18 - 24 Nisan haftası astrolojik yorumu

19 Nisan 2022 Salı
18 - 24 Nisan haftası astrolojik yorumu
18 - 24 Nisan haftası astrolojik yorumu

18-24 Nisan 2022 = “…Sevinin Küçükler,  Övünün Büyükler!...”

“Çocuklar geleceğimizin güvencesi, yaşama sevincimizdir. Bugünün çocuğunu, yarının büyüğü olarak yetiştirmek hepimizin insanlık görevidir.”
                                                                   Mustafa Kemal Atatürk

 Türkiye Cumhuriyetinin yaratıcısı ve kurucusu ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün tüm dünya çocuklarına armağan ettiği 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımız Kutlu Olsun!

2022 yılının 16. Haftasına Terazi burcunda tezahür eden dolunayın yenileyici enerjisini derin bir ritimde hissederek başlıyoruz. Hissetme fonksiyonumuz Ay, su elementinin sabit nitelikteki burcu Akrep’in 2. dekanında (Güneş yönetiminde) haftaya yenileyici bir ritimde güçlü, dönüşümsel kulaçlar atarak başlıyor, hava elementinin sabit niteliğindeki Kova( Saka) burcunun 3. Dekanında (Ay yönetiminde) haftayı akılcı bir ritimde hümanist adımlar ile nihayete erdiriyor. 

Hafta boyunca değişim yönünde kararlı, azimli bir ritimde risk almaya açık olabileceğimiz, dönüşüm ve keşif odaklı, disiplinli, sebatkar, sıradışı ve özgün olan her şeyin çekim gücünü duyumsayacağımız, sezgisel bilişimizin izini sürerek yaratıcı doğamızı özgürce ve stratejik bir formda ifade edebileceğimiz umut ışıyan bir içsel devrim atmosferi hakim. 

 23 Nisan Cumartesi günü (14:57) 3°19’ Kova (Saka) burcunda ‘son dördün’ fazında olan Ay, düşüncelerimizi bir sistem zemininde bir araya getirmemize objektif ve şeffaf bir zemin sunuyor. Biricikliğimizi vurgulayarak ‘zirvede olma’ motivasyonu ile odağımızı insancıl değerlerimize yöneltiyoruz.

Hafta ortasına değin etkisini duyumsayacağımız, Güneş ile Plüton gezegenleri arasındaki uzlaşı arayışı ( Güneş-Plüton kare açısı): kendi kendimize oynadığımız saklambaç oyununda, kendimizden dahi gizlemeyi seçtiğimiz sırlarımıza ‘sobe’ diyoruz! Benliğimizin derinliklerine gömdüğümüz öz hazinemizi aydınlatmak için kendi kendimizi nasıl manipüle ettiğimizi farkına varmak, benliğimizin aydınlık ve karanlık boyutlarını yeniden derinlemesine araştırmak adına güçlü ve yenileyici bir zaman kalitesi deneyimliyoruz.

20 Nisan Çarşamba günü, tek ısı ve ışık kaynağımız Güneş, Boğa burcunun verimli topraklarına bir tatlı huzur vermeye geliyor!  Ayaklarımız yere öz’e güvenerek  sağlam bir biçimde köklenirken, adımlarımız yavaşlıyor…Yaşamdan duyumsadığımız tat daha güzel, daha zengin bir forma bürünüyor. Yaşam enerjimizi, somut boyutta pratik bir biçimde değer yaratabileceğimiz süreçlere istikarla ve sebatla odaklamayı seçiyoruz. Öz değer bilincimizin “Boğa piyasasında mı, Ayı piyasasında mı ?” köklendiğinin farkındalığına varacağımız dingin, huzurlu, güzel bu döngüde süreçte içimizdeki sanatçıyı sevgi ve şefkatle beslemeyi hatırlayalım.

Bu haftanın genel akışını özetleyen bir paragraf: 

“Everest'e tırmanan ilk insan olan, Edmund Hillary'e biri sordu: "Neden böyle bir risk aldınız? Çok tehlikeliydi. Sizden  önce birçok insan tırmanmaya çalışırken öldü." Bu soruyu soran kişi, insanların neden Everest'e çıkmaya çalıştığını ve hayatlarını bu iş için tehlikeye attığını anlayamıyordu. Bunun ne anlamı vardı? Elde edilecek ne vardı ki? 

Edmund Hillary'nin şu cevabı verdiği söyleniyor: "Everest fethedilmeden durduğu sürece huzur bulamayız. Onu fethetmek zorundaydık."

Ortada herhangi bir kazanç yok. Everest'in fethedilmemiş varlığı bile bir meydan okuma olarak duruyor. Kime meydan okuyor? ("Egoya!"* *Osho(2005)., Yaratıcılık İçindeki Güçleri Serbest Kılmak., sy.:50., Ganj Yay.,İst. .)

Haftanın başlangıç günü (18 Nisan Pazartesi) : Asalarınızı hazırlayın, “Lumos!” 

Şimdi, biraz büyü gerçekleştirme vakti, ‘söz büyü’dür!

Ay,  Dolunay fazında, doğanın yenileyici ritmini tutkuyla ışıyor, değiştirme niyetinde olduğumuz her şeye konsantrasyonumuzu güçlü bir tonda, sezgilerimizin referansını alarak odaklayabiliriz. 

Majisyenlerin burcu olarak nitelendirilen Akrep burcunun (ikinci dekanında :Güneş yönetiminde) şifalı sularında derin kulaçlar atan Ay, Venüs gezegenine lütufkar, Merkür gezegenine ise destekçi bir ritimde dokunduktan sonra Satürn İle uzlaşma niyetinde kararlılıkla ilerliyor. Bugün iletişimin sözel boyutunda sözlerimizin güçlü yaratım enerjisinin farkındalığı ile içsel gücümüze odağımızı yöneltmek ve kendi derinliklerimizde yaşam enerjimizi nasıl manipüle ettiğimizi duyumsamak adına güçlü bir gün. Apollo, Hades (Güneş- Plüton kare açısı) ile uzlaşma niyetinde; benliğimizin derinliklerine gömdüğümüz hazineyi aydınlatmak üzere yoğunlaşabiliriz. Kendimizden dahi gizlediğimiz sırlara sobe deme vakti! Benliğimizin aydınlık ve karanlık boyutlarını yeniden derinlemesine araştırmak adına güçlü bir zaman kalitesi. Merkür ve Uranüs gezegenlerinin Boğa burcunun güzel ve dingin atmosferinde “Merkür” gezegenin kısmi asaletinde birleşimlerini de göz önüne aldığımızda kalbimizin derinliklerindeki hakikatimizi kararlılıkla ifade etmek adına verimli bir gün.

Expecto Patronum!

“Aradığın hazine, içine girmekten korktuğun mağarada bulunur.”
                                                                                   Joseph Campbell

 Haftanın ikinci günü (19 Nisan Salı): Bilinçdışımızın ritmini ışıyan Ay, gün doğumundan önce Yay burcunun yeni deneyimlere açık, yenileyici, iyimser, umutlu, ilham verici atmosferinde keşif odaklı bir ritimde yeni ufuklara doğru zihnimizin yelkenlerini hevesle ateşleme ihtiyacında ancak öncelikle evrensel sevgi boyutunu ışıyan mistik Balık burcunda konumlanan Mars gezegeni ile uzlaşması gerekiyor (Ay-Mars kare açısı). Pireyi deve yapma motivasyonun eylemlerimize yön verme olasılığı yüksek! Duyumsadığımız stresi yaratıcı potansiyele dönüştürmek adına zihinsel boyutta biraz göçebe olmak, hayata bakış açımızda biraz esnek bir tutum sergilemeye öncelik vermemiz işlevsel olabilir bunun için derin dinlenme ve nefes tekniği(Ay ışığını azalttığı için nefes veriş ritminde derinleşmeyi araştıracağımız nefes teknikleri daha işlevsel olacaktır) uygulamalarından fayda sağlayabiliriz. Yaşam döngümüzde hangi boyutta, nelere ve/veya kimlere yönelik gereğinden fazla ehemmiyet atfettiğimizi sanatsal boyutta yaratıcı uygulamaların(yoga uygulamaları özellikle set akışlar: “Ay’a Selam”, “Uçan Ejderha Akışı” gibi, mandala çizimi, resim yapmak, dans etmek) ışığı ile analiz etmek bakış açımızın ufkunu genişletebilir.  Akşam üzeri Ay, Uranüs gezegeni ile quincunx (150’lik açı), Kiron ile üçgen açı dinamiğine doğru yol aldığında; duyumsadığımız gerginlik ve huzursuzluk hissiyatlarını anlamlandırabilmek,  yeni içgörüler geliştirebilmek için içsel olarak en çok bilgi akışına sahip olduğumuz yaşam alanına odağımızı yöneltmek gerginlik ve huzursuzluk duygulanımlarının kaynağını keşfetmemize ışık olabilir. 

Haftanın ortasına vardığımızda (20 Nisan Çarşamba): Sabahın ilk ışıklarından önce öz yaşam gücümüzün ışığı Güneş, Bahar’ın Güneş’inin sembolü Boğa burcunda istikrarla yol almaya başlıyor! (Güneş Boğa burcunda 20 Nisan-21 Mayıs 2022). Yaşam döngümüzde kendimizden emin bir biçimde ayaklarımız yere kararlılıkla basarken, kendimize şefkatle dokunuyor ve şükür bilinci ile yaşamın sunduğu güzelliklerin dinginliğini duyumsuyoruz. Dünyevi yaşamdaki hedeflerimize güven duyumsayarak, beş duyumuzu referans alarak, daha pratik, ve dingin bir tonda odaklanmaya başlıyoruz. Güneş’in ışınlarını yansıtan Ay ise, Yay burcunun maceraperest doğasında idealist bir ritimde ışığını azaltmaya başlıyor (Küçülen Ay Fazı). Başkalarına ilham verici olabileceğine inandığımız fikirlerimizi, projelerimizi paylaşmak adına güzel bir süreç (özellikle akşam üzerinden sonraki zaman dilimleri). Günün başlangıcında her şeyi bilinçli bir farkındalık ışığında hoşgörülü ve ılımlı bir bakış açısı ile  değerlendirmemiz, memnuniyet yaratma eğilimi ile kendi hislerimizi göz ardı etmemeye özen göstermemiz ve öz sevgiye odağımızı yöneltmemiz faydalı olabilir (Ay-Venüs kare açısı). Günün sonunda ise hayallerimizin engin okyanusunda derin dalışlar gerçekleştirirken, duyumsadığımız merhametin can simidi olmamaya özen göstermemiz yararlı olabilir (Ay- Jüpiter/Neptün birleşimine kare açısı).  

Haftanın en lütufkar gününe (21 Nisan-Perşembe): Işıkların valsının ortaya koyduğu lütufkar ritim ile başlıyoruz (Ay-Güneş üçgen açısı). Ay; tasarım boyutunda öncü nitelikte olan, benliğimizin bütünleşmiş doğasını aktaran ve varoluşsal enerjimiz =cinsel enerjimizin en yüksek oktavda ışındığı (Mars gezegeni Oğlak burcunda yücelim asaletindedir) derin bir anlayış ile ışığını küçültürken bizler uzun vadeli planlarımızı inşa etmek üzere  risk alma potansiyelimizi büyütüyoruz. Ay’ın, eylem fonksiyonumuz Mars gezegenine lütufkar dokunuşu ile hedeflerimize odaklı, temkinli bir ritimde, mevcut kaynaklarımızı iyi değerlendirerek, dünyevi alemde sorumluluk bilincimizin ritminde sağlam adımlar ile  içsel Everest’imize azimle tırmanmaya başlıyoruz. Tek başımıza çalışmaktan haz duyumsayacağımız, sorumluluklarımız ile yaşamla var olan temas sınırlarımızı derinleştirebileceğimiz, sanatsal düzlemde yaratıcı  uygulamalar gerçekleştirebileceğimiz   verimli bir gün. 

Haftanın en güzel gününde (22 Nisan-Cuma):  Hissetme fonksiyonumuz Ay, ‘her şeyi gören göz’ün simgesi balık kuyruklu keçinin gerçekçi, zamana kıymet veren, dayanıklı, disiplinli doğasında planlı adımlar ile yol alırken hayatı ciddiye aldığımız ölçütte hayatın da bizi ciddiye aldığını sezgisel bilişimizin ışığında duyumsayabiliriz (Ay-Uranüs üçgen açısı). Ay, günün akışında değerlendirme fonksiyonumuz Venüs gezegenine destekleyici, iletişim fonksiyonumuz Merkür gezegenine lütufkar bir tonda dokunuyor. Cuma gününün sonuna doğru ise Jüpiter-Neptün birleşimine destekleyici bir dokunuş ile Cuma’yı Cumartesi’ye bağlıyor. Bu bağlamda günün akışında: yaşam enerjimizi nasıl daha iyi değerlendirebileceğimiz üzerine kafa yorabileceğimiz, “kendimize iyi bak” manın tanımını zihinsel boyutta yeniden anlamlandırabileceğimiz, içsel mantralarımız ile bugünkü yaşam dinamiğimizi nasıl inşa ettiğimizi mantık çerçevesinde zihin masamıza yatırarak belki yeni mantralar yaratabileceğimiz çok güzel bir gün. Sanatın her tonu ile içsel güzelliğimizi, dış dünya alemine tezahür ettirmeyi seçerek omurgamızın esnekliğini destekleyebiliriz.  Uykuya geçişten önce mantraları entegre edeceğimiz meditasyon ve  “yoga nidra” uygulamaları adına güzel, verimli  bir zaman kalitesi.

“Günlerini biçtiğin hasatla değil, ektiğin tohumla yargıla.”
                                                     Robert Louis Stevenson

 Hafta sonu, toprak elementinin dayanıklı, istikrarlı, biraz melankolik doğasından; hava elementinin objektif, sosyal, neşeli doğasına geçişi deneyimlerken, evrensel gerçeklerin arayışına yöneleceğimiz, görünenin görünmeyen yüzünü, sezgilerimizin ışığında gözlemleyeceğimiz özgün bir sürece adım atıyoruz. 

Haftanın altıncı günü (23 Nisan-Cumartesi):  Artemis,  Hades  ile yeraltı diyarında bir araya gelerek bir dönüşüm sohbeti gerçekleştiriyor (Ay-Plüton birleşimi Oğlak burcunda): En kıymetli hazinemiz nedir? Sorusuna yanıt arayışındaki Ay, Plüton gezegeni ile birleşimin ardından üç vakte kadar döneceğim diyerek en derin tutkularıyla yüzleşmek için kısa bir mola veriyor(06.53-09.16 :Ay boşlukta). Şafağın ilk ışıklarının özgür ritminin eşliğinde  Kova (Saka) burcunun fütürist, devrimci doğasında hümanist bir ritimde son dördün fazını tezahür ettiriyor (Ay-Güneş kare açısı), ve Güneş ile uzlaşı niyetinde. Hissettiklerimiz ile istediklerimiz arasındaki uzlaşıyı eylemlerimizin beslendiği öz kaynak ile yüzleşmek için zihin ve irade gücümüzü kullanarak sağlayabiliriz. Güne başlarken derin dinlenme ve meditasyon uygulamaları içsel gücümüzü duyumsamamıza ve günü dingin bir ritimde deneyimlememize destek olabilir. Günün genelinde biricikliğimizi vurgulayan “başarı” odaklı yenileyici bir atmosfer hakim. Boğa burcunun 3. dekanında, Satürn gezegeninin kısmi asalet ışığının altında Merkür gezegeni ile Kuzey Ay Düğümünün birleşimi; düşüncelerimizin yaşam planımızı var eden yaratım sesine pür dikkat kesilmemizin faydalı olabileceğinin altını çiziyor. Hatırlayım ki; “cumhuriyet”, bir milletin kaderini tayin eden bir fikir tohumu idi. Günün enerjisi Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımız ile ne kadar olağanüstü bir ritimde eşleşmekte, değil mi? Ay; evrensel kardeşliğin, evrensel aklın, sezgisel farkındalığın simgesi Kova(Saka) burcunun devrimci rüzgarlarında yol alırken, Merkür gezegeninin Kuzey Ay Düğümü ile öz misyonumuzu simgeleyen Boğa burcunun verimli topraklarında birleşimi: Düşünce tohumlarımızı hangi yönden esen rüzgarın nasıl nitelikte bir toprağı tohumlayacağına ilişkin kararımızı belki çoktan bir zamanın kalitesinde  verdik bile ne dersiniz?... 

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımız kutlu olsun! 

“Özgürlüğün de, eşitliğin de, adaletin de dayanağı ulusal egemenliktir. Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir.”
                                              Mustafa Kemal Atatürk

 Haftanın son günü (24 Nisan-Pazar): Ay, evrensel kardeşliğin simgesi Kova (Saka) burcunun bağımsız, idealist atmosferinde sıradışı bir ritimde ışığını küçültüyor. Rüzgarların aniden yön değiştirdiğini gözlemleyebiliriz! Zihinsel olarak planladıklarımızı gerçeğe dönüştürmek pek kolay olmayabilir. Dilimizin kemiği olduğunu gözlemleyeceğimiz (Merkür-Satürn kare açısı) günün akışını, dinleme becerilerimizi geliştirmek, aklımızdan akan düşünceleri gözlemlemek, zihnimizi terbiye etmek adına değerlendirebiliriz. Bu süreçte mantraları entegre ettiğimiz meditasyon uygulamaları işlevsel olabilir.  

Işık Olsun!

Özge Genlik - Mistikalem.com