15 Aralık - 15 Ocak arası ve Yengeç Dolunayı

29 Aralık 2020 Salı
15 Aralık - 15 Ocak arası ve Yengeç Dolunayı
15 Aralık - 15 Ocak arası ve Yengeç Dolunayı

Şimdi, yeni seneye girer eskisini geride bırakırken, gelin Ocak ortasına kadar ki enerjileri ve temalarımızı gözden geçirelim.

Normalde insan hemen her şeyle ilgili şöyle bir erginlenme süreci yaşar: 1- bir şey ister: hayat ona o şeyi, o olduğu gibiyken hemencecik versin, bir işte ne bileyim mucize olsun, patron işe el atsın, insanlar onun önüne düşsün, paralar yağsın ister. 2- Hayat senenin yarısı bunu az çok yapıyorsa diğer yarısı hiç de böyle bir şey yapmaz, aksine insanı bu şartlarda, istediği şeyi elde edebilmek için belli bir forma gelmeye, belli sorumlulukları almaya, belli eylemleri gerçekleştirmeye zorlar. 3- İnsan başta söylenir, öfkelenir, didinir ancak sonra el mahkûm o şeyi yapmaya başlar. Önce sandığı kadar zor olmadığını anlar. Sonra aslında yardım da geldiğini, yaptıkça, odaklandıkça bir enerji alanı yarattığını da fark eder. Böylece ufak ufak işler yoluna girer, insanın umudu yükselir, inancı artar, geleceği vizyonlar. 4- Böylece yeni bir düzen, ortam, sistem ve beceriler oturmuş, bir şey yolunu bulmuş olur.

Peki, bu sene ne oldu? 1- İnsan istedi, sonra anında istediği şeyin kaygısına, korkusuna, yersizliğinin acısına düştü. 2- Hayat insanı bir şey yapmaya yine itti.3- İnsan iyi bari, yapayım dedi ama yapılacaklar tolere edilemeyecek kadar ağırdı ya da içsel güç kaldıramayacak kadar zayıftı. 4- Yardım, destek, çevre, verim filan gelmedi. Olan da patatese bağladı. Bu yüzden kısır döngüye girdik. Korkulu, umutsuz istek-onun için gerekeni yapamaya yetmeyecek bir fiziksel / duygusal / zihinsel hal, biraz olsun yapsak da enerji alanı oluşturamaması, oluşanın da kendi habitatını kuramaması- yalnızlık, çaresizlik- başa dönüş: korkulu, umutsuz istek.

Bu durum kendini gökte 2019-20 bandındaki Venüs-Mars-Merkür su Retroları, Jupiter/Satürn/Pluto kavuşumları ve Neptün/Uranüs Retroları ile ifade etti. Şimdi gökte bunlardan bir tek Uranüs retrosu, Mars’ın koç seyri Neptün kareleri kaldı.

Ocak 7’den itibaren onlar da 15’ine kadar olan evrede geçecekler, ancak ondan önce bir 30 Aralık Yengeç Dolunayı, 26 Aralık-7 Ocak açıları falan var.

O zamana kadar beni haritada en kıl eden şey Uranüs retrosu ve derecesi. Şuan o bizim dünyada deneyimlediğimiz şu hali temsil ediyor: tam bir umut yükseliyoruz, ama dünyanın durumu, tam motive oluyoruz, ama şartların durumu, tam bir şey olacak ama dünya: hayatımızın her alanına bulaşmış bir dünyaya ve realiteye karşı umutsuzluk ve gözümüze sokulan çirkinlik var. Tam yılbaşı kutlaması yapacakken birden önümüze düşen ve tadımızı kaçıran “ama Sudan’da çocuklar aç!” haberi gibi. Bir hafta üst üste bir motivasyonda kalmak nasip olmuyor. Bu da bizi daha edilgen, daha dışarıdan bekleyen, çaresiz bir psikolojide tutuyor.

Şimdi o psikolojiyle Yengeç Dolunayı’na gidiyoruz. Görünen o ki yine “ne yapsam olmaz(olmadı” haliyle yine nesnelere, şeylere, mala mülke, ilişkilere yöneleceğiz gibi duruyor. Yani kısır döngünün başını “ama ben bir şey istiyordum!” kısmını tekrar ele alacağız gibi. Fakat henüz göremediğimiz şey, şimdi farklı yaparsak, artık eylemin üçüncü kısmının açıldığı gerçeği. Yani yine bu yönelimden elimiz pek de dolu çıkmayacağız ancak o isteklere, arzulara, ilişkilere başka bir gözle bakacağız ve onları oldukları yere koyacağız (Aralık sonu). Sonra Ocak başıyla birlikte hayat yine “şunu yapcan bro” diye önümüze bir sorumluk/yol koyacak. Şimdi onu yapabiliriz: bu sefer geçen sene olduğu kadar ağır ve sonuçsuz geçmeyecek o süreç. Son olarak 13 Ocak Yeniayı’nda bu sefer eldekilerle yeni bir enerji alanı, odak oturtmak mümkün olacak. İşte o zamana kadar özellikle şu 7-10 günlük evrede, neyin kısır döngüsünde debeleniyorum demekte fayda var. Şartlar cacık, dünyanın hali beni geriyor diye, neye/kime yönelip yönelip geri sekiyorum? Hangi yaşam planımı zorluyorum ve bunu yaparken gerçeği ıskalıyorum? Daha doğrusu bir buçuk senedir altından kalkamadığım için gerçeğin, onu ıskalamak adına bir arzuya yöneliyorum? E o da olmuyor kurban olduğum ya. Sinirlendim. Neyse.

Bu gün de yazdığım gibi insanın var olmak için ötekine, ötekinin sesine ve bakışına ihtiyacı vardır ve bizler bir süredir ötekilere “görünmüyoruz” ya da ufukta bir öteki de görmüyoruz. Bu da bizim bir şey olmak bir şeyi oldurmak için ihtiyaç duyduğumuz motivasyonu hiç ediyor. Bunun melankolisi önümüzdeki 3-4 gün havada. Bu havayı dağıtmak için “arkadaş şu ajandamı bir kez daha karıştırayım, her yere bir tekrar bakayım ne demek hiç öteki yok?” dedirtiyor. Bu arayışta bazı insanlar, bilhassa geçen senenin azizliğine uğrayanlar tekrar ele alınabilir, onlar Ocak ortasında artık resmi biçimde ötekilerimiz olarak atanabilirler. Ya da biz zaten etrafımızda var olan ama bizim göremediğimiz ötekileri şimdi görebiliriz. Bunun da oturması Ocak ortasından önce değil. Yani tekrar deneyeceğiz. Aynı tatsız ruh hali ile, aynı bıkkınlıkla, biraz da çaresizlikle. Olsun.

Bazıları az buçuk iş görür olacak. O da bize bir başlangıç zemini sunacak. Meşhur bir bilgenin de dediği gibi, dünden bugüne değil de, geceden gündüze değil de, adım adım bir şeyler hallolacak.

Sevgiler..

Caput Draconis - mistikalem.com

Prof. Yaşam Koçu, NLP ve Öğrenci Koçluğu
Usui-Kundalini Reiki II
Seans/iletişim: w.erleichda@gmail.com

www.youtube.com/user/thejenrachelblack