James Webb Uzay Teleskobu’nun (JWST) son gözlemleri, Dünya benzeri özellikler taşıyan TRAPPIST-1 d adlı ötegezegenin atmosferine dair umutları önemli ölçüde azalttı. Avrupa Uzay Ajansı (ESA), NASA ve Kanada Uzay Ajansı’nın ortak projesi olan Webb teleskobu, bu gezegenin Dünya gibi yaşanabilir bir atmosfere sahip olmadığını ortaya koydu.
TRAPPIST-1 d Nerede?
Astronomlar yaşanabilirlik potansiyeli olan gezegenleri ararken, hem uzaklık hem yıldız tipi hem de gezegenin konumu belirleyici. TRAPPIST-1 d, yaşanabilir bölgenin sınırında yer alıyor.
TRAPPIST-1 sistemi, Dünya’dan yaklaşık 40 ışık yılı uzaklıkta, Kova (Aquarius) takımyıldızında yer alıyor. Kozmik ölçekte bu mesafe aslında “mahalle arası” sayılır. Yani galaksimizin bir ucundan diğerine değil, Samanyolu’nun görece yakın bir bölgesinde.
TRAPPIST-1 yıldızı bir kırmızı cüce; küçük, soğuk ve oldukça yaygın bir yıldız türü. Bu yıldızın etrafında dönen yedi gezegenin hepsi Dünya boyutlarında ve TRAPPIST-1 d, bu yedi gezegenin üçüncüsü.
Dünya’nın Kozmik Ayrıcalığı
TRAPPIST-1 d, Dünya ile benzer büyüklükte, kayalık yapıda ve teorik olarak yüzeyinde sıvı su bulunabilecek bir bölgede yer alıyor. Bu özellikleriyle bilim insanlarının “Dünya’nın kuzeni” olabileceğini düşündüğü gezegenler arasında yer alıyordu. Ancak Webb’in gelişmiş kızılötesi spektrografı (NIRSpec), bu gezegende Dünya atmosferinde yaygın olan su buharı, metan ve karbondioksit gibi molekülleri tespit edemedi.
Araştırmanın başyazarı Caroline Piaulet-Ghorayeb’e göre, bu durum TRAPPIST-1 d’nin ya çok ince bir atmosfere sahip olduğunu (Mars gibi), ya kalın ve yüksek irtifa bulutlarıyla kaplı olduğunu (Venüs gibi), ya da tamamen atmosfersiz bir kaya parçası olduğunu gösteriyor.
Kırmızı Cüce Yıldızın Koşulları Hayli Zorlu
TRAPPIST-1 sistemi, 40 ışık yılı uzaklıkta yer alıyor ve 2017’de NASA’nın Spitzer teleskobu sayesinde keşfedilen yedi Dünya boyutunda gezegeniyle dikkat çekmişti. Bu sistemin yıldızı, galakside en yaygın yıldız türü olan kırmızı cüce. Ancak bu yıldızlar oldukça aktif ve sıklıkla yüksek enerjili radyasyon patlamaları yayıyor. Bu patlamalar, gezegenlerin atmosferlerini soyup yok edebilecek kadar güçlü.
TRAPPIST-1 d, yıldızına Dünya’nın Güneş’e olan uzaklığının sadece %2’si kadar yakın. Bu yakınlık, onu yıldızın şiddetli radyasyonuna karşı savunmasız bırakıyor. Gezegenin bir yılı sadece dört Dünya günü sürüyor — bu da yıldızına ne kadar yakın olduğunu gösteriyor.
Webb teleskobu, küçük ve soğuk gezegenlerin atmosferlerini ilk kez bu kadar ayrıntılı inceleme imkânı sunuyor. Araştırmacı Björn Benneke’ye göre, bu sadece başlangıç. Bilim insanları, hangi gezegenlerin atmosferlerini koruyabildiğini ve hangilerinin çıplak kayalara dönüştüğünü anlamaya çalışıyor.
TRAPPIST-1 d’nin atmosferi olmasa da, sistemdeki diğer gezegenler — özellikle daha dışta yer alan e, f, g ve h — daha umut verici olabilir. Bu gezegenler yıldızdan daha uzak oldukları için radyasyona daha az maruz kalıyor olabilirler. Ancak bu uzaklık, atmosferik izleri tespit etmeyi de zorlaştırıyor.
Araştırmanın ortak yazarı Ryan MacDonald, TRAPPIST-1 d’nin “acımasız bir kırmızı yıldızın aydınlattığı çorak bir kaya” olabileceğini söylüyor. Ancak dış gezegenlerde hâlâ su ve atmosfer olasılığı var. Bu da bilim insanlarının umutlarını canlı tutuyor.
Webb sayesinde artık TRAPPIST-1 d’nin Dünya gibi yaşanabilir bir gezegen olmadığını biliyoruz. Bu da Dünya’nın ne kadar özel ve nadir bir yer olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.
ESA’nın Rolü ve Uluslararası İşbirliği
Webb teleskobu, şimdiye kadar uzaya gönderilen en büyük ve güçlü teleskop. ESA, teleskobun Ariane 5 roketiyle fırlatılmasını sağladı, NIRSpec spektrografını geliştirdi ve MIRI adlı orta-kızılötesi cihazın %50’sini finanse etti. Bu proje, NASA, ESA ve Kanada Uzay Ajansı’nın ortak çabalarının bir ürünü.
Yorumlar