NATO'nun hazırladığı "Bilim ve Teknoloji Trendleri 2025-2045" raporuna göre, gelecek 20 yılda "değişen rekabet alanları, yapay zeka yarışı ve kuantum üstünlüğü, biyoteknoloji devrimi, kaynak ayrışması, parçalanan kamusal güven ile teknoloji entegrasyonu ve bağımlılıklar" makro trendler olacak.
NATO Bilim ve Teknoloji Organizasyonu, "Bilim ve Teknoloji Trendleri 2025-2045" raporu hazırladı.
NATO Raporunda Belirlenen 6 Ana Makro Trend
1. Rekabet Alanlarının Evrimi: Geleneksel ve yeni alanlarda (siber, uzay, hibrit, bilgi) stratejik rekabetin bilim ve teknolojiyle yeniden şekillenmesi.
2. Yapay Zeka ve Kuantum Üstünlüğü Yarışı: AI ve kuantum teknolojilerinde liderlik için küresel yarış hızlanıyor; yetenek bulma ve elde tutma kritik hale geliyor.
3. Biyoteknoloji Devrimi: Sentetik biyoloji, biyosensörler ve biyoveri gibi alanlar yeni güvenlik ve etik sorunları doğuruyor.
4. Kaynak Bölünmesi: İklim değişikliği gibi şoklar, teknolojik eşitsizlikleri artırarak küresel gerilimleri derinleştiriyor.
5. Kamu Güveninin Parçalanması: Bilim ve kurumlara olan güvenin teknolojiyle zayıflaması; dijital egemenlik ve güvenilir çözümler ön plana çıkıyor.
6. Teknoloji Entegrasyonu ve Bağımlılıkları: Sivil-askeri entegrasyon zorlaşıyor; özel sektör inovasyonu NATO’nun birlikte çalışabilirliğini zorluyor.
NATO’nun Çarpıcı Perspektifi: Kamu Güveninin Parçalanması:
Bilim ve Kurumlara Güvenin Erozyonu: Dijital teknolojiler, özellikle yapay zekâ destekli içerik üretimi, bilimsel bilgiye ve kamu kurumlarına olan güveni zedeliyor.
Bilgi Tehditleri ve Algı Manipülasyonu: Yapay Zeka ile üretilen dezenformasyon, kamuoyunu yönlendirme ve kutuplaştırma amacıyla kullanılıyor. Bu, demokratik süreçleri tehdit ediyor.
Stratejik İletişim ve Dijital Egemenlik | NATO, dijital egemenlik kavramını öne çıkarıyor: toplumların kendi dijital altyapılarını ve bilgi akışlarını kontrol edebilme yetisi. |
Güvenilir Teknolojiye Olan İhtiyaç: Teknolojik çözümlerin sadece işlevsel değil, aynı zamanda etik ve güvenilir olması gerektiği vurgulanıyor.
Bilimsel Okuryazarlık ve Eğitim: Kamu güvenini yeniden inşa etmek için teknoloji okuryazarlığının artırılması ve bilimsel düşüncenin yaygınlaştırılması öneriliyor.
NATO’nun Stratejik Önerileri
- Küresel Liderlik: NATO, sorumlu teknoloji kullanımı için uluslararası iş birliği ve normlar geliştirilmesini savunuyor.
- Etik ve Hukuki Çerçeve: Yeni teknolojilerin etik ve hukuki boyutları, güven inşasında temel rol oynayacak.
- Toplum Merkezli Yaklaşım: Teknoloji geliştirme süreçlerinde toplumun ihtiyaçları ve değerleri merkeze alınmalı.
- Karar Ver Bugünü, Güvence Altına Al Yarını: Bugünkü kararlar, gelecekteki güvenlik ve dayanıklılığı belirleyecek.
İnovatörler İçin Yol Haritası: Bilimsel atılımlar, sürdürülebilir gelecek için iş birliği ve yenilikçilik gerektiriyor.
Bütüncül Yaklaşım: NATO, sadece askeri değil; etik, hukuki ve toplumsal boyutları da gözeterek teknolojiye yön veriyor.
Raporda yer alan bilgilere göre; "yapay zeka, otonom sistemler, kuantum teknolojileri, biyoteknoloji ve insan geliştirme teknolojileri, uzay, hipersonik sistemler, yeni malzemeler ve üretim, enerji ve itici güç, yeni nesil iletişim ağları", bilimde yeni dönemin temel parametrelerini oluşturuyor. Bu alanlardaki hızlı değişim, gelişim ve dönüşüm nedeniyle sivil ve askeri pazarlarda yeni yol haritaları da birer birer devreye alınıyor.
Özellikle kuantum sistemleri ve dijitalleşmenin geleceğin ekonomisini ve demokratikleşme süreçlerini şekillendirecek dinamikler olarak öne çıkması bekleniyor.
Bu alanlardaki gelişmelerin gelecek 20 yılda bilim ve teknoloji süreçlerine yön vermesi bekleniyor.
Söz konusu dönemde "Değişen Rekabet Alanları", "Yapay Zeka Yarışı ve Kuantum Üstünlüğü", "Biyoteknoloji Devrimi", "Kaynak Ayrışması", "Parçalanan Kamusal Güven", "Teknoloji Entegrasyonu ve Bağımlılıklar" başlığında 6 stratejik makro trend süreçlere yön verecek. Bunlar teknoloji uzmanlarının yanı sıra girişimci, akademisyen, öğrenci ve vatandaşlar dahil toplumun her kesimini ilgilendiren hususlar olarak ön plana çıkıyor. Belirtilen eğilimler, özellikle küçük ve orta ölçekli teknoloji firmaları için NATO düzeyinde daha kapsayıcı tedarik zincirleri kurma ihtiyacını da gösteriyor.
NATO, Risklere dikkat çekiyor
Değişen rekabet alanları fiziksel sınırları olmayan uzay, siber uzay, bilgi ortamı ve bilişsel alanlar olarak belirlendi. Uydu sistemlerinden gelen bir sinyalin, dünyanın diğer ucundaki bir operasyonu yönlendirebilmesi veya siber sistemlere yapılan saldırıların toplumların güvenliğini ilgilendirmesi konuları, dikkat edilmesi gereken unsurlar olarak öne çıkıyor.
Savaşların kodlarının artık laboratuvarlarda yazılması da "yapay zeka ve kuantum teknolojilerini" geleceğin teknolojik hegemonya mücadelesinde öncelikli konuma getiriyor. Sadece savunma değil, ekonomi, eğitim, sağlık ve toplumun tüm katmanları bu teknolojilerle yeniden şekillenirken bu alanda üstünlük sağlayan devletlerin, sadece güvenlikte değil karar alma hızında, kriz yanıtlarında ve küresel etkide de öne çıkması bekleniyor.
"Biyoteknoloji Devrimi" ise sadece sağlıkta değil, güvenlik, etik ve uluslararası ilişkiler alanında da belirleyici rol oynuyor. Ancak biyoteknolojinin, biyosilahlar, etik hedefli genetik ajanlar, bilinç dışı davranış düzenleyiciler gibi kötü niyetli kullanım potansiyeli, NATO'nun özellikle uyardığı başlıklar arasında yer alıyor.
Sanal gerçeklik üretilen içeriklere güveni sarsıyor
Öte yandan, "sanal gerçeklik" konularındaki teknolojinin ilerlemesiyle insanların üretilen içeriklere inancının sarsıldığı ve bu durumun kolektif karar alma süreçlerini, krizlere verilen toplumsal tepkileri ve savunma stratejilerinin kabul edilebilirliğini etkilemesi dikkati çekiyor.
Teknoloji diplomasi yeniden tanımlanacak
Diğer yandan, NATO bünyesindeki İnovasyon Fonu ile DIANA Programı'nın, sadece teknoloji geliştirme değil, aynı zamanda teknoloji diplomasisinin yeniden tanımlanmasında öncü roller üstlenmesi öngörülüyor.
Osman Tüysüz - Mistikalem.com
Kaynaklar: NATO / AA / STOtrends / Globalsecurty
Yorumlar