Ekonomi

TÜYİD Yatırımcı İlişkileri Zirvesinde kim ne dedi?

TÜYİD Yatırımcı İlişkileri Zirvesi kapsamında düzenlenen panellerde ekonomi dünyasının ünlü isimleri konuştu.

TÜYİD Yatırımcı İlişkileri Zirvesinde kim ne dedi?

 Fitch Ratings Türkiye Direktörü Gülcan Üstay, "Biz herhangi bir görüş belirttiğimizde bu eleştirilir. Biz, ne görüyorsak eksi ve artıları bir paket halinde onlara sunmak zorundayız. Yapmış olduğumuz eleştiri haksız bir eleştiri olabilir, bu eleştiriye karşı bir fikir varsa veya bunun yanlış olduğunu bize açıklayabilecek biri varsa biz her zaman buna açığız." dedi.

Üstay, Yatırımcı İlişkileri Derneği (TÜYİD) Yatırımcı İlişkileri Zirvesi'nde yaptığı konuşmada, yatırımcı ilişkilerinin önemine işaret ederek, yaptıkları çalışmalarda normal süreçte en fazla bu konuya yoğunlaştıklarını söyledi.

Fitch Ratings olarak görüşlerini yatırımcı ilişkileri departmanındakilerin şeffaflığı ve objektifliği doğrultusunda oluşturduklarını aktaran Üstay, şunları kaydetti:

"Kredi derecelendirme şirketleri bir görüş oluştururken hiçbir şekilde alma veya satma tavsiyesi vermez. Hisse senedi analisti ile rating şirketi analistinin en temel farkı budur. Biz mümkün olduğu kadar şirketlerden aldığımız bilgilerle objektif bir şekilde artı ve eksilerini değerlendirerek bir görüş beyan ederiz. Kendi görüşümüzü veya kendi bilgilerimizi oluştururken şeffaflık ve doğruluk ilkesinden sapmadan objektif bir görüş oluşturmak için elimizden geleni yapıyoruz."

Yatırımcı ilişkilerinde çalışanların alıngan olmaması gerektiğini vurgulayan Üstay, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Biz herhangi bir görüş belirttiğimizde bu eleştirilir. Biz, ne görüyorsak eksi ve artıları bir paket halinde onlara sunmak zorundayız. Yapmış olduğumuz eleştiri haksız bir eleştiri olabilir, bu eleştiriye karşı bir fikir varsa veya bunun yanlış olduğunu bize açıklayabilecek biri varsa biz her zaman buna açığız. İletişim kullanılması gereken en önemli özellik. Şirket içindeki yatırımcı ilişkileri departmanındaki arkadaşlar, rating şirketleri dahil, üçüncü kişiler için ilk iletişim noktası."

Üstay, dünya ve ürünlerin çok hızlı geliştiğini dile getirerek, "Rating şirketi olarak biz de kendimizi geliştiriyoruz. Şirketlerin de mümkün olduğu kadar eleştiriye açık ve kendilerini geliştirmeleri gerektiğini düşünüyorum." diyerek sözlerini tamamladı.

Garanti Bankası Genel Müdürü Fuat Erbil "Bankalar olarak bizim yatırımcı ilişkilerinin tek sorumlusu olmak gibi bir merakımız yok. Dolayısıyla sermaye piyasalarının kesinlikle gelişmesini istiyoruz." dedi.

Erbil, TÜYİD Yatırımcı İlişkileri Zirvesi kapsamında düzenlenen "CEO'ların Gözüyle Yatırımcı İlişkileri Katma Değeri" panelinde yaptığı konuşmada, "yatırımcı ilişkilerini", Türkiye’deki öncü şirketlerde 20 yıl kadar önce başlayan bir meslek olarak niteledi.

Güvenin sağlanması konusunda üst yönetimin etkisine işaret eden Erbil, şunları kaydetti:

"Bu iş üst yönetim olarak bizler tarafından yapılmalı. Ancak bizler derken de bunların temel etkilerini söylemekten ziyade yaptığımızı göstermek önemli. Bunların gerekli olduğuna inanıyorum. Topyekun üst yönetimin yatırımcılara bir şekilde hesap vereceği platformları hazırlamaya çalışıyoruz. Bizim bankalar olarak ekonomideki rolümüz, yüz binlerce şirketin günlük nakit akışı için finansman sağlamak. Bankalar olarak bizim yatırımcı ilişkilerinin tek sorumlusu olmak gibi bir merakımız yok. Dolayısıyla biz sermaye piyasalarının kesinlikle gelişmesini istiyoruz."

- "Aklın yolu bir, yatırımcı ilişkilerini düzenlemekte fayda var"

Anadolu Grubu İcra Başkanı Hurşit Zorlu da yatırımcı ilişkilerinin yatırımların finans dünyasına açılan penceresi olduğunu, o pencerenin önünde de yatırımcı ilişkileri departmanının, CEO’nun ve finans direktörünün (CFO) bulunduğunu aktardı.

Yatırımcı ilişkilerinin şirket içinde önemli bir fonksiyonu olduğunu patron ya da yönetim kuruluna anlatmanın gerekliliğine işaret eden Zorlu, yönetim kurullarının bu konulara nispeten uzak kaldığını söyledi.

Zorlu, yatırımcıların beklentilerini, şirketle ilgili kritiklerini ve bu konulara nasıl baktıklarını yönetim kurullarına aktaracak bir mekanizmanın geliştirilmesi gerektiğini belirterek, CEO’lara düşen görevin bu konuları yönetim kurullarına taşımak olduğunu kaydetti.

Borç piyasalarındaki bono ve tahvilleri yatırımcı ilişkileri biriminin yönetmek durumunda olduğunu ifade eden Zorlu, “Yönetim kurullarının bağımsız üyeleri dahil herkesin bu konudaki sorumluluğunu hatırlatmak lazım. Aklın yolu bir... Yatırımcı ilişkilerini düzenlemekte fayda var.” diye konuştu.

- "Aktif yatırımcı ilişkileri stratejimizin olması çok önemli"

TAV Havalimanları İcra Kurulu Başkanı Sani Şener ise şirket yönetiminde yer almayan hissedarların haklarının korunması ile şeffaf ve tutarlı iletişimin önemine işaret ederek, şunları kaydetti:

"Şirketin CEO'su olarak yönetim kuruluna karşı sorumluluğumuz var ancak yönetim kurulunda temsil edilmeyen kurumsal ve bireysel yatırımcılarımız da şirketimizin ortağı, onlara karşı da sorumluluklarımız var. TAV’da halka açıklık oranımız yüzde 44 seviyesinde ve binlerce yatırımcımız bulunuyor. Şirketin bilinirliği, adil değerinde işlem görmesi, borsadaki işlem hacmi ve yatırım yapan hissedar sayısının artmasında aktif yatırımcı ilişkileri stratejimizin olması çok önemli."

- "Giderek daha fazla şirket halka açılmalı"

Türk Telekom Üst Yöneticisi (CEO) Dr. Paul Doany, 2005 yılında pek çok bireysel yatırımcının yatırım yapmaktan çekindiğini belirterek, "2008'de halka açıldığımızda çalışanlarımızın bir kısmının primlerini şirket hissesi olarak ödemeyi önerdik. Onların da bunun bir parçası olmasını istedik." dedi.

Doany, yatırımcı hakları ve hissedarlar açısından bakıldığında son 10 yılda giderek daha fazla insanın Türkiye'ye yatırım yapmaya istekli olduğunu ifade ederek, "Giderek daha fazla şirket halka açılmalı. Biz, bağlı kuruluşlarımızın da borsada yer almasını istiyoruz, bunu teşvik ediyoruz." diye konuştu.

Borsa İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Himmet Karadağ, "Önceki yıl yaşadığımız büyük şokların etkilerini hem ekonomik hem bireysel alanda atlatmak için biraz zamana ihtiyacımız var. Moral ve motivasyonumuzu artıracak ilave pozitif şeylere ihtiyacımız var. Bunları da önümüzdeki süreçte fazlasıyla göreceğimize inanıyorum." dedi.

Karadağ, Yatırımcı İlişkileri Derneği (TÜYİD) Yatırımcı İlişkileri Zirvesi'nin açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin bölgedeki ülkelerle kıyaslandığında derinliği olan bir sermaye piyasası bulunduğunu söyledi.

Türkiye'de makro ve mikro göstergelerin 10 yıl önce AB ve ABD ile kıyaslanamadığını dile getiren Karadağ, "Şu an kıyaslayabiliyoruz, yarışabiliyoruz. Daha iyi olduğumuz ve daha kötü olduğumuz alanlar var." diye konuştu.

Karadağ, artık rahatlıkla ekonomi gündemlerinin konuşulup tartışılabildiğini aktararak, şunları kaydetti:

"Geçtiğimiz yılın baz etkisi de çok kötü. Büyümede, 3. çeyrekte gelişen ülkeler piyasasında muhtemelen birinci olacağız. Olması gerekenden fazla moral, motivasyon eksikliği var. Bu da normal. Önceki yıl yaşadığımız büyük şokların etkilerini hem ekonomik hem bireysel alanda atlatmak için biraz zamana ihtiyacımız var. Moral ve motivasyonumuzu artıracak ilave pozitif şeylere ihtiyacımız var. Bunları da önümüzdeki süreçte fazlasıyla göreceğimize inanıyorum."

Herhangi bir sıkıntı olduğunda çok proaktif hareket edebilen ve tedbirlerini ciddi anlamda alan bir ekonomi yönetimi bulunduğunu belirten Karadağ, "Bu anlamda biraz konforlu hissetmemiz, işimize odaklanmamız gerektiğini düşünüyorum." şeklinde konuştu.

- "Doğru düzenlemeyle hisse kültürünü yaygınlaştırmamız lazım"

Himmet Karadağ, sektördeki tüm paydaşların güven artırıcı şeyler yapması gerektiğini belirterek, güven olmadığı zaman yatırımcıların bu alana gelmediğini kaydetti.

Yatırımcıların konut yatırımını sevdiğine işaret eden Karadağ, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Geçen sene ilk gayrimenkul sertifikasını lanse ettik. Çok güzel de bir ürün. Müteahhit firma TOKİ ile birlikte hareket ediyor. Yani rakamlarda ve mali tablolarda manipülasyon olmasının imkanı yok. Şu an sermaye piyasalarının geldiği durum açısından çok ilginç, müteahhitin sattığı fiyatın yüzde 20 altında borsada alım satımı yapılıyor. Çok kötü değil mi? 'Orada 2+1'e aldığın fiyata borsada 3+1 alıyorsun' diye bize gönderiyorlar. Bunu düşünürken iyi analiz etmemiz lazım."

Karadağ, yatırımcı güvenini maksimize etmek için güven artırıcı kararlar alınmasının önemine işaret ederek, hisse kültürünü geliştirecek önerileri ve o alanı biraz daha beslemek gerektiğini vurguladı.

Borsada ve sermaye piyasalarında çalışanların da hisse alım satımı yapması gerektiğinin altını çizen Karadağ, "Yatırımcılar, 'bunu bilenler hiç dokunmuyor o zaman benim de dokunmamam lazım' diyor. Doğru düzenlemeyle hisse kültürünü yaygınlaştırmamız lazım." şeklinde konuştu.

Karadağ, şirketin hisseleri hareketlendiği zaman şirketin üst yönetiminde hiçbir tepki verilmediğini belirterek, çalışanların maaşının belli bir kadarını hisse senedi olarak alırsa böyle bir durum yaşanmayacağını ifade etti.

Karadağ, sermaye piyasalarının, uluslararası kurumların düzenlediği şekliyle düzenlenmesi gerektiğini kaydetti.

- "SPK olarak yeni uygulamaları takip ediyoruz"

Sermaye Piyasası Kurulu Başkan Yardımcısı Bora Oruç ise sahip olunan yatırımcı portföyünün farklılaştırılması ve çeşitlendirilmesinin yatırımcı ilişkilerin geleceği açısından önem taşıdığını belirterek, SPK olarak AB'de hayata geçecek yeni uygulamaları yakından takip ettiklerini anlattı.

Yeni Yatırımcı İlişkileri Derneği (TÜYİD) Yönetim Kurulu Başkanı ve TAV Havalimanları Holding AŞ Yatırımcı İlişkileri Direktörü Nursel İlgen, TÜYİD raporuna göre Borsa İstanbul'un bu yıl gelişmekte olan ülkeler arasında Polonya'dan sonra en yüksek getiri sağlayan ikinci piyasa olduğunu söyledi.

İlgen, TÜYİD Yatırımcı İlişkileri Zirvesi'nde yaptığı konuşmada, yatırımcı ilişkileri mesleğinin mevzuata uymanın yanı sıra finans, iletişim, pazarlama, stratejik düşünme becerileri gibi çok farklı vasıflar içerdiğini ve taraflar arasında bir köprü görevi üstlendiğini ifade ederek, yatırımcı ilişkilerinin şirketlere ve Türkiye’ye önemli katma değer yaratacağını aktardı.

TÜYİD raporuna göre Borsa İstanbul'un bu yıl gelişmekte olan ülkeler arasında Polonya’dan sonra en yüksek getiri sağlayan ikinci piyasa olduğunu dile getiren İlgen, Türkiye'de finansmana erişimi kolaylaştırmanın ve finansman maliyetini azaltmanın öneminden bahsetti.

İlgen, bu bağlamda yerli ve yabancı yatırımcıların gözünde güvenin tesis edilmesi ve korunması için herkese önemli görevlerin düştüğünü kaydederek, şunları söyledi:

"ISO 500 listesinde BIST pay piyasasında işlem gören sadece 74 şirket yer alıyor. Merkezi Kayıt Kuruluşu ile hazırladığımız rapora göre, 2017'nin üçüncü çeyreği itibarıyla BIST TÜM'de işlem gören şirket sayısı 310, fiili dolaşım halka açıklık oranı ise yüzde 32 seviyesinde. Dolayısıyla sadece yeni halka arzlar değil, halka açıklık oranlarının artırılmasının da ciddi bir potansiyel olduğuna inanıyoruz."

İlgen, yılın 9 ayında Borsa İstanbul'a 1,8 milyar dolar para girdiğini, yabancı yatırımcıların yüzde 65 paya sahip olduğunu kaydederek, "Yatırımcı ilişkileri fonksiyonu, artık şirketlerimizin ihraç ettikleri sermaye piyasası araçlarının gerçek değerlerine ulaşması, sermaye piyasalarının derinleşmesi ve güven kazanması açısından her zamankinden daha fazla önem sahibi." dedi.

- "Dengeli ve sağlıklı büyüyoruz"

Cumhurbaşkanlığı Ekonomi İzleme ve Koordinasyon Başkanı Hakan Yurdakul ise dün açıklanan üçüncü çeyrek büyüme verisine ilişkin bazı verileri paylaştı. Bu büyümede ciddi bir baz etkisinin varlığının farkında olduklarını dile getiren Yurdakul, ancak aynı zamanda vergi kolaylıkları ve KGF gibi desteklerin büyümede ciddi rol oynadığını bildirdi.

Yurdakul, "Büyüme rakamlarına genel olarak bakarsak tüketimin görece azalması, sanayiye, yatırıma dönükmüş gibi bir büyüme daha dengeli ve sağlıklı bir büyümeye doğru gittiğimizi gösteriyor." dedi.

Küresel ekonomide son dönemde gerçekleşen gelişmelere ve 2008 ekonomik krizinin etkilerine değinen Yurdakul, devletlerin bizzat anlam üreten unsurlardan işletmelere dönüştüğünü bildirdi.

Algıların gerçeklerden daha hızlı yayılabildiğini ifade eden Yurdakul, Türkiye'nin OECD'nin en iyi 5 ülkesinden biri haline gelme yolunda ilerlediğini aktardı.

Hazine'nin sağlam olmasının öneminden bahseden Yurdakul, kamu gelirlerinin son derece sıkı yönetiminin önem arz ettiğini vurguladı.

- "Sermaye piyasalarının gelişimi son derece önemli"

Yurdakul, sadece portföy yatırımlarının değil, sermaye piyasalarının gelişmesinin de son derece önem taşıdığını belirterek, "Büyük veri ve istatistik denen şeyi de son derece önemli buluyoruz." dedi.

Teknolojiye sahip olmanın yolunun üretmekten geçtiğini dile getiren Yurdakul, "Öncelediğimiz alanlardan birisi de bu. Kamu-özel iş birlikleri bazen pahalı yatırımlar olduğu gerekçesiyle eleştirilebiliyor. Buna fayda yönünden bakmak önemli." diye konuştu.

Yurdakul, Türkiye'nin gelecek yıl da çok iyi veriler elde ederek ilerleyeceğini sözlerine ekledi.

 

Yorumlar