Ruhsal

Çeteleşmeler ve genç suçlular neyin yansıması?

Duygusal, biyolojik ve toplumsal etkenlerin iç içe geçtiği karmaşık süreçlerin ürünü olan hataların neden ve sonuçlarını yorumlayan Doç. Dr. Şafak Nakajima'ya göre çözüm bakın nerede?

Çeteleşmeler ve genç suçlular neyin yansıması?

YANLIŞ KARARLARIN PSİKOLOJİSİ

Hayatta beni en çok bunaltan şey, düşüncesizce alınan kararların yarattığı kişisel ve toplumsal maliyetlerdir. Oysa çoğu sorun, biraz akıl yürütme ve tutarlılıkla çözülebilir. Buna rağmen, bireylerin ve toplumların aymazlığı yüzünden çoğu zaman en basit meseleler bile kördüğüme dönüşür.

YANLIŞ KARARLARIN ARDINDA YATAN NEDENLER

Yanlış kararların ardında yalnızca cehalet yatmaz. Bu hatalar, duygusal, biyolojik ve toplumsal etkenlerin iç içe geçtiği karmaşık süreçlerin ürünüdür. İnsanlar akıllarıyla karar verdiklerini sanırlar; oysa kararlarımızın büyük kısmı duygular, hormonlar, grup baskısı ve çocukluktan taşınan inançlar tarafından şekillenir.

Beynimiz belirsizliği tehdit olarak algılar. Karmaşık durumları hızla anlamlandırmak isteriz çünkü düşünmek enerji gerektirir. Beyin tasarrufu sevdiği için kestirme yolları yani bilişsel önyargıları tercih eder. Ne kadar çok duyarsak, bir fikre o kadar kolay inanırız. Sosyal medyada sürekli yinelenen yanlış bilgilerin bir süre sonra “doğruymuş” gibi algılanmasının nedeni budur.
Toplumsal düzeyde işler daha da karmaşıklaşır çünkü insan aidiyet hissetmeden yaşayamaz.

Dışlanma korkusu çoğu zaman ölüm korkusundan bile baskındır. Bu yüzden birey, grubun inancına ters düşmekten kaçınır. Böylece düşünce birliği farkında olmadan “doğruluk” zannedilir. Tarihteki katliamlar, soykırımlar ve savaşlar gibi büyük felaketlerin çoğu, bireylerin grubun fikrine boyun eğmesiyle mümkün olmuştur.

DUYGUSAL AÇLIK

Bir de duygusal açlık vardır. Sevilmemiş, onaylanmamış, değer görmemiş bir insan, “ait olma” ihtiyacını doyurmak için aklını susturabilir. Bu açlık bir ideoloji, bir topluluk ya da bir lider tarafından beslenirse, kişi kendi düşünme yetisini ve karar verme hakkını gönüllü olarak devreder. Ait olmanın gevşeten sıcaklığı, sorgulama becerisini yakar.

Günümüzdeki çeteleşmeler ve genç suçlular, bu psikolojik dinamiğin somut ve çarpıcı yansımalarıdır. Ekonomik ve toplumsal hiyerarşinin en alt basamaklarında yer alan; ailesiyle sağlıklı bir bağ kuramamış, nitelikli bilimsel eğitimden mahrum ve güvenli bir gelecek umudu olmayan bireylerin bu tür yapılara yönelmesi şaşırtıcı değildir. Çünkü yeterince değer görmeyen bir çocuk, ileride ait olma uğruna kendi benliğini kolaylıkla feda etmeye hazır bir gence dönüşebilir.

DÖNGÜ FARKINDALIKLA KIRILABİLİR

Hem bütüncül hekim hem yazar olarak temel hedefim, bu döngüyü farkındalıkla kırmaktır. Kişi kendine şu soruyu sormayı öğrenmelidir: “Ben neden böyle düşünüyorum?” Ancak o zaman düşünce otomatiklikten çıkar, bilinçli yaşam başlar.

Gerçeğe yaklaşmanın yolu dogmalardan değil meraktan geçer. Düşünmek, hem bireysel hem toplumsal sağlığı güçlendirir.

Doç. Dr. Şafak Nakajima - www.safaknakajima.com

Bütüncül tıp ve danışmanlık bilgisi için:

Telefon: 0552 223 98 97

Yorumlar