Hakkımızı yemesini Kader sayarsak ...

KADER SANDIĞIMIZ ŞEY YA KADER DEĞİLSE!

Birkaç yıl önceydi oldu aile dostumuz Serpil Esmen, pedagojik formasyon almak için İstanbul Üniversitesi'ne başvurmuştu.

Ama öğrenci işlerindeki memurlar, başvurusunu geri çevirmişti: Gerekçesi şuymuş memurların, eski mezunlardan olduğu için dosyaları bilgisayar ortamında yok. Kardeşim dosyalar bilgisayar ortamında yoksa bu sizin sorununuz, gidersiniz arşivden çıkarırsınız dosyayı. Yok efendim not sistemi farklıymış onu da uyarlayamazmışlar. Hadi onu da halletseler bilgisayar programı bu tür veri girişine uygun değilmişmiş. Bütün bunlara eyvAllah da bütün bunlar memurların sorunu, öğrencinin değil ki!

Epeyce uğraştıktan sonra bendenizi aradı Serpil. Artık bunun Kaderi olduğunu Kadere rıza göstermek durumunda olduğunu söyledi.

Eeee artık söz sırası bendenizdeydi; şu minval üzere konuştuydum:

Kader sandığımız şey karşısında irademizi sonuna kadar kullanmadan gerçekten Kaderimiz olup olmadığını bilemeyiz.

İnsan olarak yaratılmış olmamız, anne babamız, cinsiyetimiz, milliyetimiz, genetik donanımımız açık seçik bir Kader'dir. Ama hayatımızdaki çoğu şeyin Kader olduğunu söyleyemeyiz. Allah bize İRADE vermiş ki bizi bitkilerden ve hayvanlardan ayırt eden bir özelliktir.

Eğer başka insanların hakkımızı yemesini Kader sayarsak bu hem Allah'a haksızlıktır hem kendimize zulümdür.

Ve çabalarına devam etti Serpil, dekana kadar sonra YÖK yöneticilerine kadar çıkardı konuyu, ama gene sonuç alamadı, sonra birdenbire sıradan bir memur problemi çözüverdi. İşte o Serpil, pedagojik formasyon programını bölüm birincisi olarak mezun oldu:))) Fotoğraf da ödül töreninden.

Sözün özü: İRADENİ SONUNA KADAR KULLANMADAN "BU BENİM KADERİMDİR" DEME!

Ali Rıza Bayzan - Mistikalem.com