erleichda@gmail.com

www.youtube.com/user/thejenrachelblack