İnternet başta olmak üzere semtörel odaklı sağlık ve gıda sitelerinde sık sık Chia tohumunun yararlarını konu edinen haber ve açıklamalar yer alıyor. Ancak henüz kesinleşmemiş araştırma sonuçlarına dayanan yararlarına nazaran oldukça riskli bir gıda ürünüdür Chia tohumu. Bu yüzden de alınan yarardan çok zarar görülmesi mümkündür. Üstelik bilinçsiz kullanım halinde sağlığa zararı kesindir. Özellikle de ilaç kullananların kesinlikle bu ürüne gıdalarında yer vermemesi önerilmektedir. "Süper gıda" olarak lanse edilen her üründe olduğu gibi bu üründe de yararlar sadece bilinçli kullanım ve kişisel sağlık durumu göz önünde bulundurulursa mümkündür. Aksi halde şifa umulurken zarar görmek kaçınılmazdır.
Önce olası yararlarına sonra da kesin risk içeren zararlarına bakalım.
Chia tohumu nedir?
Chia tohumu (Salvia hispanica L.) Lamiaceae familyasına ait tek yıllık otsu bir bitkidir. %42.1 karbonhidrat, %16.5 protein, %30.7 yağ ve %34.4 lif içermektedir.
Chia tohumunun olası yararları
Yüksek protein içeriğine rağmen yapısında gluten içermemesi sebebiyle çölyak hastalarının da dikkatli olmak ve bilinçli olmak kaydı ile kullanabileceği fonksiyonel bir besin olarak kabul edilmektedir.
Chia tohumu yağı içeriğindeki yüksek omega-3 çoklu doymamış yağ asitleri sayesinde antiinflamatuar özelliğe sahiptir. Ayrıca bileşimindeki antioksidan etki gösteren fenolik bileşikler,
hücredeki oksidatif dengenin sağlanmasını destekleyerek çeşitli kronik hastalıklara karşı koruyucu rol oynayabilmektedir. Chia tohumunun kan basıncı, kan şekeri seviyesini düzenleyebileceği, kanser tedavisinde rol oynayabileceği, visseral abdominal yağlanmayı azaltarak obeziteyi önleyebileceği ve non-alkolik yağlı karaciğer hastalığını iyileştirebileceğine yönelik çalışmalar bulunmaktadır. Ancak bunlar kesinleşmiş bilimsel sonuçlar değildir ve sağlık üzerine
uzun vadeli etkileriyle ilgili daha fazla bilimsel çalışmaya ihtiyaç duyulmaktadır.
Chia tohumunun zararları
Uluslararası bilim araştırmalarının yanı sıra Türkiye'de de Ondokuz Mayıs Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü tarafından yapılan bir derleme çalışmada chia tohumunun besin bileşimi ve sağlık üzerindeki etkileri incelenmiş; yüksek lif ve doymuş yağ içeriğinin sindirim sorunlarına yol açabileceğini akademik olarak onaylamaktadır.
Şu ana dek yapılan araştırmalara göre Chia Tohumunun oluşturduğu sağlık riskleri şöyle özetlenebilir.
Sindirim sistemi sorunları: Chia tohumu yüksek oranda diyet lifi içerdiğinden (yaklaşık %34.4), aşırı alınması şişkinlik, gaz, kabızlık gibi sindirim sorunlarına yol açabilir. Chia tohumları inanılmaz derecede yüksek lif içeriğine sahiptir (100 gramında yaklaşık 34-40 gram lif). Ani ve aşırı lif alımı, vücudun buna alışkın olmaması durumunda çeşitli sindirim sorunlarına yol açar. Gaz, şişkinlik, kabızlık veya ishal, karın ağrısı bu etkilerin göstergesidir. Akademik Dayanak: Bu ürünü tavsiye eden Beslenme uzmanları bile lif alımının kademeli olarak artırılmasını ve yeterli su içilmesini önermektedir. Chia tohumları suyu emdiği için, yeterli sıvı alınmazsa bağırsaklarda tıkanmaya ve şiddetli kabızlığa neden olur. Journal of the American Dietetic Association gibi kaynaklarda yer alan araştırmalar, yüksek lifli beslenmelerin bol sıvı alımı ile desteklenmesi gerektiğini vurgulamaktadır.
İlaç etkileşimleri: Özellikle kan sulandırıcı ilaç kullanan bireylerde chia tohumu, içerdiği omega-3 yağ asitleri nedeniyle kanın pıhtılaşmasını etkiler. Bu durum, kanama riskini artırabilir. Journal of Food Science and Technology'de yayınlanan bir derleme, yüksek doz omega-3 takviyelerinin kanama riskini artırabileceğini belirtmektedir. Chia tohumunun gıda olarak tüketiminin bu riski ne ölçüde artırdığı net değildir, ancak yine de dikkatli olunması önerilir. Bu hastaların chia tohumu tüketmeden önce doktorlarına danışmaları kritik önem taşır.
Alerjik reaksiyonlar: Chia tohumuna karşı alerjik reaksiyonlar (kaşıntı, döküntü, nefes darlığı) bildirilmiştir. Özellikle susam, hardal veya nane ailesine alerjisi olan bireylerde bu etki söz konusudur. Özellikle hardal veya diğer tohumlara (keten, susam) alerjisi olan bireyler daha yüksek risk altında olabilir.
Deride döküntü, kurdeşen, gözlerde sulanma, nefes darlığı gibi tipik gıda alerjisi semptomları görülmektedir. Akademik Dayanak: Journal of Investigational Allergology and Clinical Immunology gibi dergilerde yayınlanan vaka bildirimlerinde, chia tohumu kullanımı sonrası ciddi alerjik reaksiyon (anafilaksi) ve egzama alevlenmesi gibi durumlar kayıt altına alınmıştır.
Tansiyon düşürücü etki: Chia tohumu kan basıncını düşürmektedir. Bu nedenle hipotansiyon (düşük tansiyon) sorunu olan bireylerde baş dönmesi veya bayılmaya yol açmaktadır. •
Kan şekerini yükeltme: Lif içeriği nedeniyle kan şekeri seviyelerini etkiler. Diyabet hastalarının chia ile beslenmeyi kesinlikle doktor kontrolünde yapması gerekir.
Boğulma Riski: Kuru chia tohumları, tükürük ve sıvı ile temas ettiğinde hızla jel benzeri bir yapı oluşturur. Eğer kuru olarak ve bol su içilmeden yutulursa, yemek borusunda genişleyip tıkanmaya neden olma riski taşır. : Tıp literatüründe, kuru chia tohumu yedikten hemen sonra su içen ve yemek borusunda ciddi tıkanıklık yaşayan bir bireyin vakası bildirilmiştir (Annals of Emergency Medicine). Hasta, tohumların yemek borusunda bir jel topağı oluşturduğunu ve yutkunamadığını ifade etmiştir. Chia tohumları illa da kullanılacaksa kesinlikle su, süt, yoğurt, meyve suyu gibi sıvılarda en az 10-15 dakika bekletilerek jel haline gelmesi sağlandıktan sonra yenilmelidir.
Teorik Risk: Prostat Kanseri Riski Konusundaki Tartışmalar: Bu konu henüz tartışmalıdır ve insanlar üzerinde kantlanmış kesin bir vaka yoktur. Chia tohumları, vücutta östrojen benzeri zayıf etkiler gösterebilen "lignan" adı verilen bileşikler içerir. Bazı eski ve sınırlı çalışmalar, yüksek miktarda ALA (chia tohumunda bol bulunan omega-3) alımı ile prostat kanseri riskindeki artış arasında bir bağlantı olabileceğini öne sürmüştür. Ancak, sonraki daha kapsamlı çalışmalar bu bağlantıyı net olarak doğrulamamıştır. Amerikan Kanser Derneği gibi kuruluşlar, bitkisel kaynaklı ALA'nın prostat kanseri riski üzerinde endişe yaratacak bir kanıt olmadığını belirtmektedir. Bu nedenle, bu risk teorik kabul edilmektedir.







Yorumlar