4-10 Temmuz Haftasına Astrolojik Bakış

07 Temmuz 2022 Perşembe
4-10 Temmuz Haftasına Astrolojik Bakış
4-10 Temmuz Haftasına Astrolojik Bakış

4-10 Temmuz 2022 = “Sessiz ve Yavaş”

“Ekmeği öğrendim.
Sonra barış için ekmeğin bolca üretilmesi gerektiğini.
Sonra da ekmeği hakça üleşmenin,
Bolca üretmek kadar önemli olduğunu öğrendim.”
Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî

 2022 yılının 27. Haftası; “Şimdi kutlama zamanı!” diye sesleniyor.

29 Haziran Çarşamba günü su elementinin öncü niteliğindeki burç süreci Yengeç’in koruyucu ve besleyici sularında doğan Yeniay’ın ışığı:

“Ben değişirsem, dünya değişir” bilinç boyutuna doğumumuzu müjdelemekte idi. Emek verirsek gelişerek büyüyebileceğimiz, kendimizi yeniden var edebileceğimiz alanları ışıyarak “Kendi kendinin efendisi olma” döngüsünü başlattı, bu süreçte kendi kendimizle yeniden bağ kurmak adına vereceğimiz düzenli ritimdeki emeğin karşılığını 27 Aralık 2023 tarihinde tezahür eden Yengeç burcundaki dolunay süreci aydınlatıyor. 

Bu sürece ilişkin detaylı bilgi için:  27-haziran-3-temmuz-haftasina-astrolojik-bakis

Bolluğu, bereketi ve kutlamayı vurgulayan yeni haftamız boyunca Ay ışığını büyütüyor. Bu haftanın genel dinamiği Merkür Yengeç burcunda tadında! Hayal gücümüzün derinliğini sezgilerimizin ışığıyla harmanlayarak iç sesimizi, yaratıcı iletişim kanallarıyla özgürce ifade etmemizin altı çizilmekte.

Bu hafta, iletişim fonksiyonumuzu sembolize eden Merkür gezegeni ve eylem fonkonumuzu simgeleyen Mars gezegeni dişil nitelikteki burç süreçlerindeki yolculuklarına başlayarak bizleri de içsel doğamızı sanatın zemininde ifade etmeye davet ediyorlar. 

‘Sen Sus Gözlerin Konuşsun’ - Merkür Yengeç Burcunda (5-19 Temmuz):

Rasyonel zihin ilkemizi simgeleyen Merkür gezegeninin, bir şeyin parçası olma-bir yere ait olma bilincini tetikleyen, duygusal farkındalığımızın ve hafızanın sembolü Yengeç burcunun hassas, derin ve anlayışlı sularındaki yolculuğu boyunca:

Çevremizde gelişen olayları/durumları daha subjektif bir zeminde ve eş zamanlı olarak empatik bir dil ile yorumlayabiliriz. Rasyonel zihin ilkesinin, bilinçdışımızın ritmini ışıyan Ay yönetimindeki Yengeç burcunun duyarlı doğasında konumlanması iletişim zeminlerimizde “şefkat”in tonunu vurgulamakta, bununla beraber geçmişte deneyimlenmiş ve henüz kabuk tutmamış dinamiklerin tesiriyle pasif-agresif bir tonda iletişim kurmayı bilinçsizce tecrübe edebiliriz. 

Bu bağlamda özde hangi ihtiyacımızla temas ettiğimizi sezerek içgörü geliştirebileceğimiz, bilinçdışı örüntümüzün dış dünyayı algılama şeklimize nasıl öncülük ederek kader adını atfettiğimiz; “alışkanlık döngümüzü” biçimlendirdiğine ilişkin farkındalık geliştirebileceğimiz derin ve verimli bir süreçteyiz.

“Siz bilinçdışınızı bilince dönüştürene kadar, O sizin hayatınızı yönlendirecek ve siz ona kader diyeceksiniz.

                                                           Carl Gustav Jung

 Kişisel Tarihimizin Arkeolojik Kazı Çalışmalarına Başlayabiliriz: 

Yengeç burcu; tarihi arkeolojiyi, atalarımızdan miras aldığımız tüm dinamikleri de simgelemektedir. Bu bağlamda hafızamızın derinlikleriyle duygusal bir bağ kurarak, yeni bir kabuk geliştirerek yeniden doğabileceğimiz, öz potansiyelimize ilişkin duygusal boyutta bir farkındalık kazanabiliriz. Bunun için; bedenimizin (beden= bilinçdışı) lisanını

dinlemeye yönelebiliriz (bu süreçte “Yin Yoga” uygulamaları faydalı olabilir). Kendimizden kendimize olan yolculuğumuzda, potansiyelimizde büyüme vaat eden dinamikleri aydınlatmak adına  alanında uzman kişilerin rehberliğinde bir öz keşif yolculuğuna (psiko-terapi süreci) başlamayı seçebiliriz. 

Ben senin kaderini değiştiremem,
Ancak kaderini algılama şeklini değiştirirsem
Sen kendi kaderini değiştirebilirsin”
                                                  Rollo May

 

“Geç Olsun Da Güç Olmasın”- Mars Boğa Burcunda (5 Temmuz-20 Ağustos):

Işığın Savaşçısı Ares (Mars gezegeni), Baharın Güneşinin simgesi Boğa burcunun güzel, verimli bahçesinde kararlı, istikrarlı adımlarla yol almaya başlarken, özümüzdeki matadorla yüzleşme vakti! 

Mars gezegeni Boğa burcunda “zararlı” (bir gezegenin yöneticisi olduğu burcun karşısındaki burçta konumlanması) konumdadır, bir başka deyimle fonksiyonunu tam randımanlı bir şekilde sergileyemez. Mars, temel olarak öz yaşam enerjimizi nasıl ortaya koyduğumuzu göstermektedir.  

Mars gezegenin Boğa burcundaki yolculuğu boyunca yaşam enerjimizi yoğun olarak “savunmacı” ve eş zamanlı olarak “tutkulu” bir tonda ortaya koymamız ön plana çıkmakta. Sahip olduğumuz maddi-manevi değerleri korumaya yöneleceğimiz bu yavaş süreçte gerçekleştirmek istediklerimize yönelik güçlü ve pratik bir şekilde irademizin gücünü ortaya koyarken kendinden emin, istikrarlı, yavaş yavaş, sebatkar bir biçimde hedeflerimize doğru emek vererek ilerliyoruz. Bir dokunma sanatı, eril ve dişil enerjinin birliğe uzanan dansı olan; cinsel eylemlerimizde daha tutkulu dinamiklere yönelebiliriz. 

Boğa burcunun yönetici gezegeni Venüs, 18 Temmuz tarihine değin İkizler burcundaki yolculuğuna devam ederken, entelektüel boyutta bizi çeken dinamiklere yönelik bilgi edinme, eğitim-öğretim zeminlerine enerjimizi ortaya koymamız söz konusu iken, bu süreçte matador hızlı davranmak, atak manevralar gerçekleştirmek istese de boğa oldukça sakin bu bağlamda bazı girişimlerimizde gecikmeler, duraksamalar söz konusu olabilir.  Venüs gezegeninin, 18 Temmuz-11 Ağustos zaman diliminde Yengeç burcundaki yolculuğuna başlamasıyla ve 22 Temmuz itibariyle Güneş’in de Aslan burcundaki yolculuğunun başladığını göz önüne aldığımızda; hafızamızdaki dinamiklere, aile olarak nitelendirdiğimiz yaşam alanlarımıza, enerjimiz yönelirken, sevdiğimiz, kıymet verdiğimiz her şeyi koruyup, kollama ve yüceltme yönündeki motivasyonumuz artıyor, bu süreçte matador biraz yan yan hareket etmeye başlayarak dolaylı yollardan, alternatif manevralara yöneliyor olabilir.  Venüs, Güneş yönetimindeki Aslan burcundaki yolculuğuna başladığında (11 Ağustos-5 Eylül), sağlam ve planlı bir şekilde yeni atılımlara yönelik daha heyecanlı ve yaratıcı olabileceğimiz bir 9 günlük süreç deneyimleyebiliriz, bu zemindeki matador doğru direkt yaşam gücünün canlı enerjisini tam olarak sahneye koyma yönünde daha inatçı bir tutumla var olabilir ve pek tabi alkışı hak edici manevralar eşliğinde şovunu sergileyecektir. 

“Tekrardaki mucize gülüm, tekrarın tekrarsızlığıdır.”
Nazım Hikmet

 

Şimdi yavaş yavaş ve sessizce 2022 yılının 27. Haftasının ana dinamiklerine kulak vermeye başlayalım: 

Haftanın başlangıç gününe (4 Temmuz Pazartesi): Işıkların vals gösterisine şahit olarak güzel, uyumlu bir ritimde adım atıyoruz (Ay-Güneş sekstil açısı). Hissetme fonksiyonumuz Ay, günün akışı boyunca, hizmet ve sağlık bilincini ışıyan marifetli Başak burcunun soğuk ve kuru topraklarında ışığını büyük bir titizlikle büyütmekte (Hilal fazında). Ay, duygu ustası Yengeç burcunun ikinci dekanında (Merkür gezegeni yönetiminde) konumlanmakta olan Güneş ile dayanışma içerisinde iken eş zamanlı olarak meraklı İkizler burcunun ikinci dekanında (Mars gezegeni yönetiminde) konumlanmakta olan Venüs gezegeniyle uzlaşı arayışında (Ay-Güneş sekstil/ Ay-Venüs kare açı dinamikleri). Şimdi tıpkı bir mobilyanın parçalarını birleştirerek adım adım monte etmek gibi, yaşam döngümüzde hedeflerimiz doğrultusunda ilişki dinamiklerimize emek vererek, isteklerimiz üzerine konsantre bir tonda yoğunlaşarak, inisiyatif alarak araştırmacı ruhumuzla detayları analiz ederek yeni bir dinamiği ortaya koyabilme potansiyeli vaat eden dinamik, akıcı ve değişken bir gün deneyimlemekteyiz.  Destekçi bir zeminde iş birliğiyle, dayanışma ruhuyla birçok yeteneğimizi geliştirebilir, önümüzde yepyeni imkanların yavaş yavaş belirginleşmeye başladığını sezgisel bilişimizle algılamaya başlayabiliriz. 

Haftanın ikinci günü (5 Temmuz Salı): “Eşeğimizi sağlam kazığa bağlama” niyetiyle ve eş zamanlı olarak “Kılı kırk yarmak” bilinciyle eylemde olmanın faydasını duyumsayabileceğimiz günün akışında hissetme fonksiyonumuz Ay, mükemmeliyetçi bir ritimde ışığını toprak elementinin değişken niteliğindeki realist burcu Başak’ın eleştirel doğasında büyütmekte. 

Günün akışında değişen koşulların dalgalarını daha duyarlı bir ritimde duyumsamamız olası, Mars gezegeni Boğa burcundaki ve Merkür gezegeni Yengeç burcundaki yolculuklarına başlarlarken öğleden sonra  Ay’ın Başak burcunun 3. Dekanında (Merkür gezegeni yönetiminde) konumlanacağını ve öncelikle kozmik antenimizin tam karşısına geçeceğini hemen ardından Yeraltı diyarının adaletli hükümdarı Hades ile motivasyon kaynaklarımızın en kökündeki dinamikler üzerine akıcı ve uyumlu bir sohbet gerçekleştirdikten sonra  dinlenmeye çekiliyor (Ay-Neptün karşıt açı/ Ay-Plüton üçgen açı dinamikleri Ay; 21.04 – 01.25 zaman diliminde boşlukta) . 

Günün akışında özellikle öğleden sonraki zaman diliminde yavaş yavaş, temkinli ve planlı adımlarla eylemde olmak işlevsel olabilir. Bilinç dışımızın ritmini ışıyan Ay, Dane Rudhyar’ın deyimiyle “Her seviyede bütünün bütünlüğünün iyileştirici ve destekleyici kudretini” nitelendiren Neptün gezegeniyle karşı karşıya geldiğinde öz misyonumuzu gerçekleştirmemiz yönünde bir becerimiz üzerine farkındalık geliştirebilir, bu becerimizin ana motivasyon kaynağını nasıl besleyebileceğimiz ve bu beceriyi nasıl ifade edebileceğimiz yönündeki bilginin bilincimize doğumunu Ay, Plüton gezegenine lütufkar bir tonda dokunduğunda, gerçekleştirebiliriz. 

Güneş yerini Ay’a bırakarak Başak burcunda boşlukta ilerlemeye başladığında (21.04-01:25), bizler de meditasyon ve derin dinlenme uygulamaları gerçekleştirebiliriz. 

Haftanın ortasına vardığımızda (6 Temmuz Çarşamba): Boşluktayız, yeni günü herhangi bir rota olmaksızın toprağın hafızasından içsel bilincimize doğan dinamiklerin sezgisel ritmiyle karşılıyoruz. Günün ilk saatlerinde (01.25), hava elementinin öncü niteliğindeki burcu; Terazi’nin biz bilincini ışıyan ılımlı, güzel, dengeli, dingin, objektif, adaletli ve artistik doğasında ışığını biraz kararsız bir ritimde büyütmeye başlayan Ay (Hilal fazında), toplumsal/kitlesel gelişen olayların sosyal bilinç çerçevesinde bireysel sınırlarımız üzerindeki etkisine yönelik bir farkındalık ışıyabilir böylece var olan mevcut koşulları yenilemek-reforme etme yönünde oldukça kararlı, inatçı bir yaklaşım içsel doğamızda filizlenebilir. 

Bilinçdışımızın ritmini ışıyan Ay, Terazi burcundaki yolculuğunda ilk olarak Yengeç burcundaki Merkür gezegeniyle uzlaşı arayışında (Ay-Merkür kare açısı), geçmiş zaman perspektifindeki tamamlanmamış işlerin yansımaları rasyonel zihnimizi meşgul ederken hafızamızda uyanan bazı dinamikler, rasyonel düşüncelerimizle duygusal yanıtlarımız arasında kantarın topuzunu kaçırmamıza vesile olabilir. Kendimize objektif bir bakış açısıyla temas ederek dinleme becerilerimiz üzerine eğilmemizi işaret eden günün ilk bölümünde “Dilin kemiği yoktur” atasözümüzü kulağımıza küpe etmemiz yerinde olabilir (Ay-Merkür kare açısı). 

Ay, Jüpiter gezegenin karşısına doğru ilerlediğinde (Ay-Jüpiter karşıt açısı), mevcut koşulların zemininde ne söylendiğinden ziyade bizim neyi içselleştirerek dinlemeyi seçtiğimiz aydınlanabilir, duygusal olarak henüz olgunlaşmamış bazı dinamiklerimiz üzerine farkındalık geliştirebiliriz, gerçekleştiremeyeceğimiz bazı taahhütlerde bulunabiliriz, dikkat! 

Hissetme fonksiyonumuz Ay, ilk dördün fazına doğru yol alırken (7 Temmuz Perşembe/ 05.14), Venüs gezegenin “Bilen Kişi” Kiron ’la iş birliği (Venüs-Kiron sekstil açısı); öz değer bilincimizin zemininde şefkatin dilinin iyileştirici niteliğini vurgularken kendi hava durumumuzu belirlememize olanak sağlamakta. 

Uyaran ve tepki arasında bir boşluk var ve o boşlukta bizim tepkimizi seçme özgürlük ve kudretimiz yatar.
Tepkimizde de gelişme ve özgürlüğümüz saklıdır.”
                                                          Viktor Frankl

 Haftanın lütufkar günü (7 Temmuz Perşembe): Işıkların karşılıklı zeybek gösterisiyle başlıyor, (Ay-Güneş kare açısı). Terazi burcunun ikinci dekanında (Satürn gezegeni yönetiminde) ışığını büyüten Ay (ilk dördün fazında), Yengeç burcundaki Güneş ile uzlaşı arayışında, eş zamanlı olarak İkizler burcundaki Venüs gezegenine lütufkar bir tonda dokunmaya doğru ilerlemekte (Ay-Venüs üçgen açısı). Güneş ise Boğa burcunda konumlanan bireysel biricik dehamızı ışıyan Uranüs gezeniyle dayanışma içerisinde (Güneş-Uranüs sekstil açısı). 

Yaşam döngümüzde bir viraj noktasındayız, geleceğe yönelik birtakım temelleri atma yönünde içsel bir çağrı duyumsuyoruz. İçgüdülerimize güvenerek ve kendimizi sevgiyle savunarak yeni temeller atmak adına kollarımızı sıvarken Ay, ışığını Kova(Saka) burcunda geri hareketini sürdüren Satürn gezegenine lütufkar bir tonda dokunmak yönünde büyütüyor, bu bağlamda sezgisel farkındalığımızın zemininde evrensel aklın ışığında bireysel sınırlarımızın farkındalığıyla enerjimizi yavaş yavaş, pratik bir tonda, güvende ve rahat hissedebileceğimiz öz doğamıza uygun yeni bir yaşam alanı inşa etmeye yöneltebiliriz. 

“Başka insanları bilen bilgedir.
Kendini bilen aydınlanmıştır.
Başkalarını yenmek kuvvettir.
Kendini yenmek ise kudrettir.
Hoşnut olan zengindir.
Kararlı olan iradelidir.
Gerçek doğalarını kucaklayanlar uzun süre yaşarlar.
Asıl doğası ile aydınlanan insan
Fiziksel olarak ölse de
Sonsuz Yol ile ebediyen birleşir.”
                                            Lao Tzu

 Haftanın en güzel günü (8 Temmuz Cuma): Kharon’un siyah kayığına biniyoruz. Sabahın ilk ışıklarının hemen öncesine bilinçdışımızın ritmini ışıyan Ay ( ilk dördün fazında), ilişkilerin aynasını simgeleyen Terazi burcunun 3. dekanında (Jüpiter gezegeninin yönetiminde), Mars gezegenin kısmi asalet ışığında, Oğlak burcunda geri hareketini sürdüren Yeraltı diyarının adaletli hükümdarı Hades ile derin bir sohbet gerçekleştiriyor, bu sohbetin ana teması: “Yeryüzüne köklenen enerjimizi uyumlu bir ritimde deneyimlemek için hangi bilişsel dinamikleri yaşam döngümüzde dönüştürmeliyiz?” Kalbimizin kara deliğine temas etmek için güzel bir süreçteyiz. 08.15’te hissetme fonksiyonumuz Ay, majisyenlerin burcu Akrep’ in gizemli, şifalı turkuaz sularına derin bir dalış gerçekleştirdiğinde ilk olarak yönetici gezegeni eylem fonksiyonumuz; Mars ile karşı karşıya geliyor (Ay-Mars karşıt açısı), daha sonra Yengeç burcundaki Merkür gezegenine lütufkar bir tonda dokunmaya doğru sessizce ilerlerken, Merkür gezegenin Jüpiter gezegeniyle uzlaşı arayışında olduğunu görmekteyiz (Merkür-Jüpiter kare açısı). Güneş ise Kiron ile uzlaşı arayışında (Güneş-Kiron kare açısı). Günün ana dinamiğine göre cereyan eden olaylar, öz doğamızı sansürsüz bir biçimde ifade etmemiz adına bize bir fırsat/şans kapısı aralamakta, farkında mıyız? 

Hafta sonu; Kurban Bayramımız Kutlu Olsun! 

Kim olduğumuza dair hatıralarımızla kim olabileceğimize ilişkin potansiyeli ışıyan su elementinin derin, koruyucu ve besleyici doğasından kendi merkezimizde olmamızı vurgulayan, dönüştürücü ateş elementinin canlı, ilham verici, cesaretli, neşeli doğasına geçiş gerçekleştirirken; nefsimizin sınırlarını keşfetmek adına oldukça derin, dinamik ve idealist bir süreç deneyimliyoruz. 

Haftanın altıncı günü (9 Temmuz Cumartesi): Işıkların bale gösterisinin ılımlı doğasıyla sezgisel bilişimiz tetikleniyor (Ay-Güneş üçgen açı dinamiği). Bilinçdışımızın ritmini ışıyan Ay (Akrep burcunun ikinci dekanında-Güneş yönetiminde-ilk dördün fazında), ilk olarak öz yaşam enerjimizin kaynağı Güneş’e lütufkar bir tonda dokunuyor ve ardından biricik dehamızı ışıyan Uranüs’ün karşısına doğru tutkulu bir ritimde ışığını büyüterek azimli adımlarla ilerliyor. Aile olarak nitelendirdiğimiz ve hissettiğimiz bireylerle bir araya gelmek geçmişi yad etmek, hoşça vakit geçirmek adına öğleden önceki zaman dilimi daha verimli olabilir. Öğleden sonra geçmişten özgürleşme ihtiyacımız ağır basabilir, tek başına kalma, özellikle duygusal boyutta mesafe alma gereksinimiyle, henüz izi olmayan yollarda bir lider bilinciyle yürüme yönünde keşif odaklı bir istek hissedebiliriz. Günün sonuna doğru hissetme fonksiyonumuz Ay, Satürn gezegeniyle uzlaşma yönünde yol alıyor (Ay-Satürn kare açı dinamiği) en derindeki ihtiyaçlarımızı duyumsamamız yönünde üzerimizde bir ağırlık hissedebiliriz.

Haftanın son günü (10 Temmuz Pazar): Bayramın ikinci gününe derin bir meditasyon ziyafetiyle başlayabiliriz, 04.00-07.35 zaman diliminde Neptün gezegenine lütufkar bir tonda dokunan Ay eş zamanlı olarak Plüton gezegeniyle de iş birliği halinde (Ay-Neptün üçgen & Ay-Plüton sekstil açı dinamikleri), ardından 07.35-11.35 zaman diliminde ışıkları birbirine aktarma misyonuna mola veriyor ve Akrep burcunda boşlukta ilerliyor. 

Ay, gezgin ozanların burcu olarak nitelendirilen Yay burcunun ilham verici, idealist, maceracı, dürüst doğasında keşif odaklı bir ritimde yol almaya başladığında (11.35) yaşam döngümüzde sesimizin biricik, özgün tonunu keşfetmek adına oldukça hevesli olabiliriz. Yengeç burcundaki yolculuğunu sürdüren biricik ısı ve ışık kaynağımız Güneş ise Boğa burcundaki Uranüs gezegeniyle dayanışma içerisinde (Güneş-Uranüs sekstil açısı). Günün genel akışına Tanrıların Habercisi Hermes imzasını atarken, bizler de Hermes’i nasıl beslemeyi seçtiğimize ilişkin farkındalık geliştirmeye yönelebiliriz. Kendi gerçekliğimizi yaratıcı bir tonda eşsiz bir biçimde ifade etmek adına otantik bir gün deneyimlemekteyiz. 

Meditasyon süreçlerimize mantraları entegre edebiliriz özellikle 

“Har Har Mukande” mantrasıyla çalışabiliriz. 

Işık Olsun!

Özge Genlik - Mistikalem