DOĞUM ve ÖLÜMÜN ARASINDA BİR AN

“Işık varsa gölge vardır. Burada bize düşen karanlıkla bütünleşmektir. Onu yok saymak faydasız, aksine tehlikelidir. Onun dilinin anlayıp uzlaşmaktır çözüm. Fakat gölgeyle yüzleşmek cesaret ister, en aşağılık ve en vahşi tarafımızla bir masada oturmak ve onun gözlerine bakmak…” Carl Gustav Jung
Değerli okurlar,
İçsel aynanıza baktığınızda beğenmediğiniz, hoşunuza gitmeyen, pek de kabul zemininize dahil edemediğiniz belki de utandığınız, göstermeye korktuğunuz yönleriniz, nitelikleriniz var mı? Bu unsurları görmek ve anlamak için dış dünyada en çok eleştirdiğiniz ve ötekileştirdiğiniz unsurlara bir göz atmak faydalı olabilir. Bir diğer insan varoluşunda bizim içimizde bir yeri tırmalayan nitelik öz olarak bizim doğamızda mevcudiyetini besleyen ancak henüz farkındalık zeminimize doğmamış öz benliğimizin bir parçasıdır. Önümüzdeki zamanın kalitesi öz benliğimizin harikulade gümüşi ışıyla bütünleşmemiz adına bir yenilenme döngüsüne işaret ediyor, sürprizlere hazır mısınız?
2025 yılının 5. Ayının 12. Günü, İstanbul iline göre saatlerimizin akrebi 19’u, yelkovanı ise 55’i işaret ettiği an, bilinçdışımızın ritmini ışıyan Ay biricik aşkı Güneş’in huzuruna, şefkatin kökünden bitmiş-tamamlamış-miladı dolmuş tüm süreçlerin öz gücünden yepyeni bir tohumlanmayı vaat edici bir ritimde anlayışla, çıkıyor. Oldukça derin ve eksantrik bir dolunay süreci deneyimliyoruz.
Akrep burcu su elementinin, dişil ve sabit niteliğindeki, soğuk ve nemli bir tabiata sahip bilincidir. Oldukça derine nüfuz eden tutkulu, dönüşümsel yenileyici bir gücü sentezler. Her birimizin bireysel doğum haritasında Akrep burcu bir yaşam alanında var olur (evde) bu alanda derinleşmeyi aradığımız kadar eş zamanlı olarak dönüşür ve sürekli yenilenir, yeniden yeniden doğarız. Sezgisel ve çok güçlü bir kararlılık enerjisine sahip Akrep dinamiği metafizik, okült konular da son derece ilişkili olmasının yanı sıra şifa gücüyle de ilişkidir. Bu bağlamda yeniden doğumu sembolize eden Akrep burcu; majisyenlerin burcu olarak da nitelendirilir. Bu bağlamda mevcut dolunay sürecinde biraz sihirli bir tat da damağımızda iz bırakıyor… Ölüm ve doğum her iki süreçte; kendilerine has bir iklimde sihirli güçlerdir.
Ay- Güneş karşıtlığı (Dolunay); 13 Kasım 2023 tarihinde Akrep burcunda Işıkların birleşimiyle tohumlanan enerjinin sonuçlarını gün yüzüne davet ediyor. Bu bağlamda mevcut bedeninizde deneyimlemekte olduğunuz doğum-ölüm döngüsünde, özellikle 2024 yılının Ağustos ayına konsantrasyonunuzu yönlendirin bu dönem zarfında başlayan her şeyin neticesiyle de karşı karşıyayız, ne(ler) duyumsuyorsunuz?
Dolunay, Akrep burcunun son dekanında (22° 13’/ dekan yöneticisi: Venüs), Zeus’un şimşeklerinin aydınlattığı yolda (Jüpiter gezegeninin kısmi asalet ışığında), Işığın Savaşçısı Ares’in komutasında (Mars gezegeni Dolunay’ın ışığının yöneticisi), Yengeç burcu dodekatemoriasında tezahür ediyor. Dolunay’ın doğum anında Akrep burcu yükselirken, Güneş ise Uranüs gezegeniyle bir arada konumlanıyor. Ay-Güneş karşıt açısı kesinleştikten hemen sonra Dolunayın ışığı Uranüs ile tam olarak karşı karşıya geliyor ve hemen ardından Satürn’ün ışığına lütufkar bir tonda dokunuyor. Dolunayın ışığı Uranüs gezegeniyle karşıt açı dinamiği eş zamanlı olarak da Satürn gezegeniyle üçgen açı dinamiğinde konumlanıyor.
Dolunay’ın ışığı Aslan burcundaki yolculuğuna devam eden Mars gezegeninin enerjisinin yönetiminde olsa da ruhsal boyuttaki sağlığımızı en çok gözeten gezegen; “Satürn” ün ; bizleri öz doğamıza uygun davranışlar benimsememize yönelik kısıtlayıcı enerjisi haritanın geneline hakim olduğu görülüyor.
Zamanın efendisi, eylem döngüsünün lordu; Kronos bizleri kendimizi gerçekleştirmeye, özgün bireysel doğamızın biricikliğini ışımaya davet ediyor ancak bir kuralı var o da : “Karanlığımızın merkezinden geçmemiz” bir diğer deyimle gölge yönlerimizle bütünleşmemiz. Kronos (Satürn gezegeni), Balık burcunun evrensel sevgi okyanusunda son kulaçlarını atarken (28° 58’), gölge yönlerimizle bütünleşerek, içsel ışığımızın kökünden kendimizi yeniden doğurmaya hazırlanıyoruz…
Dolunayın tezahür ettiği derecede dodekatemoria olarak; doğumu, anneliği, simgeleyen “insanlığın” burcu olarak nitelendirilen, Güneş'in ışığını yansıtan Ay yönetimindeki Yengeç burcunun konumlanması ve Dolunay’ın ışığının Uranüs gzegeniyle olan karşıt açı dinamiği; şu anki mevcudiyetimizde ölüm ile doğum arasında bir an’da var olduğumuzu sentezliyor. Ufukta yeni başlangıçlar var ! Kapkaranlık doğum kanalından ışığa doğru kendi hızımızda şefkatle ve anlayışla ilerliyoruz… Tıpkı bir Yengeç'in büyüdüğünde kabuğunu yenilemesi gibi bizler de olgunlaşan mevcudiyetimizde var olan kabuğumuzun altındaki özümüzün o saf altın ışığı bütünüyle ışımak adına üzerimizdeki kabuğu soyuyuyoruz.
Dolunayın doğum anında bir diğer dikkat çekici unsur ise su elementinin gücünün ön plana çıkması. Bugüne değin var olmuş tüm hikayelerimizle, var olma potansiyeline sahip tüm hikayelerimizi özünde barındıran akışkan suyun gücü var olan yaşamı olduğu haliyle şefkatle kabule açılmamızın bir işaretçisi niteliğinde. Artemis (Ay) Yay burcuna ilerlediğinde ilk olarak Koç burcundaki Poseidon ile ( Neptün gezegeniyle) lütufkar bir tonda sohbet edecek.
Tüm bu unsurları bir araya getirdiğimizde özümüzde gerçekleştirmeye/doğurmaya niyet ettiğimiz potansiyelimize kalbimizin gücüyle odaklanmamız işlevsel olacaktır.
Önümüzde uzanan gümüşi süreçte;
Bizleri doğum-ölüm döngüsüne bağlayan altın iplik; nefes'in şifa gücüne odaklanmamız ve kontollü solunum teknikleri uygulamamız faydalı olabilir. Doğum psikolojisi alanında uzman bir bireyle doğum travmamız üzerimize çalışmamız güzel sonuçlar doğurabilir.
Işık Olsun!
- 26 Nisan 2025
- 14 Nisan 2025
- 27 Şubat 2025
- 11 Şubat 2025
- 26 Ocak 2025
- 14 Ocak 2025
- 19 Aralık 2024
- 15 Kasım 2024
- 01 Kasım 2024
- 21 Ekim 2024
- 01 Ekim 2024
- 18 Eylül 2024