Türkiye'de 500 gazeteden geriye 118 gazete kaldı
Yerel gazeteler Türkiye’nin dört bir yanında birer birer kapanıyor. 2012 yılında 467 olan yerel gazete sayısı, 2025 itibarıyla yalnızca 118’e düştü.
Bu dramatik düşüş, Basın İlan Kurumu’nun (BİK) uyguladığı birleşme politikalarının doğrudan sonucu olarak değerlendiriliyor.
YEREL BASIN ERİYOR
Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Süleyman İrvan, bu süreci “yerel basının erimesi” olarak tanımlıyor.
Prof. Dr. İrvan’a göre, resmi ilan gelirlerine bağımlı olan yerel gazeteler, artan maliyetler ve azalan destek karşısında ayakta kalmakta zorlanıyor. BİK’in “birleşme” adı altında yürüttüğü politikalar, gazeteleri kapanmaya ya da tek bir çatı altında toplanmaya zorluyor. Bu durum, hem gazetecilik mesleğini hem de yerel demokrasinin çok sesliliğini tehdit ediyor.
“2012 yılında başlatılan gazeteleri birleştirerek azaltma politikası çerçevesinde bugüne kadar 45 il merkezi ile 3 ilçede gazeteler birleşti. Birleşme öncesinde 467 olan yerel gazete sayısı 118’e düştü,” diyen İrvan, bu tabloyu “övünülecek bir başarı değil, bir medya çöküşü” olarak nitelendiriyor.
Gazetecilikte Sessiz Çökü
Yerel gazetelerin kapanması, sadece sayısal bir azalma değil; aynı zamanda binlerce gazetecinin işsiz kalması anlamına geliyor. Prof. Dr. İrvan, ekonomik sıkıntılarla boğuşan yerel gazetelerin BİK’in birleşme dayatmasıyla karşı karşıya kaldığını belirterek, “Bu durum, gazeteci istihdamını olumsuz etkileyerek birçok gazetecinin işsiz kalmasına neden oldu,” diyor.
Gazeteci Hüseyin Arslan’ın “Gazetecilik mesleği yok olma ve tamamen bitme riskiyle karşı karşıya” sözlerine atıfta bulunan İrvan, BİK’in ilan politikalarının “ihale gazeteciliği” adı altında ticari bir düzene dönüştüğünü vurguluyor. Bu dönüşüm, gazeteciliğin kamusal işlevini zayıflatırken, yerel halkın haber alma hakkını da ciddi biçimde kısıtlıyor.
İller bazında yaşanan değişim ise tabloyu daha da çarpıcı hale getiriyor. Afyonkarahisar’da 21 olan gazete sayısı 2’ye, Amasya’da 5 gazete 1’e, Ardahan’da ise 15 gazete 2’ye düştü. Ankara, Antalya, Balıkesir gibi büyük şehirlerde bile gazete sayılarının hızla azaldığını belirten İrvan, Bartın’da 5 gazetenin 1’e, Bayburt’ta 9 gazetenin 1’e, Bingöl’de ise 9 gazetenin yine 1’e düştüğünü aktarıyor.
Basın İlan Kurumu’nun birleşme baskısı, yerel medya temsilcileri tarafından açıkça dile getiriliyor. Malatya’da bir gazete sahibinin “Ölümü gösterip, sıtmaya razı gösterdiler. Bize aba altından sopa gösterdiler. Bize birleşmeyi dayattılar.” sözleri, bu baskının boyutunu gözler önüne seriyor. Edirne ve Adana gibi şehirlerde de gazetelere açıkça “birleşin” çağrısı yapıldığı biliniyor.
Prof. Dr. İrvan, bu baskıların sadece medya çeşitliliğini değil, aynı zamanda yerel demokrasiyi de tehdit ettiğini savunuyor. “Gazeteleri birleşmeye zorlayarak sayıyı azaltmaya gitmenin doğru bir medya politikası olmadığını ne zaman göreceğiz?” diye soran İrvan, bu politikaların ne tirajları artırdığını ne de daha kaliteli gazeteler ortaya çıkardığını belirtiyor.
Sonuç olarak, yerel gazetelerin kapanması, sadece bir sektörün daralması değil; halkın haber alma hakkının, yerel demokrasinin ve gazetecilik mesleğinin geleceğinin tehlikeye girmesi anlamına geliyor. Türkiye’nin medya politikalarının yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. İrvan, “Bir şehirde tek gazete kalması övünülecek bir şey olmasa gerek,” diyerek sözlerini tamamlıyor.