Yeniçağ

Bilimler Işığında Yaratılış Kongresi yine sloganik açıklama ile sonuçlandı!

Gaziantep’te düzenlenen “IX. Uluslararası Bilimler Işığında Yaratılış Kongresi”, süperdeterminizm, yaratılış epistemolojisi ve modern fizik–teoloji ilişkisini bir araya getiren tartışmalarla dikkat çekti.

Bilimler Işığında Yaratılış Kongresi yine sloganik açıklama ile sonuçlandı!

Yaratılış Kongresi'nde Süperdeterminizm, Epistemoloji ve Modern Fizik Tartışmaları

IX. Uluslararası Bilimler Işığında Yaratılış Kongresi, Gaziantep İslam Bilim ve Teknoloji Üniversitesi, Şahinbey Belediyesi ve Bilimler Işığında Yaratılış Derneği'nin organizasyonu ile 20–21 Kasım tarihlerinde Gaziantep Şahinbey Kongre ve Sanat Merkezi’nde gerçekleştirildi. Kongre; fen bilimlerinden sosyal bilimlere, yapay zekâdan dini ilimlere uzanan geniş yelpazesiyle , yaratılış olgusunun teferruatlıc tartışıldığı bir platform oluşturdu.

“Evrim Görüşünün Kritiği”, “Sosyal Bilimler Işığında Yaratılış ve Darwinizm” ve “Fen ve Sağlık Bilimleri Işığında Yaratılış” vb. baölıklarla gerçekleştirilen oturumlarla akademisyenleri, araştırmacıları ve konuya ilgi duyan  izleyici kitlesini bir araya getiren kongre, yaratılış teorisine dair bilimsel, felsefî ve teolojik tartışmaları aynı çerçevede buluşturan ender etkinliklerden biri olarak yine dikkat çekti.

 Prof. Dr. Nevzat Tarhan: Yaratılış üniversitelerde inanç alanına sıkıştırılıyor

Kongrenin davetli konuşmacılarından Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Süperdeterminizm ve Yaratılış” başlıklı sunumunda yaratılışın akademik çevrelerde sıklıkla “bir inanç konusu” olarak konumlandırılmasını eleştirdi. Tarhan’a göre bunun nedeni, inanç kavramının teoriye dönüştürülememesi: “Bilimsel teori değildir, kanıtlanmamıştır deniyor. Çünkü inanç teorize edilmemiştir. Bu nedenle pek çok kişi yaratılışı inanç kategorisinde tutuyor.”

Tarhan, özellikle Z kuşağının sorgulayıcı yapısına dikkat çekerek, gençlerin soyut dini kabuller yerine rasyonel açıklamalar aradığını vurguladı: “‘Bir Allah var diyorsunuz ama kanıtlayın’ diyorlar. Bu kuşak neden-sonuç ilişkisine önem veriyor.”

“Yaratılış Manifestosu’na bilimsel bir karşı tez gelmedi” iddiası

Doğrulanmayan bilgilerin insan zihninde “şüpheli bilgi dosyasına” kaldırıldığını söyleyerek, yaratılışla ilgili bilimsel çerçevenin önemine dikkat çeken Prof. Dr. Tarhan, geçtiğimiz yıl açıklanan  “Yaratılış Manifestosu”na yönelik eleştirilerin slogan düzeyinde kaldığını iddia etti ve yaratılış kongrelerinin bu açıdan “epistemik bir boşluğu doldurduğunu” savundu.

Modern Fizik ve Teoloji Arasında Yeni Bir Kavşak: Süperdeterminizm

Konuşmasının merkezine kuantum fiziğindeki tartışmalı yaklaşım olan süperdeterminizmi yerleştiren Tarhan, bu kavramı Tevhid öğretisiyle ilişkilendirdi: “Kuantum fiziğinin süper determinizm tezi, akılla bakıldığında Tevhid’i işaret ediyor.”

Süperdeterminizm; evrenin başlangıç koşullarının tüm sonuçları, hatta gözlemcinin yapacağı seçimleri bile belirlediği varsayımına dayanıyor. Tarhan’a göre bu yaklaşım, Levh-i Mahfuz, ilham, vahiy ve akıl gibi kavramlarla paralellikler içeriyor.

Evreni yazılım metaforuyla açıklayan Tarhan şöyle devam etti: “Bir bilgisayar oyununda yazar bütün olasılıkları bilir. Oyuncu seçimini özgürce yapar ama sonuç, sistem tarafından bilinir. Evren de böyle bir yazılımdır.”

“Her şeyi bir ölçü ile yarattık”: Ontolojik bir yapıya modern fizik yorumu

Kur’an’daki ölçü, düzen ve tasarım kavramlarıyla fizik biliminin temel yasaları arasında bir uyum bulunduğunu öne süren Tarhan, yaratılış sürecini altı aşamalı bir “ontolojik merhale” olarak yorumladı:

  • Bilgi
  • Matematik
  • Tasarım
  • Fizik (enerji)
  • Kimya (madde)
  • Biyoloji (canlılık)   

“Altı gün” kavramının bir zaman ifadesi değil, varlığın kademeli açılımını anlatan bir metafizik tasvir olduğunu belirtti.

“Bu çağın iki hastalığı: Sekülarizm ve egoizm”

Sekülarizmin, modern insanın ölümü düşünmekten kaçınmasına yol açtığını söyleyen Tarhan, genç kuşağın dinden uzaklaşmasının nedenini sekülerleşme değil, “yanlış temsil” olarak değerlendirdi:

“Sorgulayan gençten korkmamalıyız. Gençler saf, hakikati arayan bir kuşak.”

Bilim–felsefe–teoloji üçgeninde yeni bir sentez arayışı

Prof. Dr. Tarhan’ın sunumu, yaratılış tartışmalarını klasik teolojik çerçevenin dışına taşıyarak modern fiziğin kavramlarıyla yeniden yorumlamayı öneriyor. Süperdeterminizm, akıl–ilham–vahiy ilişkisi, Levh-i Mahfuz’un bilgi teorik bir açıklaması ve bilinç–evren ilişkisi gibi başlıklar, bu yılki kongrenin entelektüel yoğunluğunu belirleyen temel odak noktaları oldu.

Kongre, yaratılış konusunu yalnızca dinî bir tartışma olmaktan çıkararak fizik, epistemoloji, psikoloji, kozmoloji ve felsefe gibi disiplinlerle birlikte yeniden düşünmeyi amaçlayan akademik bir zemin sundu.

PEKİ PROF. DR. NEVZAT TARHAN NE KADAR HAKLI?

 Prof. Dr. Nevzat Tarhan’ın sunumu, Tevhid öğretisinin kuantum fiziği çerçevesinde yeniden yorumlandığı kapsamlı bir sentez önerisi sundu. Ancak açıklamasında bazı unsurlar bilimsel olarak tutarlı, bazıları tartışılabilir; bazı unsurlar ise bilimsel çerçevenin tamamen dışında kalıyor, hatta ünlü Hoca, sloganvari meydan okumalarla metafizik önermelerle fiziksel teorileri aynı kategoriye koyarak hata yapıyor. 

Mistikalem olarak geçen yıl manifestonun bir mantık oyunu içerdiğini nedenleri ile açıklamaştık. Belli ki Hoca bu izahlarımızı "bilimsel" bulmamış!  Biz bu konuda polemiğe girmeye niyetli değiliz. Ancak Prof. Dr. Nevzat Tsrhan'ın çok iddialı ve sloganik tezlerini bilimsel filtreden geçirmeyi de ihmal etmeyeceğiz. 

Önce “Bilimsel karşı tez gelmedi” iddiası: Tez kanıtlanmamışken niye anti tez gelsin! Belirtelim ki bilimde suskunluk ve itiraz etmeme doğrulama anlamına gelmez. Bir argüman akademik dergilerde, hakemli makalelerde yanlışlanmıyorsa bunun nedeni ya "iddianın bilimsel metodolojiye uygun olmaması" ya "test edilebilir olmaması" ya da "bilimi ilgilendirmemesi"dir.  Bu nedenle bu cümle bilimsel açıdan mantıksız ve polemiksel söylem. Açıkçası da hiç şık olmayan bir üslup. Çünkü neticede bu konuşma bilimsel bir açıklama değil; bilimsel kavramları kullanarak metafizik bir yorum inşa eden teolojik-felsefi bir söylem.  İçinde bilimsel olarak makul varsayımlar barındırsa da sonuçta somut ve reddedilemez kanıtlar sunmuyor ve bilimsel metodolojiyi aşan iddialar içeriyor.

AÇIKLAMANIN BİLİMSEL AÇIDAN TUTARLI YANLARI

Süperdeterminizm fizik literatüründe önemli bir kavram. Bilimsel literatürde David Bohm, Gerard ’t Hooft gibi isimlerce tartışılmıştır Süperdeterminizm, kuantum mekaniğinin “özgür seçim” varsayımını reddeden ve Bell eşitsizliğini açıklamaya çalışan gerçek bir fiziksel yaklaşımdır. Marjinal kalması tek talihsizliği.  Yani Prof. Dr. Nevzat Tarhan'ın “süperdeterminizm diye bir şey var, üzerine yazılmış çalışmalar var” açıklaması doğrudur. 

Epistemolojik çerçeve oluşturma çabasına (yani akıl–ilham–vahiy tartışması) gelince, konu tamamen felsefidir. Ancak felsefik bilgiler bilimselliği kanıtlanmadıkça teoriden ibarettir ve somut gerçek sayılamaz. Yine de  mantıksal bir “bağ kurma girişimi” olarak Prof. Dr. Nevzaf Tarhan'a bu  konuda da hak veriyoruz.

AÇIKLAMANIN PROBLEMLİ VE TARTIŞMAYA AÇIK KISIMLARI

"Süperdeterminizm → Tevhid’in bilimsel kanıtı" iddiası bilimsel değildir. Süperdeterminizm fiziksel bir modeldir. Tevhid ise teolojik bir inanç önermesidir. Bir fizik teorisinin bir metafizik inancı kanıtlaması bilimsel metodolojiyle mümkün değildir, sadece desteklenmesi söz konusu olabilir.  Bu iddia mantıksal olarak tartışmaya açıktır

"Levh-i Mahfuz = Evrenin başlangıç veri tabanı" önermesi.  Bu, önerme de teolojik bir varsayımdır ve metaforik açıdan tutarlı sayılır. Ancak bu varsayım, moden fiziğin “başlangıç koşulları” kavramı ile birebir denk sayılamaz. Fizik gözleme dayanır; Levh-i Mahfuz ise vahye dayalı metafizik bir kavramdır. Ezoterik açıdan bizce de bu doğru bir metafor. Ancak Prof. Dr. Tarhan, kavramları birbiriyle özdeşleştirerek; filozofik bir yorumu, bilimsel gerçeklik olarak sununca haklı olarak ezoterizmi reddedenler için konu mantık dışına taşıyor.

"Kuantum fiziğini ilahî yazılım analojisine dönüştürmek" popüler bilim söyleminde son dönemde çok sık kullanılsa da fizikçiler nezdinde kabul görmez.  Yani “Evren bir bilgisayar oyunu; başlangıç koşulları = Levh-i Mahfuz, gözlemci etkisi = ruhun farkındalığı” önerileri metafor olarak doğrudur ama bilimsel gerçek değildir.

Özetlersek; söylem bilimsel kavramlarla süslenmiş ama çoğu iddia doğrulanabilir gözlem veya deneyle desteklenecek türden değil, kuantum fiziği ile metafizik eşleştirmesiyle yapılan kategori hatasının ile aslında felsefi-teolojik metaforlar bilimsel argüman gibi sunuluyor, manifesto ve sessizlik iddiası ile de kanıtlanmamış bir felsefik varsayım yönteminin, bilimsel metodolojiyi muhatp sayması tamamen polemik arayışı.

mistikalem.com

Yorumlar