Sagittarius B2: Galaksimizin Kalbindeki Kozmik Doğumhane
Fotoğraf Hakları: NASA, ESA, CSA, STScI, A. Ginsburg (University of Florida); Image Processing: A. Pagan (STScI)
JWST, Galaksinin Kalbindeki Doğumhaneyi Aydınlattı
NASA/ESA/CSA ortak yapımı James Webb Uzay Teleskobu (JWST), Samanyolu’nun en yoğun ve en aktif yıldız oluşum bölgesi olan Sagittarius B2’yi benzeri görülmemiş ayrıntılarla gözlemledi. 1.5 ila 25 mikron arasında değişen 14 filtreyle yapılan NIRCam ve MIRI gözlemleri, bu moleküler bulutun çok katmanlı ve karmaşık yapısını ortaya çıkardı.
Sagittarius B2 : Işığın En Yoğun Karanlıkla Dansı
Sagittarius B2 (Yay B2), galaktik merkezin yalnızca %10’luk gazını barındırmasına rağmen, bölgedeki yıldızların %50’sini üretme kapasitesine sahip. Bu orantısız verimlilik, JWST’nin gözlemleriyle daha da çarpıcı hale geldi. Teleskop, daha önce radyo teleskoplarının tespit edemediği yeni HII bölgeleri ve gizli dev yıldızları ortaya çıkardı. MIRI’nin orta kızılötesi hassasiyeti sayesinde, Sgr B2 Kuzey bölgesinden dışa doğru kaçan radyasyon gözlemlendi; bu, ışığın en yoğun kozmik örtülerin bile içinden geometrik kaçış yolları bulabildiğini gösteriyor.
JWST’nin görüntülerinde, doğrudan görülemeyen karanlık alanlar dikkat çekiyor. Bu bölgeler, yıldızların henüz doğmadığı ya da çok genç olduğu için ışık yaymadığı, aşırı yoğun gaz ve tozla kaplı kozmik kozalardır. Bu karanlık, aslında geleceğin yıldızlarını saklayan bir potansiyel haritasıdır.
NIRCam görüntülerinde renkli yıldızlar ön plana çıkarken, MIRI ile alınan görüntülerde sıcak toz ve gaz bulutları dramatik biçimde belirginleşiyor. Bu fark, kızılötesi spektrumun farklı dalga boylarının yıldız oluşumunu anlamada nasıl tamamlayıcı roller üstlendiğini gösteriyor.
Gözlemler, genç yıldızların geniş bir popülasyonunun henüz görünür olmadığını ortaya koyuyor. Bu durum, yıldız oluşumunun yeni başladığına işaret edebilir. Sagittarius B2’nin yıldız üretim kapasitesi hâlâ tam olarak anlaşılmış değil; JWST’nin verileri, bu bölgedeki yıldız oluşumunun daha önce tahmin edilenden çok daha yoğun ve karmaşık olduğunu gösteriyor.
JWST’nin bu gözlemleri, galaktik merkezdeki yıldız oluşumunun neden bu kadar orantısız gerçekleştiğine dair ipuçları sunuyor. Sagittarius B2, az miktarda gazla çok sayıda yıldız üretirken, çevresindeki diğer bölgeler bu kadar verimli değil. Bu çelişki, yıldız oluşumunun evrensel yasalarını yeniden düşünmemizi gerektiriyor.
JWST, yalnızca bir teleskop değil; galaksimizin en gizli sırlarını açığa çıkaran bir zaman makinesi. Sagittarius B2 gözlemleri, yıldızların nasıl doğduğunu, ışığın nasıl yol bulduğunu ve karanlığın içinde nasıl bir potansiyel saklı olduğunu anlatıyor
Kaynak: https://esawebb.org/