İnsan değişmez, başkalaşmaz, sadece...

24 Ağustos 2020 Pazartesi
İnsan değişmez, başkalaşmaz, sadece...
İnsan değişmez, başkalaşmaz, sadece...

Değişim ve Değer Üzerine

Biz insanlar işler bizim istediğimiz şekilde gitmediğinde, herkesin ve her şeyin değişmesini isteriz. Ne vardır ki bu istekte? Bizi seviyorlarsa, değer veriyorlarsa, nedir ki değişmek? Hem hepimizi mutlu edecek olan da buysa? Değişmediklerine göre ya bizi sevmiyorlardır, değer vermiyorlardır ya da mutluluktan anlamıyorlardır!

Böyle deriz, böyle güreşiriz etrafımızla, kendimize gelince çok basit bir yeme/içme/çalışma alışkanlığını bile değiştiremeyen, sağına yatarken soluna dönemeyen bizler.

Bence hiçbir yaratılış değişmez. Herkes ve her şey, özünde ne ise, ne olarak meydana gelmiş ise günün sonunda yine odur ve bu doğal olma halini, bize duyulan sevgiye, değere, ilgiye, özene bağlamak, bir taşa bizim için gül olmadı diye bağırıp çağırmak kadar acaiptir. Zaten günün sonunda biz değişir miyiz ki? Biz neyi değiştirebilmiş, şu hayatta birileri, bir şeyler için ne kadar başkalaşabilmişizdir ki?

İnsan değişmez, başkalaşmaz, sadece ömrü boyunca girdiği tüm etkileşimlerle birlikte farklı “tınır”. İnsan bir piyanodur ve işte hayat ilişkilerle, olaylarla, travma ve coşkularla hangi tuşuna basarsa, o notası aşikar olur, diğer tınıları susarken. Bu yüzden bir insanın kendine yapabileceği en iyi iki şeyden biri akorttur. Notamızı değiştiremeyebiliriz, ama edamızın kulak tırmalayacak kadar iki uca savrulmamasına özen gösterebiliriz. İkincisi ise hayatın vesile edip gönderdiği müzisyenleri iyi seçmektir. Ruhu okşayan bir ezgiyi çalacak ile bizden dalgalandıracağı müzik, elbette bilmeden tuşları ezeninkinden farklı olacaktır.

Keza bizler de insanların tuşlarına şefkat ve özenle dokunacak, bildiği ezgiyi çalıp, bilmediği için kimsenin tuşlarına şiddet uygulamayacak olduktan sonra, zaten kimsenin de değişmelere, dönüşmelere ihtiyacı kalmaz.

Değişmeyi, dönüşmeyi, etrafımızı da elinde balçık, Tanrı gibi mıncıklamayı bırakıp, kendi akorumuzu yapalım ve iki güzel beste bilmeye, ötekine nazikçe dokunmaya bakalım.

Modaya uyar gibi dönüşmeyelim, birlikte senfoni olalım?