12 Ağustos dolunayının ışığı ve haftaya genel bakış

11 Ağustos 2022 Perşembe
12 Ağustos dolunayının ışığı ve haftaya genel bakış
12 Ağustos dolunayının ışığı ve haftaya genel bakış

7-13 Ağustos 2022 = “Sıcak——Soğuk”

“Soyunuzun ön sırasına geçtiğinizde, şekillenmiş olan enerji aktarılarak siz olarak ve şu anda ailenizden hayatta olanlar olarak tezahür eder. Siz değiştikçe, sizin vasıtanızla sizden sonraki nesillerin tamamı da sizinle birlikte değişir. Tüm soyunuza ait eski yaraları iyileştirebilecek, eski düşmanları affedebilecek, durum ve inançları değiştirebilecek, önceki nesilleri yüzyıllar boyunca esir etmiş olan acıyı serbest bırakabilecek olan kişi sizsiniz.”

-Dr. Judith Rich-

2022 yılının 8. ayına oldukça çılgın ve eksantrik bir ritimde giriş gerçekleştirdik!

 28 Temmuz 2022 tarihinde Aslan burcunda doğan ve insanoğlunun, kâinatın biyolojik yaşam döngüsündeki öz yerini almasının vaktini ışıyan yeniayın enerjisiyle, Ay ışığını güçlü bir ritimde büyütürken bu Yeniay döngüsüyle başlattığımız her şeyin neticesini 

25 Ocak 2024 tarihinde Aslan burcunda tezahür eden Dolunay ile taçlandırıyoruz- bu Yeniay döngüsünün ana mesajları için ilgili yazımıza bu linki tıklayarak göz atabilirsiniz : 

Ağustos ayına bilinçdışımızın ritmini ışıyan Ay, ‘hizmet-sağlık” bilincini ışıyan Başak burcunun marifetli doğasında Hilal fazında ışığını büyütürken başladık. Bu bağlamda Yaz mevsiminin son ayının “Ağustos böceği ile karınca” masalı tadında akıyor olduğunu söyleyebiliriz. Kendini okuma ve anlama yönünde etkin bir şekilde emek verenler sonbahar ve kış aylarında zaferi kucaklayanlar oluyor!

Ağustos ayına form kazandıran en önemli dinamik; ayın ilk iki günü aktif olan, Baharın Güneş’inin sembolü, öz değer bilincimizi ışıyan Boğa burcunun verimli topraklarında bir araya gelen Mars-Uranüs-Kuzey Ay Düğümü birleşimi oldu, bu dinamiğin tesirlerini kolektif ve bireysel bilinç boyutlarımızda halen duyumsamakla birlikte, Ekim ayında bu dinamiğin tesirlerini daha yoğun ve net bir şekilde hissediyoruz. Öz potansiyelimizin gücünü, eşsiz yeteneklerimizi farkında olarak öz disiplinle hayata geçirmek adına, yeni döngüde başlattığımız/ girişimlerin/ yenilenme adımlarının ,sonuçlarını 2037 yılında görüyoruz. 

“Bedenin değilsin, sen gözsün

Gözün ne görüyorsa, gördüğünsün.”

           Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî

Ağustos ayının oldukça dinamik bir ritimde akmasının ve içsel olarak gerginliği tetiklemesinin bir sebebi de 5 Ağustos Cuma günü 13 derece Akrep burcunda tezahür eden ilk dördün fazıyla (Ay-Güneş kare açı dinamiği), 4 Kasım 2021 tarihinde Akrep burcunda doğan Yeniay’ın yenileyici tesirleri adına yoğun bir eylem çağrısı duyumsuyor oluşumuz, krizlerden dönüşerek kendimizi aşma ihtiyacı hissediyor olabiliriz. Bu Ay döngüsünde yeni başlattığımız her şeye ilişkin muhasebeyi 5 Mayıs 2023 tarihindeki Ay-Güneş karşıtlığında gerçekleştiriyoruz. 

Bireysel olarak her birimizin özündeki sonsuz alevin sesini daha net dinleyebilmemiz, gerçekte kim olduğumuzu hatırlayabilmemiz adına içsel boyutta birtakım içsel sarsıntılar, patlamalar gerçekleşirken bu deneyimlerin somut-maddi alemde de tezahürlerini deneyimlememiz olası. 

Yeniye yer açılması için eski olanın bütünüyle yıkıma uğraması kaçılmaz bir gerçeklik. 

Özümüzdeki Çılgın Dahi

Bireysel doğum haritalarımızda Uranüs gezegeninin bulunduğu konum (bulunduğu yaşam alanı(ev) diğer gezegenlerle kurduğu etkileşim (açılar); bir insan varlığının özünü bütünüyle olduğu gibi tezahür ettirebilmesi adına, tüm bilincini kökünden değiştirmeye emek verdiği boyuta işaret etmektedir. Bu bağlamda, Uranüs gezegeni “birey olma” sürecini ışımaktadır. Barbara Hand Clow, Uranüs gezegeninikundalinienerjisiyle bağdaştırmaktadır. Kundalini en öz tabiriyle; evrimsel öz yaşam enerjimizdir ve eterik beden katmanımızdaki enerji girdapları (çakra) vasıtasıyla yukarı-aşağı eş zamanlı olarak aşağı-yukarı hareket haline geçtiğinde kainatın öz ritmine ilişkin farkındalığımız tetiklenmeye başlar. 

Kundalini enerjisi kök çakradan (Muladhara çakra) tepe çakraya (Sahashara çakra) doğru yolculuğuna başladığında yolda tıkanıklar var ise, trafiğin yoğun olduğu bölgeye odağımızı yönlendirebileceğimiz yaşam deneyimlerine bizleri bilinçli olarak yönlendirir ki; ruhsal büyüme & olgunlaşma sürecinde bizi durduran kuvveti, bugüne değin oluşan samskara’ları (zihinsel iz) görebilelim ve aydınlığa doğru öz sevgiyle ilerleyebilelim. 

Dünya gezegeni çok önemli bir evrim sürecinde ve dolayısıyla dünya adını verdiğimiz gezegende kök salmış her şey muazzam bir dönüşüm süreci deneyimliyor. Uranüs gezegenin 2026 yılına değin Boğa burcundaki yolculuğu; “Doğa Ana” ile olan ilişkimizin bilinç boyutlarını kökten yenilemekte. 

Bu bağlamda kıyamet-i deneyimlerken daima hatırlamamız gereken; her ne olmakta ise bazen bu deneyimler şok edici, sarsıcı, çok üzücü de olabilir ki, sadece “ol”an vardır bu olaylara/durumlara mevcut bilinç boyutlarımıza göre anlam yükleriz, insan varlıklarını daha üst bir bilinç boyutuna doğru taşımak için olduğudur. 

İnsanoğlu, kainattaki asli görevini hatırlarken, kendine yeniden doğarken, bizleri alt bilinç sınırlarına çeken bilinç boyutlarının ölümü için “acı” duyumsatıcı yaşam derslerine ihtiyacımız var. Çünkü acı ruhsal boyutta olgunlaşmanın ana gıdasıdır. 

Dışarıda gördüklerimiz sadece içsel bilinç boyutumuzda tezahür edenlerin birer yansımasıdır. Dışarıda ‘savaş’ var ise her birey kendi içinde barışı sağlayamadığı yaşam alanına ilişkin derslerine yönelmeli, bu hususta daha çok çalışmalıdır. Benzer şekilde ‘kıtlık’ var ise hangi yaşam alanında bolluğu-bereketi görmezden, duyumsamazdan geldiğimize ilişkin içsel bir çalışma gerçekleştirmenin vakti gelmiş demektir. 

Bunun için şimdi her birimizin en önemli görevi, dışarıdaki olaylar/durumlardan dikkatimizi bilinçli bir şekilde çekerek, tüm dikkatimizi doğduğumuzda olduğumuz kişiyi hatırlamak ve o öz saf ışığımızla yeniden bir olma adına kendimize doğru aşkla yürümeye odaklamamızdır. 

Aşk; ‘birlik’ & ‘hakikat’ bilincidir ve ‘ani’den ‘beklenmedik’ bir şekilde tezahürüyle Uranüs gezegeniyle de ilişkilidir. Şimdi aşık olayım diye düşünmezsiniz değil mi? Birden bire aşk’a düşüveririz. Ve kendimize, öz saf ışığımıza doğru yürümeye başlarız. 

Aşk, spiritüel boyutta bir uyanış sürecidir ve güzel haber; “Aşık olmak” iyileştirir! Çünkü fiziksel benliğimizle temas halimiz  ve iç sesimizle bağlantımız derinleşir. Beden; bilinçdışının somut formu olduğu için de fiziksel bedendeki iyileşme bilinçdışındaki birçok düğümün çözülerek bilince yansımasını sağlar. Bu yolculukta bazen kaybolduğumuzu hissedebiliriz, umutsuzluk baş gösterebilir ancak bilelim ki; bir diğer biz (çevremizdeki insanlar= evrensel kardeşlik ailemiz) en kıymetli yol göstericilerimizdir. 

Sıcak mı, Soğuk mu?

Şimdi güçlü bir dolunay sürecine doğru aşkla yol alırken, Aslan (Güneş yönetici gezegeni) -Kova (Satürn yönetici gezegeni) ekseninde kendimizle “sıcak-soğuk” oyunu oynuyoruz.

Bu oyunda zaferi göğüsleyebilmek, aklımızı ehil kullanmayı seçerek ateşin/sıcağın; canlandırıcı/yaratıcı/dönüştürücü niteliği ile soğuğun; muhafaza edici/koruyucu/bilge niteliğini birleyebilmemizde gizli. 

12 Ağustos Cuma günü (04:35) Kova (Saka) burcunun ikinci dekanında (Merkür gezegeni yönetiminde) Jüpiter gezegeninin kısmi asalet ışığında, dodekatemoria olarak Başak burcunun aromasının hakim olduğu dolunayın ışığı,

11 Şubat 2021 tarihinde Kova (Saka) burcunun 23. derecesinde birleşen Ay ve Güneş’in başlattığı Ay Döngüsünün sonuçlarını aşkla aydınlatıyor. “Hakikat Arayışı” sürecini başlatan Yeniay bizlere ne anlatıyordu, hatırlamak isterseniz: 

Ay, dolunay süreci boyunca Ay Düğümleriyle uzlaşı arayışında, bununla birlikte biricik yegane aşkı Güneş’in karşısına çıkmadan hemen önce sonsuz olasılıklar diyarının simgesi devrimci Uranüs gezegeniyle uzlaşı arayışında (Ay-Uranüs kare açı dinamiği). Dolunay (Ay-Güneş karşıtlığı) tezahür ettikten sonra Dolunayın ışığı ilk olarak Kova (Saka) burcunun yönetici gezegeni, geri hareketini sürdürmekte olan, Satürn gezegeniyle birleşiyor. Ve eş zamanlı olarak sabit burçlarda kilit noktasının (Apex noktası) Uranüs gezegeniyle Kuzey Ay Düğümünün oluşturduğu T-kare açı kalıbı oluşmakta. Kilidi açacak anahtar ise (yaklaşan açıları dikkate aldığımızda) yeraltı diyarının adaletli hükümdarı Hades’in elinde! (Uranüs-Plüton üçgen açı dinamiği). 

Dolunay anının doğum haritasında (04:35/İstanbul iline göre) Yengeç burcunun son derecesi 29°43’ (dekan yöneticisi Ay, kısmi asalet: Satürn) yükselmekte, Venüs gezegenin de Aslan burcundaki yolculuğuna yeni başlamakta olduğunu göz önünde bulundurduğumuzda; öz ve yalın olarak: Matrix üçlemesinin sonunu deneyimlerken, 

‘Matrix Resurrections’ / ‘Diriliş’ sürecimiz başlıyor…

Bu dolunay bizlere seçeneklerin sadece bir illüzyondan ibaret olduğunu ve içsel olarak zaten ne gerçekleştirmemiz gerektiğini bildiğimizi ışımakta ve zihnimizi özgür bırakmamızın önemini işaret etmekte. 

Dönüşümün hızla ivme kazanacağı bu süreç 12 Mayıs 2023 tarihinde Ay ve Güneş’in son kare açısı ile nihayete eriyor. 

Dolunay’ın ışığı soruyor: “Hiçbir şeyi bilmediğinizi bilecek kadar akıllı mısınız?” 

Bu sevgi dolu dolunay sürecinde her şeyin birbiriyle her daim bağlantılı olduğunu idrak etmemize vesile olan deneyimlere kalbimizle açılıyoruz.

Her ne ölçüde Ay’ın Ay Düğümleriyle gerçekleştirdiği kare açı dinamiği sebebiyle bu sürecin biraz karmik gibi görünse de, eylem döngüsünden özgürleşmek adına açılan gümüş kapının da farkında olmakta fayda var:  Ay-Güneş karşıtlığının hemen öncesi ve hemen sonrasında tezahür eden açı dinamikleri ön plana çıkıyor (Öncesi Ay-Uranüs karesi/ sonrası: Ay-Satürn birleşimi) dikkate almak önemli; yaşam döngümüzde geleneklerle-yenilikler arasında disiplinli bir değişimle kendimize uyanışımızı kolaylaştırmak bizim özgür irademize bağlı gibi görünmekte. 

Değerli okurlar, ben de biraz daha Helenistik döneme doğru geleneklerimize geri dönüyor, haftalık yorumlarımda bir değişiklik gerçekleştiriyorum. Öz’de hakiki olarak haftanın başlangıç gününün Güneş’in günü olarak Pazar olması sebebiyle bu haftadan itibaren Pazar-Cumartesi olarak haftayı değerlendirmeye başlıyorum. 

Haftanın başlangıç günü (7 Ağustos Pazar): Lütufkar bir tonda yeni haftamıza adım atıyoruz. Bir dünya vatandaşı olma bilincini niteleyen Yay burcunun keşif odaklı göçebe doğasında ışığını büyüten Ay, ilk olarak merhametin sembolü Jüpiter gezegenine lütufkar bir tonda dokunuyor (Ay-Jüpiter üçgen açısı). Bireysel bilinç doğamıza dair yeni keşiflerde bulunmak adına harika bir süreç, kendimizi daha derin boyutta okuyabileceğimiz eğitim süreçlerine entegre olabileceğimiz gibi zihnimizde çeşitli kamp alanları inşa ederek, bilinçli bir dinleme ve dinlenme sürecine de yönelebiliriz. Ay-Güneş arasındaki akışkan dinamik (Ay-Güneş üçgen açısı), bireysel dönüşümümüzü desteklemekle birlikte en temel ihtiyaçlarımızı öz’e güvenerek cesaretle ifade etmemizi de tetikliyor. Güneş yerini Ay’ın ışığına bırakırken, Gökyüzünün Şamanının (Melanie Reinhart ın deyimiyle) Kiron’un bize birtakım soruları var (Ay-Kiron üçgen açısı): 

  • “Dans etmeyi ne zaman bıraktın?
  • Şarkı söylemeyi ne zaman bıraktın?
  • Masal, öykü dinlemeyi ne zaman bıraktın?
  • Sessizlikte huzur aramayı ne zaman bıraktın?” * 

Bu soruların yanıtlarını içsel dünyamızda araştırmamız, günün akışında duyumsadığımız Mars-Satürn kare açısının dinamiklerini uzlaştırmamıza yardımcı olabilir. 

Haftanın ikinci günü (8 Ağustos Pazartesi): Saatlerimiz 21.38’i gösterinceye değin bilinç dışımızın ritmini ışıyan Ay, (13.30-21.38 arası Ay boşlukta!) hayata bakış açımızı, ve hayat serüvenimize atfettiğimiz anlamı, inanç kalıplarımızı nitelendiren Yay burcunun hevesli, iyimser, süreç odaklı doğasında özgür bir ritimde ışığını büyütürken, ilk olarak ruhsal sağlığımızı en çok gözeten gezegen Satürn ile iş birliği gerçekleştirerek (Ay-Satürn destek açısı) mevcut bilinç sınırlarımızı aşma yönünde, bireysel farkındalığımızı genişletebilecek birtakım bilgileri, deneyimlerimizle keşfedebileceğimiz bir akıştayız ancak burada dikkat etmemiz gereken, ayaklarımızın yere sağlam bastığından emin olmamız. Hayallerimizin ve/ veyahut inanmak istediklerimizin, peşinden sürüklenme, gerçeklikle temas sınırlarımızı uyuşturan birtakım unsurların çekim gücüne kapılma potansiyelimiz mevcut, dikkat! (Ay-Neptün karesi).

Günün akışında kalbimizi iyileştirici niteliği; sevginin gücü vurgulanırken, gerçekleştirdiğimiz her eylemi aşkla yapmanın önemi ön plana çıkıyor (Güneş-Kiron üçgen açısı). 

21.38’den itibaren benliğimizin bütünleşmiş doğasını simgeleyen balık kuyruklu keçinin (Oğlak burcu) hırslı doğasına adım atan Ay, yaşam döngümüzün mevcut koşullarına daha anlayışla temas etmemizi kolaylaştırıcı formüller sunarak, bizleri hayat döngümüzü farklı bir bakış açısıyla daha sistematik bir zeminde muhakeme etmeye davet ediyor. 

Haftanın ortasına vardığımızda (9 Ağustos Salı): Potansiyelimizi yansıtan bir metafor, yaşam döngümüzde kendimize koyduğumuz sınırlardan biri olan; “para” ile olan ilişki sınırlarımızı dönüştürücü deneyimlere çekilebileceğimiz günün akışında oldukça azimli ve hırslı hissedebiliriz (Venüs-Plüton karşıt açı dinamiği). Sağlıklı bir hırsla ilerlemek zihnimizin serinliğiyle ilişkili olduğunu hatırlayalım. Ay ışığını Oğlak burcunun soğuk ve kuru topraklarında, ciddi ve sebatkar bir ritimde büyütürken, disiplinli olmamız ve hedeflerimize sorumluluk bilinciyle kararlı bir şekilde ilerlememizin altı çiziliyor, bu süreçte neleri aklımızda büyütme eğiliminde olduğumuzu bilinçli bir farkındalıkla analiz etmeye yönelmemiz, yaşamımızda kabuk değiştirmemiz gereken sahaya işaret ediyor olabilir. 

(Ay-Merkür üçgen açısı/ Ay-Jüpiter kare açısı). 

Haftanın dördüncü günü (10 Ağustos Çarşamba): Günün ilk saatlerinde (03.00) bir şeyi tasarlama boyutunda öncü nitelikte olan Oğlak burcunun sarp kayalıklarında kendi belirlediği kuralların ışığında büyüyen Ay, birden bugüne değin hiç denemediği bir ara yola sapmaya ilişkin risk alabilir (Ay-Uranüs üçgen açı dinamiği). Yeni güne bugüne değin var ettiğimiz rutinin dışına çıkarak, farklı bir şey deneyerek başlama ihtiyacında olabiliriz. Ay’ın günün akışındaki rotası şu şekilde: Boğa burcundaki eylem fonksiyonumuz; Mars gezegenine lütufkar bir tonda dokunan Ay, Venüs gezegeninin bir üst oktavı olan Neptün gezegeniyle dayanışma gerçekleştirdikten (Ay-Mars üçgen & Ay-Neptün sekstil açı dinamikleri) sonra biraz mola vermeden önce Plüton ile birleşiyor ve Venüs gezegenin tam karşısında duruyor (Ay-Plüton birleşimi& Ay-Venüs karşıt açı dinamiği). Biricik ışık ve ısı kaynağımız Güneş, Kuzey Ay Düğümü ile kare açı dinamiğini aktifleştirdiğini de göz önünde bulundurduğumuzda: 

Özgeci nitelikteki eylemlerimizle sosyal dayanışma gruplarında aktif olarak rol almak, içinde bulunduğumuz toplumun dinamik yapısını dönüştürebilecek uygulamalar sahasında gönüllü olmak işlevsel olabilir. 

Ay, 19.29-21.44, zaman diliminde Oğlak burcunda ışıkları birbirine aktarma misyonuna mola verdiğinde (Ay boşlukta), bu güçlü ancak yönsüz/rotasız enerjiyi içsel görü gerçekleştirmek adına verimli bir şekilde kullanabiliriz. Bu süreçte meditasyon süreçlerimizde derinleşmeyi araştırabilir, Gobinde Mukande Udare Apare” mantrasını meditasyon süreçlerimize entegre edebiliriz. 

Bilinç dışımızın ritmini ışıyan Ay, 21:44 itibariyle evrensel aklın, evrensel kardeşliğin ve sezgisel farkındalığın simgesi Kova (Saka) burcunun rüzgarlarına kendini özgürce bıraktığında tek başınalık zaman kalitemizi arttırmak işlevsel olabilir. 

Haftanın en lütufkar günü (11 Ağustos Perşembe): Olmaz olmaz deme hiç! …Olur olur bal gibi olur… söylemlerinin somut formlarını deneyimlemeye açılacağımız hümanist ve değişken bir gün deneyimliyoruz. Bilinçdışımızın ritmini ışıyan Ay, Kova(Saka) burcunun fütürist rüzgarlarında sörf yaparken Koç burcunda geri hareketini sürdürmekte olan Jüpiter gezegenin ateşinin dönüşüm kuvvetinin desteğiyle yeni deneyimlere doğru yelkenlerimizi ateşlememiz yönünde cesaret verse de sabah saatlerinde tamamlamamız gereken, eksikliğini duyumsadığımız birtakım işlerimize yönelme ihtiyacı duyumsayabilir, üzerimizde ağırlık hissedebiliriz (Kova-Saka burcunun ilk dekan yönetici Venüs’tür Venüs, Yengeç burcunun son derecelerinde, Aslan burcuna geçmeye hazırlanıyor). Bununla birlikte tek ısı ve ışık kaynağımız Güneş in de Uranüs ile uzlaşı arayışında (Güneş-Uranüs kare açısı) olduğunu göz önüne aldığımızda; yaşam döngümüzde otoritemizi sarsıcı gelişmeler, özellikle zihinsel boyutta kendimizi yeni bir boyutta ifade etmemiz hususunda baskıcı deneyimler  deneyimlememiz söz konusu olabilir. 

 Doğurganlığın ve Aşkın Tanrıçası Afrodit (Venüs gezegeni) cesur yürek aslan burcunun cömert doğasına adım attığında (21.30) . Özümüzdeki sevgiyi açık yüreklilikle kimi zaman biraz şaşalı kimi zaman da biraz dramatik bir tonda sahnemize koyacağımız bir süreç başlıyor. Venüs gezegeninin Aslan burcundaki yolculuğunda hem kendimize hem de sevdiklerimize ilişkin duyumsadığımız gururu ve öz sevgiyi olduğu gibi göstermekten geri durmayacağımız gibi aşkı bir oyuna dönüştürme potansiyelimiz de artıyor. Sanatsal yeteneklerimizi de büyük bir tutkuyla ve aşkla tezahür ettirmemiz söz konusu, öz olarak her ne yaparsak yapalım aşkla gerçekleştireceğimiz bir döngüdeyiz ( 11 Ağustos- 5 Eylül).

Hafta sonu: Çok güçlü bir dolunay enerjisi hakim. Gölge yönlerimizi bilincimizin ışığına davet etmek, bireysel travma geçmişimizi bir kez daha analiz etmek, kendimizi daha yaratıcı bir kanalla nasıl ifade edebileceğimiz üzerine tefekkür etmek adına çok verimli bir hafta sonu sürecindeyiz.

Cuma günü sabah,  İstanbul iline göre,  04.35 de tezahür eden dolunaya ilişkin ayrıntılı bilgi yazının giriş bölümünde yer almaktadır.

Haftanın altıncı günü (12 Ağustos Cuma): Evrensel kardeşlik bilincine uyanışımızı tetikleyen güçlü dolunayın ışığıyla manevi-maddi boyutta sarsıcı/ uyandırıcı nitelikteki deneyimlere açık olduğumuz günün akşında 

Ay, eylem fonksiyonumuz Mars gezegeniyle kare açısını kesinleştirdikten sonra ortaya çıkan yoğun dinamiği hazmetmek adına biraz mola diyor! 

Ay, evrensel aklın simgesi Kova (Saka) burcunda 14.06-21.44 zaman diliminde boşlukta yol alıyor. Şimdi bilinçli olarak dinlenme zamanı! Meditasyon uygulamalarında derinleşmek, içgörü geliştirmek, derin dinlenme uygulamaları açısından çok verimli/nitelikli saatler.

Haftanın son günü (13 Ağustos Cumartesi): Ay, dolunay fazında, Balık burcunun engin okyanusunda disiplinli bir ritimde kulaç atarken, Tanrıların Habercisi Hermes (Merkür gezegeni) ile karşı karşıya geliyor (Ay-Merkür karşıt açısı).  Özdeki ihtiyaçlarımızla, düşüncelerimizde var ettiğimiz ihtiyaçlar arasındaki gerilim sözcüklerimizde ete kemiğe bürünebilir. Kendimizi etkin bir şekilde ifade etmeye özen göstermemiz mümkün ise bugünü sessizlik orucu tutarak deneyimleyerek dolunayın yaşam döngümüzde aydınlattığı temalar hakkında bilinçli bir farkındalıkla analiz gerçekleştirmeye yönelmek faydalı olabilir.

Işık Olsun! 

Özge Genlik - Mistikalem