Bir fincan kahvenin pek de zararı yokmuş!

03 Ocak 2018 Çarşamba

Sabri Ülker Vakfı, sağlık ve beslenme alanında yaşanan bilgi karmaşasının önüne geçmek için “Bilim Bunu Konuşuyor” platformu ile sağlık ve beslenmeyle ilgili gündemdeki konuları, bilimsel ve en güncel bilgileri tarafsız bir yorum ve anlaşılır bir dille kamuoyuyla paylaşarak gündeme taşıyor.

Avrupa ülkelerinde yürütülmüş, kahve içim miktarı ile kalp-damar, kanser, sindirim sistemi ve solunum hastalıkları arasındaki ilişkiyi inceleyen bir araştırmanın sonuçları üzerinden iletişim kanallarına yansıyan haberler, kahve içiminin sağlık üzerindeki etkilerinin tartışılmasına sebep oldu. Söz konusu araştırma ise 1992-2000 yılları arasında 450 bin kişi üzerinde yürütülen; kahve içme miktarını sınıflandırarak, kronik hastalıklarla ilişkisini incelemiş bir kohort çalışma olarak önem taşıyor.

Kohort nedir?
Kohort, ortak özelliklere sahip hastaların oluşturduğu grup demektir. Kohort araştırma ise bir grup hastanın zaman içinde takip edildiği çalışma şeklidir.

Araştırmanın sonuçlarına göre fazla kahve içen erkek ve kadınların, hiç kahve içmeyenlere göre kronik hastalıklara yakalanma riski sırasıyla erkeklerde yüzde 12, kadınlarda ise yüzde 7 düşük olduğu belirtiliyor.

Kahve içimi ile farklı hastalıklara bağlı yaşam sürelerinin kısalma nedenleri incelendiğinde ise kahve alışkanlığı yüksek olan erkek ve kadınlarda, hiç kahve içmeyenlere göre sindirim sistemi hastalıklarına bağlı hastalık riskinin sırasıyla yüzde 59 ve yüzde 40 daha az olduğu bildirildi. Hiç kahve içmeyenlere göre, kahvekullanımı yüksek erkek ve kadınlarda ise dolaşım sistemi ve serebro vasküler hastalıklara bağlı yaşam süresinin kısalma riskinin sırasıyla yüzde 22 ve yüzde 30 daha az olduğu da belirtildi.

Bilim otoriteleri bu araştırmanın sonuçlarını nasıl değerlendiriyor?

Kahve içimi ve kronik hastalıklarla ilişkili bu araştırmanın sonuçları değerlendirilirken aşağıdaki konuların da göz önüne alınması gerekiyor.

Araştırmanın izlemi süresince yaşam süresini etkileyen başka etmenler de olabilir: Sosyoekonomik durum, stres, hastalıkların ailesel öyküsü ve sağlık durumu sonuçları etkilemiş olabilir.

Araştırmanın örneklemi tamamen sağlıklı bireylerden oluşturuldu: Kanser, kalp damar ve şeker hastalığı gibi kronik sağlık sorunu olan bireyler araştırmaya dahil edilmedi. Bu bireylerin kahve içim alışkanlıkları dikkate alınmadığı yani bir nevi kontrol grubu olmadığı için bu şekilde sonuçlar bulunmuş olabilir.

Her ülke için kahve içme miktarı farklı sınıflandırıldı: Ülkelere göre belirlenen ve değişiklik gösteren kahve içim sınıflandırılması (düşük-orta-yüksek), kişilerin bireysel kahve içimini doğru yansıtmıyor olabilir.

Kahve içimi, beslenme ve yaşam tarzı alışkanlıkları bir kez sorgulandı: Tiryakilik alışkanlıkları zamanla değişebilmektedir. Bireylere bir defaya mahsus sorulan kahve alışkanlıkları bilgisi, yaşam boyu kahve içimini yansıtmayabilir.

Veriler çok sayıda analizle değerlendirildi: Verilerin birçok analizle değerlendirilmesi tesadüfi souçların çıkmasına da yol açabilir.

KAYNAKLAR


  • European Food Safety Authority, EFSA explains risk assessment, What is caffeine?
  • EFSA Panel on Dietetic Products, Nutrition and Allergies (NDA), Scientific Opinion on the safety of caffeine, EFSA Journal, 12(5), Mayıs 2015.
  • World Health Organization (WHO), e-Library of Evidence for Nutrition Actions (eLENA), Restricting caffeine intake during pregnancy.