Eğitim

Sınava girecek öğrenciler ve velileri kaygıyı hafife almamalı

Sınav kaygısı yalnızca bir duygu hali değil aynı zamanda fiziksel ve zihinsel sağlığı da etkileyen bir durum

Sınava girecek öğrenciler ve velileri kaygıyı hafife almamalı

Sınav kaygısı, öğrencinin sınav öncesinde ya da sınav sırasında yaşadığı yoğun endişe, korku ve stres hali olarak tanımlanıyor. Bu kaygının düşük düzeyde olması aslında performans artırıcı etki yaratabiliyor. Ancak belirli bir seviyeyi aştığında hem zihinsel hem de fiziksel belirtilerle günlük yaşam kalitesini düşürüyor.

Uzman Psikolog Tuğçe Rabia Dursun, bu belirtilerin başında çarpıntı, mide bulantısı, terleme, baş ağrısı, dikkat dağınıklığı, unutkanlık ve sosyal geri çekilmenin geldiğini belirtiyor. Bu düzeydeki kaygının mutlaka dikkate alınması gerektiğini vurgulayan Dursun, öğrencinin hayatında işlev kaybı varsa psikolojik destek alınmasının şart olduğunu söylüyor: 

Sınav stresinin sadece zihinsel değil, fiziksel etkilerle de kendini gösterebilir. Bu dönemde öğrencilerde baş ağrısı, kas gerginliği, mide bulantısı, uykusuzluk ve yeme bozuklukları gibi şikâyetler artar.  Stres kontrol altına alınmadığında vücut bu duruma fiziksel olarak da tepki veriyor. Bu belirtiler yalnızca sınav başarısını değil, öğrencinin genel sağlık durumunu da olumsuz etkileyebiliyor. Bu nedenle öğrencilerin kaygı seviyeleri izlenmeli ve fiziksel belirtiler göz ardı edilmemeli.

Sınava hazırlık sadece ders çalışmakla sınırlı değil.

Sınavdan yaklaşık bir ay önce psikolojik hazırlık da devreye girmelidir. Bu süreçte öğrencilerin zaman yönetimini iyi planlaması, pozitif iç konuşmalar yapması, nefes egzersizlerini ve kısa meditasyon tekniklerini uygulaması oldukça faydalı oluyor. Ayrıca sınav ortamını hayal etmek, sınav günü senaryoları üzerinden imgeleme çalışmaları yapmak öğrencinin performansını artırabiliyor.

Bu tür teknikler sayesinde öğrenci sınav sürecini zihninde normalleştirebilir ve olası panik anlarını önceden kontrol etmeyi öğrenebilir.

Sınav süreci yalnızca öğrenciler için değil, aileler için de stresli bir dönem.

Ailelerin bu süreçteki rolü öğrencinin kaygı düzeyinde belirleyici bir etkiye sahip. Ailelerin yapıcı ve destekleyici bir tutum sergilemesi gerekir. Sürekli sınavdan bahsetmek, çocuğu başkalarıyla kıyaslamak, tehditkâr ya da baskıcı bir dille yaklaşmak öğrencide yetersizlik duygusunu artırır. Aileler empati kurmalı, çocuğun duygularını anlamalı ve her durumda destekleyici olmalıdır. Bu yaklaşım öğrencinin özgüvenini pekiştirirken motivasyonunu da artırıyor.

Sınav kaygısının temelinde çoğu zaman başarısızlık korkusu yatıyor

Öğrenciler, gelecekleriyle ilgili endişeler nedeniyle bu sınavı hayatlarının tek belirleyici unsuru olarak algılayabiliyor. Başarısızlık korkusunun üstesinden gelmenin en etkili yolu, gerçekle yüzleşmek ve olumlu iç konuşmalar yapmak. Her sınav hayatın sonu değildir. Başarı ve başarısızlık birer sonuçtur ve her ikisi de değerlidir. Öğrenciler geçmiş başarılarını hatırlayarak kendilerini motive etmelidir

Özgüven sınav sürecinde öğrencilerin en çok ihtiyaç duyduğu içsel kaynaklardan biri.

Özgüvenin doğuştan gelmez, zamanla kazanılır ve geliştirilmesi gerekir. Öğrenciler küçük hedefler koymalı, bu hedeflere ulaştıklarında başarılarını not etmeli ve yalnızca sınav başarısına değil tüm kişisel becerilerine değer vermelerini öneririm. Bu sayede öğrenciler sadece akademik değil, duygusal açıdan da güçlenir.

Sosyal Medya Kullanımı Kaygıyı Tetikleyebilir

Sınav döneminde sosyal medya ve dijital cihazların kullanımı fark edilmeden öğrencilerin kaygı düzeyini artırabilir. Özellikle başarı hikâyeleri, sınav sonuç paylaşımları gibi içerikler öğrencilerin kendilerini yetersiz hissetmesine neden olabilir. Dijital içeriklerin sınırlı ve bilinçli şekilde kullanılması gerekir. Tamamen yasaklamak yerine günlük süreyi sınırlandırmak ve kaliteli içeriklere yönelmek, öğrencilerin psikolojik dayanıklılığı için daha sağlıklı bir yöntemdir.

Nefes Egzersizleri ve Meditasyonu yardımcı unsur olarak kullanabilirsiniz

Sınav stresini yönetmek için en etkili yöntemlerden biri de düzenli nefes egzersizi ve meditasyon uygulamak. Bu tekniklerin hem fizyolojik hem de psikolojik faydaları bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Nefes kontrolü kaygıyı azaltır, zihinsel berraklığı artırır ve öğrencinin dikkatini toplamasına yardımcı olur. Bu egzersizler sınav öncesi ve sınav anında da uygulanabilir.

Uzun Süreli Başarısızlıkta Psikolojik Destek Şart

Sınav kaygısı yönetilemediğinde öğrencide özgüven kaybı, sosyal izolasyon, depresif belirtiler ve işlev kaybı gibi durumlar gözlenebilir. Bu belirtiler görülüyorsa mutlaka bir uzmandan yardım alınması gerekir. Psikolojik desteğin yalnızca sorunlar derinleştiğinde değil, sınav sürecinin başında alınmasının daha koruyucu ve etkili olur.

Yorumlar