11-17 Eylül Haftası: Pygmalion Etkisi

15 Eylül 2022 Perşembe
11-17 Eylül Haftası: Pygmalion Etkisi
11-17 Eylül Haftası: Pygmalion Etkisi

11-17 Eylül 2022 = “ Pygmalion Etkisi”

“Başkalarının yaptıklarını, düşündüklerini, 

ima ettiklerini ya da söylediklerini kişisel algılamayın. 

Herkes kendi inanç sistemi içinde düşünür ve kendince yargılara varır. Dolayısıyla insanların sizin hakkınızdaki düşünceleri sizin şahsınızdan çok kendileriyle ilgilidir.”

                         -Don Miguel Ruiz-

Sevgili okurlar 2022 yılının 37. Haftasını değişimlere öncülük edici nitelikteki dolunayın kırılganlıklarımızı parlatan yaratıcı ışığıyla kucaklıyoruz.

13 Mart 2021 tarihinde ilahi sevginin simgesi Balık burcunun özverili okyanusunda birleşen Ay ve Güneş’in başlattıkları Ay Döngüsünün farkındalık aşamasına, elmadan bir ısırık alarak 10 Eylül 2022 tarihinde geçiş gerçekleştirdik, okyanusun aynasında öz benliğimizi görme sürecimiz 10 Haziran 2023 tarihine dek sürüyor… Dolunay sürecinin aktardığı ana dinamiği okumak isterseniz: http://www.mistikalem.com/kose-yazisi/4-10-eylul-2022-ilahi-adalet/20718

Bu hafta 16 Eylül Cuma günü kesinleşen Venüs-Mars kare açı dinamiği ve  17 Eylül Cumartesi günü kesinleşen Güneş-Neptün karşıt açı dinamiği, bizlere kırılganlıklarımızı kucaklamamamız adına güzel bir kanal açmaktalar. Kırılganlıklarımızın özünden doğacak yeniye yer açmak, ……. ihtimaline rağmen olduğumuz gibi olma cesaretini göstererek biricikliğimizi ışımak öz doğal yaratıcı enerjimizi ilhamla birleştirmek adına güzel bir süreçteyiz. 

Pygmalion etkisinden uyanışa geçerek bir Japon sanatı olan ‘kintsugi’yi varoluşsal dinamiklerimize uyarlamaya ne dersiniz?  Haydi öz hikayemizin eşsiz güzelliğini, kusurlarımızın/eksikliklerimizin biricikliğini parlatmaya ve yeni haftamızın hikayesini dinlemeye başlayalım:

Haftanın başlangıç günü (11 Eylül Pazar): Doğanın ritimlerini ışıyan Ay, biricik yegane aşkı Güneş ile Thot’ un şahitliğinde (Merkür gezegeninin kısmi asalet ışığı altında) Balık burcunun (17°41/2. Dekan/dekan yöneticisi: Jüpiter) engin okyanusunda karşı karşıya gelirken, ışıkların ortaya koyduğu enerji dinamiği,  bireyselleşme sürecini nitelendiren, “İnsan ruhu ile evrensel ruhun bir araya gelmesi ile dünyada sağlanacak evrimi” *simgeleyen,   Uranüs gezegeninin kıvılcımlı doğasıyla dayanışma içerisindeydi. Ve dolunayın ışığı ilk olarak Venüs gezegeninin bir üst oktavı olarak nitelendirilen, evrensel sevginin sembolü Neptün gezegeniyle birleşti, ve bizler tıpkı Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler masalında tezahür ettiği gibi, öz benliğimize uyanışımızı gerçekleştirebilmek adına elmadan bir ısırık alarak, şuur aktarımının tezahür ettiği çok önemli bir süreç olan; uykuya derin bir dalış gerçekleştirdik. 

Dolunayın ışığı; yaşam döngümüzün derin anlam arayışını nitelendiren, dönüşüm sürecinin sembolü Plüton gezegeniyle gerçekleştirdiği dayanışmanın ardından yeni bir maceraya atılmadan önce biraz mola diyor! Ay, 03:28-09:46, Balık burcunda boşlukta. 

Ateş elementinin canlı, cesur hareketli, idealist enerjisinin tesiri altında oldukça hareketli bir ritimde özellikle zihinsel boyutta ilham verici bir tonda merhaba diyoruz (09:46- Ay, Koç burcunda).

Ay, kendinden emin bir ritimde Jüpiter gezeniyle ışığını birleştirmeye doğru süratle yol alırken (Ay-Jüpiter birleşim açı dinamiği). Biricik ısı ve ışık kaynağımız; Güneş ise Uranüs’e lütufkar bir tonda dokunmakta (Güneş-Uranüs üçgen açı dinamiği).

Her iki açı dinamiğinin ana zemininde Tanrıların Tanrısı Zeus’un şimşeklerinin izini görmekte ve duyumsamaktayız! (Koç burcunda geri hareketini sürdürmekte olan Jüpiter gezegeninin dinamiği ön plana çıkmakta). 

Daha önce değerlendiremediğimiz bazı fırsatları yeniden ele almak adına bilge bir süreçteyiz. Kendimizi daha derin boyutlarda okuyarak bağımsızlaşmamızı bir diğer deyimle öz benliğimizin sorumluluğunu bütünüyle alabilmemizi tetikleyici deneyimler  hoş bir tonda kapımızı tıklatabilir. 

“Hiç aklından çıkarma genç adam; 

Öğretmenler kapıyı açar, içeriye kendin girersin.”

                                -Chen Hai Yang-

Haftanın ikinci günü (12 Eylül Pazartesi): İş/çalışma haftasının ve eş zamanlı olarak okulların ilk günü bilinçdışımızın ritmini ışıyan Ay (dolunay fazında) liderlik bilincini nitelendiren Koç burcunun inovatif doğasında detaylardaki inceliği ve güzelliği ön plana çıkartırken başlıyor. Artemis öncelikle Işığın Savaşçısı Ares ile işbirliği gerçekleştiriyor (Ay-Mars sekstil açı dinamiği) ve ışığını Bilen Kişi; Kiron ile birleştirmek üzere çocuksu bir varoluş ritmiyle neşeyle yol alıyor (Ay-Kiron birleşim açı dinamiği). 

Çalışkan bir öğrenci ruhuyla, zihinsel süreçlerimizde iyi organize olabileceğimiz,  varoluşsal yeteneklerimizin kapsama alanındaki zeminde yeni araştırmalara yönelebileceğimiz etkin bir gün deneyimliyoruz.  Enerjimizi rahatlıkla kendi merkezimize yönlendirebiliriz. Ay, ışığını ruhsal boyuttaki sağlığımızı en çok gözeten Satürn gezegeniyle dayanışma boyutuna taşıdığında ise (Ay-Satürn sekstil açı dinamiği/20:25), ufuklarımızı genişletebilecek, gelecek zaman boyutundaki ideallerimizi destekleyebilecek bir öğretmenle (yaşam döngümüzde canlı-cansız her varlığın vakti geldiğinde bir öğretmen olabileceği bilinciyle) istişare etmenin tam zamanı! 

Haftanın ortasına vardığımızda (13 Eylül Salı): Şafak vaktinden bir müddet sonra Artemis yeraltı diyarının adaletli Tanrısı Hades ile “Yaşam döngümüzde zamanın kalbini fethetmek” temalı koyu bir sohbet gerçekleştiriyor (Ay-Plüton kare açı dinamiği) ve bu derin sohbetin ardından Ay,  ışıkları birbirine aktarma misyonuna bir süre mola veriyor (Ay, Koç burcunda boşlukta: 07:52-14:39). 

Ay boşlukta iken, çok güçlü ve eş zamanlı olarak yönü belirli olmayan bir enerji dinamiği ortaya koymaktadır, bu bağlamda bu süreçte günlük rutinimizi devam ettirmenin yanı sıra iç sesimizle bağlantımızı kuvvetlendirebileceğimiz deneyimlere yaşam sahamızda yer açabilir içgörü geliştirmek adına kendimizi destekleyebiliriz. 

Ay, Koç burcunun 3. Dekanında (Venüs gezegeni yönetiminde), boşlukta (07:52-14.39) cesur bir ritimle yol alırken  sesimizi bilinçli olarak dinlemeye yönelmemiz işlevsel olabilir. Bu süreçte meditasyon süreçlerimizde “Sa Re Sa Sa” mantrasıyla çalışmayı araştırabiliriz. 

Ay (dolunay fazında), Baharın Güneş’ini simgeleyen Boğa burcunun huzurlu atmosferine, verimli topraklarına adım attığında (14:39) öz misyonumuzun pratik boyutunun önemi zengin bir tonda ön plana çıkıyor. İçsel barışımızı destekleyebilecek sanatsal aktivitelere yönelmek adına güzel bir süreçteyiz. Zihnimizi, içsel bahçemizi nasıl güzelleştirebileceğimize ilişkin dinamiklere rahatlıkla konsantre edebiliriz. 

Şükran duyumsadıklarımızı akıl süzgecimizden süzmek, hayatın ince detaylarındaki güzellikleri yüceltmek ruhsal doğamızı beslememiz yönünde işlevsel olabilir. 

“Hayatla bir randevunuz var; şimdi ve burada”

               -Thich Nhat Hanh-

Haftanın dördüncü günü (14 Eylül Çarşamba): Bilinçdışımızın ritmini ışıyan Ay (Küçülen Ay fazında) öncelikle Balık burcunda geri hareketini sürdürmekte olan Neptün gezegeniyle yarım kare açı dinamiğini tezahür ettirdikten sonra Başak burcundaki Venüs gezegenine lütufkar bir tonda dokunmakta (Ay-Venüs üçgen açı dinamiği) bir süredir emek verdiğimiz bir projeyi derinlemesine detaylandırmak ve bu hususta birtakım duyurular gerçekleştirmek adına güzel bir süreçteyiz eş zamanlı olarak Ay ışığını küçültürken evrensel kardeşlik ailemize ilham verebilecek ideolojilerimizi paylaşmak adına güzel bir zaman dilimindeyiz. Ay, ışığını Kuzey Ay Düğümüyle birleştirdikten sonra ışığını Uranüs gezegenine iletiyor. Bu bağlamda hedeflediğimiz noktaya ulaşmanın birden fazla yolu olduğunu fark edebiliriz. Boğa burcunun yönetici gezegeni Venüs, Mars gezegeniyle uzlaşı arayışında iken öz değer bilincimizin farkındalığını tetikleyici birtakım sürpriz deneyimler özellikle zihinsel boyutta soğuk duş etkisi yaratabilir. İlişki dinamiklerimizdeki iyileşmenin sadece kendi öz benliğimizle olan ilişki niteliğimiz üzerine çalışırsak , mümkün olabileceğini daha net duyumsayabileceğimiz yaşam dersleriyle karşılaşabiliriz. 

Haftanın en lütufkar gününe (15 Eylül Perşembe): Ay-Uranüs birleşim açısının dinamiğiyle başlıyoruz (01.36).  Satürn ve Uranüs gezegenleri arasındaki uzlaşı arayışı (Satürn-Uranüs kare açı dinamiği) yeniden gündemimizde iken ışıkların vals dansı  hava ve toprak elementleri arasındaki gergin enerjiyi sanatın iyileştirici gücüyle yaratıcı potansiyele dönüştürebileceğimize ilişkin göz kırpmakta. Şafak vaktinden önce  Ay ışığını Jüpiter gezegenine iletiyor (Ay-Jüpiter yarım kare açı dinamiği) ve biricik aşkı  Güneş’e lütufkar bir tonda dokunmaya doğru ilerliyor (Ay-Güneş üçgen açı dinamiği). Kendimize bir güzellik yapmak adına verimli bir gündeyiz. Bilinçdışımızın ritmini ışıyan Ay (Küçülen Ay fazında) , Boğa burcunun 3. Dekanında (Satürn gezegeni yönetiminde) ışığını küçültürken, doğayı hissetmek adına bilinçli bir farkındalıkla bedensel duyumlarımızı dinlemeye yönelmek işlevsel olabilir. Ay, ışığını kozmik antenimiz Neptün gezegeniyle iş birliği gerçekleştirme yönünde sakin adımlarla yol alırken (Ay-Neptün sekstil açı dinamiği), beden gücümüzün farkındalığını duyumsamamıza vesile olabilecek sanatsal uygulamalara entegre olabiliriz. Gerçekleştirebiliyorsak açık havada Yoga sanatını icra etmek işlevsel olabilir. Toprakla iletişim halinde olmak zihinsel olarak dinginleşmemizi destekleyebilir. Ay, ışıkları aktarma misyonuna mola vermeden önce dönüşüm sürecini sentezleyen Plüton gezegenine lütufkar bir tonda dokunuyor (Ay-Plüton üçgen açı dinamiği). Yaşam zeminimizin sınırlarına müdahil olan dinamikleri fethetmek adına güçlü bir süreçteyiz.

Ay, 15.59-  23.16 , zaman diliminde Boğa burcunun verimli topraklarında boşlukta iken, meditasyon süreçlerimize mantraları entegre etmemiz işlevsel olabilir. Özellikle “ Ek Ong Kar Sat Gur Prasad” mantrasıyla çalışabiliriz. 

Gece 23.16 dan itibaren aklın ötesine geçen bilişle bağımızı vurgulayan hava elementinin değişken, eril nitelikteki İkizler burcunun meraklı doğasında esnek ve şeffaf bir tonda ışığını küçültmeye devam eden Ay’ın ışığıyla hikayeler aktarmak belki uykuya geçişten önce zihnimizin iştahını doyurucu nitelikte masallar okuyarak/anlatarak  günümüzü taçlandırabiliriz. 

“Çocuklarınızın zeki olmasını istiyorsanız, onlara masallar okuyun. 

Daha zeki olmalarını istiyorsanız, onlara daha fazla masal okuyun.”

                          -Albert Einstein-

 Haftanın en güzel günü (16 Eylül Cuma): Canlılar arasındaki mucize; iletişimin değerini daha net bir tonda algılayabiliriz. Bilincin tepki veren yönünü nitelendiren Ay (Küçülen Ay fazında) ışığını daimi bir öğrenci olmanın doğasını vurgulayan İkizler burcunun  değişken rüzgarlarında merakla küçültürken, Koç burcunda geri hareketini sürdürmekte olan Jüpiter gezegeniyle dayanışma içerisinde (Ay-Jüpiter sekstil açısı); haydi bir cesaret, haydi biraz gayret diyor! Daha önce söylemek isteyip de boğazımızda düğümlenmiş enerjinin salıverilmesi adına etkin bir süreçteyiz. Günün akışında, İkizler burcunun yönetici gezegeni Merkür’ün temsil/sembolize ettiği süreçlerin (iletişim/ticaret/ eğitim-öğretim süreçleri/ yayıncılık/ ulaşım/kardeşler) ön plana çıktığını gözlemleyebiliriz. Ay ışığını lütufkar bir tonda Merkür gezegenine iletme yönünde neşeyle yol alırken, Merkür gezegeni kendi kısmi asalet ışığında, Satürn gezegeninin yücelim asaletinde olduğu Terazi burcunun ılımlı atmosferinde geri hareketini sürdürmekte olduğunu göz önünde bulundurduğumuzda sözlerimizin yaratım gücünün bilincinde olarak eylemlerimize yön vermemiz işlevsel olabilir. 

Günün akışında Başak burcundaki öz değer bilincimizin barometresi, değerlendirme fonksiyonumuz Venüs ve İkizler burcundaki irade gücümüzü sentezleyen, eylem fonksiyonumuz Mars gezegenleri arasındaki kare açının dinamiği ön plana çıkmakta. İlişki dinamiklerimizdeki rekabetçi doğa tetikleniyor. Her iki gezegenin de (Venüs &Mars) Merkür gezegenin yönetimindeki burçlarda konumlanması dikkat çekici. Venüs gezegeni kendi kısmi asaletinde konumlanıyor ancak Mars gezegeni Venüs gezegenine üstten kare gerçekleştirdiği ve Jüpiter gezegeninin kısmi asaletinde konumlandığını göz önünde bulundurduğumuzda, ilişki dinamiklerimizde sen-ben zeminindeki çatışmalara uygun bir tonda rüzgarlar eserken, rüzgarı arkamıza almanın formülünü Tanrıların Habercisi Hermes şöyle özetliyor: iletişimin bağlayıcı-birleştirici ve genişletici ihtişamını etkin yönetebildiğimizde “biz” zemininde birleşmek mümkün olabilir. Cinsel enerjimiz = öz varoluş enerjimizi tutkulu bir tonda algılarken  olduğumuz halimizle (eksikliklerimiz/kusurlarımız/ doğrularımız-yanlışlarımızla) var olma cesaretimiz tetikleniyor, ilişki dinamiklerimizde kintsugi sanatını uygulamanın tam zamanı! 

Haftanın son günü (17 Eylül Cumartesi): şöyle sesleniyor:Hiçbir şey göründüğü gibi değil, her şey olması gerektiği gibidir.”

 Şimdi pygmalion etkisinden uyanışa geçerek bir Japon sanatı olan ‘kintsugi’yi varoluşsal dinamiklerimize uyarlamaya ne dersiniz?  Venüs-Mars kare açısının dinamiği halen aktif bununla birlikte Apollo ile Poseidon karşı karşıya gelmekteler (Güneş-Neptün karşıt açı dinamiği). Bilinçdışımızın ritmini ışıyan Ay (Küçülen Ay fazında) ise Zodyak çemberinin en iyi hikaye anlatıcısı İkizler burcunun renkli rüzgarlarında sörf yapmakta.

Kendimizi nasıl tanımladığımız, öz hikayemizin ne denli bilincinde olduğumuzu sorgulayabileceğimiz bir akıştayız. Genellikle iletişim süreçlerinde kendimizi misyonlarımız ve/veya yaptıklarımızla özdeşleştirerek tanımlamayı seçerek kendi kendimizi aldattığımızın bilincinde miyiz? Gerçekte biz kimiz? 

Öz benliğimizin enerjisini tanımlarken yazdığımız hikayeyi bir başka deyimle egosal benliğimize giydirdiğimiz kalıpları kudretin kılıcı kesmeye niyetli! : (Güneş Başak burcunun 3. Dekanında-dekan yöneticisi: Merkür , Mars gezegeninin kısmi asalet ışığında/ Neptün gezegeni Balık burcunun 3. Dekanında geri hareketini sürdürmekte -dekan yöneticisi: Mars, Mars gezegenin kısmi asalet ışığında konumlanmakta). Sağlıklı bir “ben” bilincinin var olmasını sağlayan Mars gezegeninin enerjisini yoğun olarak duyumsamaktayız. Işığın Savaşçısı Ares, İkizler burcundaki yolculuğunda ne diyordu? = “Kalem kılıçtan keskindir !”

*Kırkoğlu, H. R. (2018). Göklerin Bilgeliği Okulu.,1. Semester Ders Kitabı., sy.:27.

                                       Işık Olsun!

Özge Genlik -Mistikalem.com