Panik Atak nasıl kontrol edilebilir?
Panik bozukluk, halk arasında panik atak olarak da bilinen bir anksiyete krizi. Panik atak sırasında yaşanan çarpıntı, nefes darlığı ve titreme gibi belirtilerin, vücudun tehlike algısına verdiği doğal tepkiler ama o tepkileri veren kişi için uyanıkken görülen bir kabustan farksız.
Psikiyatri Uzmanı Dr. Emine Yağmur Zorbozan, "Panik atak fizyolojik bir yanıt ve kontrol altına alınabilir!" diyor ve konu hakkında şu bilgileri aktarıyor:
Vücudun hayatta kalmak için oluşturduğu doğal tepkiler
Vücutta, bir tehlike ile karşılaşıldığında böbrek üstü bezleri adrenalin salgılar. Doğada bir yırtıcıyla karşılaşıldığında böbreküstü bezlerinden adrenalin salgılanır; kalp daha hızlı kan pompalar, nefes hızlanır, gözbebekleri büyür ve kollarda-bacaklarda uyuşma, titreme gibi belirtiler ortaya çıkar. Tüm bu tepkiler, vücudun hayatta kalmak için oluşturduğu doğal ve fizyolojik bir mekanizmadır. Panik atak sürecinde de zihindeki olumsuz düşünceler nedeniyle aynı süreç yaşanır. Adrenalin, zararlı bir salgı değildir, tam tersine hayatta kalmayı sağlayan bir hormondur ve doğru nefes teknikleriyle bu sürecin kontrol altına alınabileceğini vurguladı.
Panik Atak neden kaynaklanır?
Panik bozukluğun nebebi kafamızda dolaşan olumsuz otomatik düşünceler, tehlike algısı gibi birtakım nedenlerdir . Doğada bir yırtıcı ile karşılaştığınızı düşünün, o yırtıcıdan kaçmanız gerekecek. Böbrek üstü bezlerinizden adrenalin salgılanıyor. Yırtıcıdan kaçmak için ne olması gerekiyor? Hızlı koşmanız gerekiyor. Öncelikle kollarınıza ve bacaklarınıza yoğun bir kan pompalanması gerekiyor. Bu kanı pompalayan organımız da kalbimiz. Kanı temizleyen organımız da akciğerlerimizdir. Dolayısıyla kalbinizde ciddi bir çarpıntı başlıyor. Sonrasında kanı temizlemek için sık nefes alıp vermeye başlıyorsunuz. Etrafı daha iyi görebilmek için gözbebekleriniz büyüyor. Kanın gittiği yerlerde, kollarda, bacaklarda uyuşma, karıncalanma, titreme gibi belirtiler ortaya çıkıyor. Bütün bunlar adrenalin etkisiyle olan, hayatta kalmak için oluşturduğumuz bir fizyolojik mekanizmadı.
Zihnimizi bir deniz gibi düşünebiliriz; bu denizin içinde pek çok düşünce yüzüp durur. Ancak ‘burada kalp krizi geçirip öleceğim’, ‘başıma bir iş gelecek’ ya da ‘sevdiklerime bir şey olacak’ gibi otomatik ve olumsuz bir düşünce, bilinçli zihin tarafından yakalanır. Bu düşüncenin ardından böbreküstü bezlerinden adrenalin salgılanır ve kişi, tıpkı doğada bir yırtıcıdan kaçıyormuşçasına tepkiler vermeye başlar.”
Panik bozuklukla ilgili birinci söyleyeceğim şey şu, adrenalinin ömrü iki dakikadır. Yani iki dakika sonra vücuttan parçalanıp gidecek bir şey. Bir diğeri, adrenalin hayatta kalma hormonudur. Dolayısıyla panik bozukluktan kimse ölmez. Hatta biz kalbi duranlara, ölümle burun buruna gelen insanlara adrenalin yapıyoruz. Adrenalin tam aksine sizi hayatta tutmak için salgılanan bir hormon. Panik bozukluktan ötürü vücudumuzda gerçekleşen her şey sağlıklı tepkilerdir. Sağlığınıza herhangi bir zarar vermesi mümkün değil.
Panik Bozukluk nasıl engellenir?
Öncelikle bunun fizyolojik bir yanıt olduğunu bileceğiz ve panik bozukluktan ötürü kalp krizi geçirmeyeceğimizi, ölmeyeceğimizi, bayılmayacağımızı kabul edeceğiz.
“Bilinç kaybı, delirme gibi semptomların olması mümkün değil. Öncelikle bu bilinci oturtacağız. Sonrasında da derin nefes alarak adrenalin yanıtını baskılamamız gerekiyor.
3-6-3 kuralı bu gibi durumlarda uygulanabilir. 3 saniye boyunca derin bir nefes alıp, 6 saniye boyunca nefesinizi tutuyorsunuz, sonrasında bu nefesi 3 saniyede veriyorsunuz. Bunu birkaç kez tekrarladığınızda vücuttaki parasempatik sinir sistemi aktive olur ve adrenalin yanıtı baskılanır.
Panik nöbetlerle bireysel olarak baş etmekte zorlanıyorsanız ilaç tedavisi de panik nöbetin tedavisinde destekleyici olarak kullanılabilir.
Panik atak tek başına bir hastalık değil, aslında bir belirtidir. Yaygın anksiyete bozukluğunda, depresyonda, obsesif kompulsif bozukluklarda, başka bir takım ruhsal hastalıklarda da görülebilir.
mistikalem