USC liderliğinde yürütülen ve Science Advances dergisinde yayımlanan yeni bir araştırma, 2002–2021 yılları arasında yaşanan tropikal fırtınaların, düşük ve orta gelirli ülkelerde bebek ölüm oranlarını %11 artırdığını ortaya koydu. Üstelik bu artış, yalnızca büyük kasırgalarla sınırlı değil; kasırga gücüne ulaşmayan tropikal siklonlar da ölüm riskini belirgin şekilde yükseltiyor.
Tropikal Fırtınalar ve Sessiz Kaybedenler: Bebekler
Tropikal siklonlar çoğu zaman manşetlerde büyük kasırga isimleriyle yer bulur: Katrina, Haiyan, Idai… Ancak yeni bir araştırma, bu fırtınaların yalnızca felaket boyutunda olanlarının değil, daha zayıf tropikal sistemlerin de ciddi halk sağlığı sonuçları doğurduğunu gösteriyor — özellikle de bebekler için.
ABD'nin Güney Kaliforniya Üniversitesi (USC) liderliğinde yürütülen ve Science Advances dergisinde 22 Mayıs 2025’te yayımlanan araştırma, düşük ve orta gelirli ülkelerde tropikal siklonlara maruz kalan bebeklerin ölüm riskinin önemli ölçüde arttığını ortaya koydu. Bulgulara göre, bu fırtınalar bebek ölüm oranını ortalama %11 oranında artırıyor; bu da her 1.000 canlı doğumda 4,4 fazladan ölüm anlamına geliyor.
1. Fırtına Gücü Önemli mi? Evet, Ama Tek Etken Değil
Araştırma, yalnızca Kategori 3 ve üzerindeki büyük kasırgaları değil, kasırga seviyesine ulaşmayan tropikal siklonları da kapsıyor. Öne çıkan bulgu şu: En ölümcül etkiler, bu daha küçük fırtınalardan sonra bile görülüyor.
USC Dornsife Ekonomi ve Sosyal Araştırmalar Merkezi’nden araştırma doçenti ve çalışmanın başyazarı Zachary Wagner şu ifadeyi kullanıyor:
“Bu ölümler doğrudan fırtınanın fiziksel şiddetinden değil, yoksul bölgelerdeki yapısal kırılganlıktan kaynaklanıyor. Fırtına şiddeti düşük olsa da sonuçlar ağır olabiliyor.”
Fırtına sonrası ilk yıl içinde risk en yüksek seviyeye ulaşıyor ve bu etki iki yıl içinde ortadan kalkıyor. Bu zaman dilimi, özellikle doğumdan sonraki kritik sağlık bakım sürecine denk geliyor.
Ölüm Artışının Nedeni Ne?
En dikkat çekici bulgulardan biri, bu ölümlerin nedenlerinin geleneksel varsayımlarla açıklanamıyor oluşu. Doğum öncesi bakıma erişim ya da bebeklerde görülen yetersiz beslenme — doğal afet sonrası sıkça öne sürülen iki ana etken — fırtına sonrası bebek ölümlerindeki artışı açıklamıyor.
Wagner, “Sağlık hizmeti kullanımının ve yetersiz beslenmenin tropikal siklon maruziyetinden etkilenmemiş olması, ölüm oranı etkilerinin doğrudan inceleyemediğimiz başka etkenlerden kaynaklandığını gösteriyor,” diyor. “Bu bilinmeyen etkenleri belirlemek, sonraki araştırmaların temel hedefi olacak.”
Bu da doğrudan fırtına sonrası altyapı çökmesi, hijyen koşullarının bozulması, elektrik kesintileri, temiz suya erişimde sıkıntı, bulaşıcı hastalıkların artması gibi daha ince ama ölümcül zincirleme etkileri gündeme getiriyor.
1,7 Milyon Çocuktan Gelen Gerçekler
Araştırmacılar, 2002–2021 yılları arasında yedi düşük ve orta gelirli ülkeden (Madagaskar, Hindistan, Bangladeş, Kamboçya, Filipinler, Dominik Cumhuriyeti ve Haiti) toplamda 1,7 milyon çocuk kaydını analiz etti.
Toplamda bebek ölüm oranı ortalama %11 artsa da, ülke bazında bu oranlar oldukça farklılık gösterdi. Özellikle Bangladeş, Haiti ve Dominik Cumhuriyeti gibi ülkelerde, fırtına sonrası bebek ölüm oranı her 1.000 doğumda 10'un üzerinde artış gösterdi. Buna karşılık Hindistan, Filipinler, Kamboçya ve Madagaskar'da bu oran daha düşüktü ya da belirgin bir değişiklik gözlenmedi.
RAND Corporation’da doktora öğrencisi ve çalışmanın ilk yazarı Zetianyu Wang şöyle açıklıyor:
“Bazı ülkelerde sadece birkaç büyük fırtına yaşandı ama buna rağmen ölüm oranlarında artış gördük. Bu, daha küçük fırtınaların da ciddi etki yaratabildiğini kanıtlıyor.”
Neden Bu Kadar Farklı Etkiler Gözlendi?
Araştırma, farklı ülkelerdeki farklı etkilerin nedenlerini net biçimde açıklayamıyor. Ancak olası etkenler arasında şu faktörler öne çıkıyor:
Coğrafi farklılıklar: Dağlık bölgeler fırtına etkisini hafifletebilirken, alçak ve sel riski taşıyan bölgeler daha savunmasız.
Afet hazırlığı: Bazı ülkelerde tahliye sistemleri, erken uyarı mekanizmaları ve sağlık hizmetlerine erişim daha güçlü.
Konut kalitesi: Betonarme yapılar ile sazdan çatılı evler arasındaki fark, bebeklerin hayatta kalma şansını doğrudan etkiliyor.
Genel sağlık durumu: Sıtma, ishal, yetersiz beslenme gibi önceden var olan sağlık sorunları, fırtına sonrası riskleri artırıyor.
Wagner, “Bu farklılıkların nedenlerini anlamak, gelecekteki afet müdahale politikaları için belirleyici olacak” diyor.
İklim Krizi ve Bebek Sağlığı: Yaklaşan Tehdit
Araştırma yalnızca geçmişe değil, geleceğe dair de güçlü bir uyarı barındırıyor. İklim değişikliği, tropikal fırtınaların sıklığını ve yoğunluğunu artırdıkça, bu ölümlerin sayısı da artabilir.
USC, Stanford, RAND, Johns Hopkins ve UCLouvain üniversitelerinden bilim insanlarının yer aldığı araştırma ekibi, mevcut müdahale stratejilerinin gözden geçirilmesini öneriyor. Özellikle çocuk sağlığının korunması için şu başlıklara dikkat çekiliyor:
- Afet sonrası mobil sağlık hizmetleri
- Temiz su, elektrik ve hijyen altyapısının güvence altına alınması
- Bebeklerin ve hamilelerin önceliklendirildiği tahliye ve yardım planları
Doğa Olaya Sebep Olur, Ama Eşitsizlik Öldürür
Bu yeni çalışma, tropikal siklonların yalnızca fiziksel hasar vermediğini, aynı zamanda düşük gelirli toplumlarda sağlık sistemi kırılganlıklarını da ortaya çıkardığını gösteriyor.
Daha büyük soruyu ise Wagner şöyle özetliyor: “Çocukları iklimle bağlantılı felaketlerin artan tehdidinden korumak istiyorsak, yalnızca riskin nerede yüksek olduğunu değil, neden yüksek olduğunu da anlamamız gerekiyor.”
Ali Zülfikar Emin - Mistikalem.com
Yorumlar