Dil ve Konuşma Terapisti Prof. Dr. Ahmet Konrot, uzun süren ses kısıklığının yalnızca yanlış ses kullanımıyla değil, gırtlak kanseri gibi ciddi hastalıkların erken belirtisi olabileceğini belirtti. Prof. Dr. Konrot, travmalara bağlı dil ve konuşma bozukluklarının da aniden düzelmediğini, tedavi sürecinin sabır ve uzman desteği gerektirdiğini vurguladı.
Konuşma bozuklukları her yaşta görülebilir
Dil ve konuşma bozukluklarının, iletişim, ses ve yutma sorunlarını da kapsadığını ifade eden Prof. Dr. Konrot, “Bu durum beşikten mezara kadar her dönemde ortaya çıkabilir. Travmalar, özellikle beyin hasarları, konuşma merkezlerini etkilediğinde dil yetisinin kaybına yol açabilir” dedi.
Bir hasta örneğini paylaşan Prof. Dr. Konrot, “Lise çağında bir genç, yıllar önce kafasına aldığı darbe sonucu dil yetisini kaybetmişti. Bu tür travmaya bağlı dil ve konuşma bozuklukları her zaman için mümkündür.” diye konuştu.
Travma nedenli bozukluklar mucizevi biçimde düzelmez
Prof. Dr. Konrot, Yeşilçam filmlerinde sıkça yer alan “travma sonrası aniden iyileşme” senaryolarının bilimsel karşılığı olmadığını belirterek, “Beyin travmalarına bağlı gelişen dil ve konuşma bozukluklarının bu şekilde aniden düzelmesi mümkün değildir. İyileşme, yalnızca düzenli terapi ve zamana bağlı olarak gerçekleşir.” ifadelerini kullandı.
Ses kısıklığı önemli hastalıkların ilk belirtisi olabilir
Uzun süren ses bozukluklarının ihmal edilmemesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Konrot, “Ses tellerinin yanlış kullanımı dışında, ses kısıklığı bazen doğuştan gelen ya da sonradan gelişen hastalıkların da işareti olabilir. Örneğin gırtlak kanseri, çoğu zaman ses kısıklığıyla başlar. Eğer bu durum bir haftayı geçmesine rağmen iyileşme göstermiyorsa mutlaka bir uzmana başvurulmalıdır.” dedi.
Yorumlar