1 Temmuz 2025’te Hawai‘i merkezli ATLAS (Asteroid Terrestrial-impact Last Alert System) gözlem programı tarafından keşfedilen 3I/ATLAS, kısa süre içinde gökbilim gündeminin merkezine oturdu. Çünkü bu cisim, Oumuamua (1I, 2017) ve Borisov (2I, 2019) sonrasında doğrulanan üçüncü yıldızlararası ziyaretçi oldu.
Önceki örneklerde olduğu gibi, tartışmalar yine keşifle birlikte başladı. Oumuamua’nın ince uzun şekli ve hızlanma anomalileri, onun kuyruklu yıldız mı yoksa başka bir şey mi olduğu sorularını doğurmuştu. Borisov ise daha klasik bir kuyruklu yıldız görünümüyle “alışıldık” davranışlar sergilemiş, böylece yıldızlararası kökenli olmasına rağmen kuyrukluyıldız fiziğinin evrenselliğine dair güçlü kanıt sağlamıştı.
3I/ATLAS ise bu iki örnek arasında bir yerde duruyor. İlk gözlemlerde belirgin olmayan kuyruğu ve koması, Güneş’e yaklaştıkça hızla gelişti. Bu durum, hem iç yapısı hem de oluşum koşulları hakkında yeni sorular doğurdu: Acaba yıldızlararası ortamda yol alırken yüzeyi kaplayan maddeler, Güneş Sistemi’ne girince yeniden mi etkinleşti?
Gemini South Gözlemleri ile kuyruğun uzadığı saptandı
27 Ağustos 2025’te Şili’deki Cerro Pachón’da bulunan Gemini South Teleskobu ile elde edilen yeni görüntüler, bu sorulara ışık tutmayı amaçladı. NSF’nin (ABD Ulusal Bilim Vakfı) desteğiyle yürütülen gözlemler, “Shadow the Scientists” adlı eğitim programı kapsamında halka açıldı. Hawai‘i ve La Serena’daki öğrenciler, dünyanın farklı noktalarından katılan meraklılarla birlikte teleskobun kontrol odasına Zoom üzerinden bağlandı.
Gözlemler sırasında kuyruklu yıldızın yaklaşık 1/120 derece uzunluğunda bir kuyruğu ve geniş bir koması görüntülendi. Bu, önceki Gemini görüntülerine kıyasla belirgin bir değişimdi: 3I/ATLAS giderek daha aktif hale geliyor, içindeki toz ve gazı uzaya püskürtüyordu.
Programın bilimsel lideri, Hawai‘i Üniversitesi’nden Karen Meech, “Kuyruğun büyümesi, parçacık özelliklerinde bir değişim yaşandığını gösteriyor. İlk kez bu cismin kimyasal yapısına dair doğrudan ipuçları elde etmeye başladık,” diyerek gözlemlerin önemini vurguladı.
Bu hesaplara göre 3I/ATLAS'ın kuyruk uzunluğu nedir?
Bültendeki gözleme göre 3I/ATLAS’ın kuyruğu gökyüzünde yaklaşık 1/120 derece uzunluğunda görünüyor.
Bir derece, kolunuzu uzatıp serçe parmağınızla ölçtüğünüz kadardır. Yani 1/120 derece, bu genişliğin yaklaşık binde sekizi.
Bunu gökyüzünde açısal büyüklükten fiziksel boyuta çevirmek için kuyruklu yıldızın Dünya’ya olan uzaklığına bakmak gerekir. 27 Ağustos 2025 gözlemleri sırasında 3I/ATLAS yaklaşık 2 astronomik birim (AU), yani 300 milyon kilometre civarında mesafedeydi.
Trigonometriyle çevrilince:
L≈ D×tan(θ)
L≈300.000.000 km×tan(1201°)
Bu da yaklaşık 40.000–45.000 km uzunluğunda bir kuyruk demek.
Yani şu anki tahminle 3I/ATLAS’ın kuyruğu, Dünya çevresini neredeyse bir kez saracak kadar uzun görünüyor.
Şüpheler ve Bilimsel Beklentiler
Her yıldızlararası ziyaretçi gibi, 3I/ATLAS da yalnızca görsel değil kavramsal bir meydan okuma sunuyor.
Oumuamua deneyimi: 2017’deki ilk ziyaretçi hakkındaki belirsizlikler, hâlâ bilimsel makalelerde tartışılıyor. Bazı araştırmacılar onu hidrojen buzundan, bazıları ise egzotik bir “azot buzulu”ndan oluşmuş kabul ediyor. Hatta teknolojik köken olasılığını dahi öne sürenler olmuştu.
Borisov örneği: 2019’da gözlenen Borisov, içeriği ve davranışıyla sıradan kuyruklu yıldızlara benzedi. Ancak onun da toz ve gaz bileşenleri, farklı yıldız sistemlerindeki oluşum süreçleriyle karşılaştırmalı bir analiz imkânı sundu.
3I/ATLAS için şüphelerin yöneldiği nokta ise “acaba Oumuamua gibi sürprizler barındıracak mı, yoksa Borisov gibi düzenli bir tablo mu çizecek?” sorusu. İlk spektroskopik veriler, 3I/ATLAS’ın toz ve buz yapısının Güneş Sistemi kuyruklu yıldızlarına benzediğini gösteriyor. Bu, gezegen sistemlerinin oluşum süreçlerinde evrensel mekanizmaların rol oynadığını düşündürüyor.
Ancak kesin sonuçlar için Kasım 2025 bekleniyor. O tarihte kuyruklu yıldız Güneş’in arkasından yeniden görünecek ve Gemini North (Hawai‘i) üzerinden yapılacak takip gözlemleriyle daha net veriler elde edilecek.
Bilim ve Toplum İçin Ortak Bir Deneyim
NSF NOIRLab ve ortaklarının bu etkinliği, yalnızca bilimsel veriler üretmekle kalmadı. Öğrenciler ve kamuoyunun sürece dahil edilmesi, çağdaş gökbilimin yeni bir yönünü temsil ediyor. Bilim insanı Bryce Bolin’in ifadesiyle: “Her yıldızlararası kuyruklu yıldız, başka bir yıldız sisteminden gelen bir haberci. Onları gözlemek yalnızca bilimsel değil, kültürel olarak da dönüştürücü bir deneyim.”
3I/ATLAS, önümüzdeki aylarda Güneş Sistemi’ni terk ederek yıldızlararası yolculuğuna devam edecek. Ancak geride bıraktığı izlenimler, kuyruklu yıldız fiziğinin evrenselliği, gezegen sistemlerinin doğası ve insanlığın kozmik merakı açısından kalıcı olacak.
Ali Zülfikar Emin - Mistikalem.com
Yorumlar