Mindfulness Kavramının 3 Temeli: Niyet, Dikkat, Tutum
Mindfulness (Bilinçli Farkındalık) kavramının nörobilimsel etkilerinin kanıtlandığını belirten Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Mindfulness, genellikle 'anı yaşamak' olarak yanlış anlaşılıyor; oysa doğrusu 'anda yaşamaktır. 'Mindfulness demek pozitif düşünce değil; zor durumlarda, stres esnasında soğukkanlı kalma becerisine sahip olmaktır. Anda kalmaktır.” dedi.
Mindfulness tekniği için kişinin yaşam felsefesine göre kendisine ayırdığı bir zaman olması gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Tarhan konuyu şöyle izah ediyor: “Bu, meditatif bir eylemdir. Aslında doğanın hız ve ritmine uygun yaşamaktır. Her gün en az 20 dakika kendinize sessiz bir zaman ayırın. Bu, kişinin rutinden kopup durup düşündüğü, yeniden değerlendirdiği bir moladır.”
Prof. Dr. Tarhan, bilinçli farkındalığın üç temel unsur üzerine kurulduğunu belirtiyor:
Niyet: Kişinin hedeflerini olaylara değil, kendi gerçek amaçlarına yöneltmesi.
Dikkat: Niyetin doğru noktaya odaklanması.
Tutum: Zor olaylar karşısında kişinin kendi tavrını seçebilmesi.
Bu üçlü birleştiğinde birey zihinsel yönetimini kendi eline alıyor.
Meditasyon Bir Teknik, Mindfulness Bir Üst Kavram
Meditasyonun sıkça Mindfulness ile karıştırıldığını söyleyen Tarhan, meditasyonu gevşeme tekniği olarak tanımlıyor.
Odaklanma, nefes egzersizi ve rahatlatıcı ses unsurları meditasyonu oluşturuyor.
Ancak meditasyon, Mindfulness’ın kullandığı araçlardan yalnızca biri.
Mindfulness ise zihinsel farkındalığı kapsayan daha geniş bir çerçeve.
Mindfulness'iın Beyin ve Hücre Düzeyinde Etkileri
Mindfulness’ın nörobilimsel etkileri kanıtlanmış durumda:
- Frontal bölgeyi yöneterek planlama ve zamanlama becerilerini güçlendiriyor.
- Amigdala’yı kontrol ederek stres karşısında sakin kalmayı sağlıyor.
- Default Mode Network düzenlenerek kaygı azaltılıyor.
- Hücresel düzeyde ise telomerleri koruyarak DNA hasarını önlüyor, biyolojik yaşlanmayı yavaşlatıyor.
Zor Duyguları Yönetmek Mindfulness ile Çok Kolay
Mindfulness’ın amacı pozitif düşünce dayatması değil; stresli anlarda soğukkanlı kalabilmek.
Mevcut durumu kabul etme, uzun vadeli hedefler için bugünkü zorlukları tolere etme becerisi kazandırıyor.
Sürekli pratikle otomatikleşen bu yöntem, kişinin içsel eleştirmenini yönetmesini sağlıyor.
Tarhan, “İçimizdeki eleştirmeni kontrol edemezsek, rüzgârda yelkensiz sürüklenen bir gemi gibi savruluruz” diyerek sürecin önemini vurguluyor.







Yorumlar