Endonezya Mitolojisi: Hainuwele ve Satene
O altın dışkılayan bir tanrıça... kıskançlıkla gömülür; cesedi doğaya dönüşür ve halkı besler. İşte Dünya Mitolojisinin pek bilinmeyen bir Tanrıçası olan Hainuwele’nin öyküsü ve mitolojisinin kültürel etkileri:
Hindistan Cevizi Kızının Kurban Ritüeli
Mitolojinin kökeni Endonezya’nın Seram Adası. Wemale ve Alune halklarının folklorunun kökeni olan söylencenin öyküsü özetle şöyle:
Ameta adlı bir adam, yaban domuzunun dişine takılmış bir hindistancevizi bulur. Rüyasında bir figür ona cevizi dikmesini söyler. Cevizden bir ağaç, çiçekten ise Hainuwele doğar. Hainuwele dışkıladığında değerli eşyalar çıkarır: altın, porselen, bakır kutular… Erkekler bu olağanüstü hediyeleri önce sevinçle karşılar, sonra kıskanır. Dokuz gece süren dans ritüeli ile Hainuwele diri diri gömülür. Cesedi parçalanır, toprağa gömülür ve bu parçalardan bitkiler doğar: yumrular, kökler, yiyecekler... İnsanlık ikiye ayrılır: Patalima (Beşli Adamlar) ve Patasiwa (Dokuzlu Adamlar). Satene adlı tanrıça ölüler diyarının hükümdarı olur.
Satene, Hainuwele’nin ölümünden sonra ortaya çıkan ölülerin diyarının hükümdarıdır. Mitin bazı versiyonlarında, Hainuwele’nin parçalanmasından sonra yeraltı âlemini düzenleyen figür olarak belirir. Sessiz, gizemli ve cezalandırıcı bir figür değil; daha çok dönüşümün ve geçişin tanrıçasıdır. Satene’nin adı, bazı yerel anlatılarda “Mulua Satene” olarak geçer ve ölüm sonrası düzenin koruyucusu olarak tanımlanır. Hainuwele’nin kurban edilmesiyle başlayan doğal döngünün ruhsal boyutunu temsil eder.
Yeraltı tanrıçası olarak Satene, Batı mitolojilerindeki Persephone ya da Ereshkigal gibi figürlerle benzerlik taşır. Ancak cezalandırıcı değil; dönüştürücü ve düzenleyici bir figürdür. Hainuwele’nin kurban edilmesiyle başlayan doğal döngü, Satene’nin gözetiminde sürer. Satene, aynı zamanda kabile ayrımının ve ritüel düzenin koruyucusudur.
Onun Patalima ve Patasiwa ile Bağlantısı ise şu şekildedir:
Patasiwa (Dokuzlu Adamlar) Satene’nin hüküm sürdüğü Tamene Siwa, bu grubun sembolik merkezidir. Ölüm, geçiş ve ritüel karanlıkla ilişkilendirilir. Hainuwele’nin gömülmesiyle bu grup ölümden doğan bereketin taşıyıcısı olur.
Patalima (Beşli Adamlar) ise Daha çok güneş, doğu ve üretim ile ilişkilendirilir. Satene’nin alanı dışında kalan, dünyevi düzenin temsilcileridir.
Patalima ve Patasiwa: İnsanlığın Kozmik Ayrımı
Bu ayrım, Seram Adası halklarının kabile yapısını ve kozmolojik düzenini açıklamak için kullanılır:
Patalima (Beşli Adamlar): Beş ana kabileyi temsil eder. Genellikle doğuya ve güneşe yakın olan, daha “aydınlık” tarafla ilişkilendirilir. Tarım, üretim ve ritüel temizlikle özdeşleştirilir.
Patasiwa (Dokuzlu Adamlar): Dokuz kabileyi kapsar. Batı yönü, ölüm, geçiş ve ritüel karanlıkla ilişkilendirilir. Hainuwele’nin gömüldüğü yer olan Tamene Siwa (Dokuzlu Yer) bu grubun sembolik merkezidir.
Bu ayrım, düalist bir kozmolojiyi yansıtır: yaşam/ölüm, ışık/karanlık, üretim/yıkım. Hainuwele’nin ölümüyle başlayan bu ayrım, insanlığın doğayla ilişkisini ve ritüel düzeni tanımlar. Aynı zamanda toplumsal düzenin mitolojik temelidir: kim hangi kabileden, hangi ritüele bağlı, hangi tanrıya yakın?
Bilimsel Arka Plan: Dema Tanrısı ve Kurbanın Bereketi
Adolf E. Jensen – Frobenius Enstitüsü’nün 1937-38 seferinde miti kaydeder. Jensen, Hainuwele’yi “Dema Tanrısı” kavramıyla özdeşleştirir. Dema figürleri, tarım toplumlarında kurban edilip parçalanan ve doğaya dönüşen tanrılardır. Bu mit, Neolitik dönemden beri süregelen “ölümle doğan bereket” temasını taşır.
Joseph Campbell, “The Masks of God” adlı eserinde Hainuwele’yi Batı’ya tanıtır.
Yerel Kültürel Etkiler: Seram Adası’nda Mitin Yaşayan İzleri
Hainuwele miti, Seram halkının bitkisel gıdaların kökenini açıklamak için kullandığı bir anlatıdır. Ritüel danslar, spiral geçitler ve kabile ayrımları mitin sembolik mirasıdır. Günümüzde Wemale ve Alune halkları, bu miti kültürel kimliklerinin bir parçası olarak yaşatır. Mit, yerel tarım ürünlerinin kutsallığını ve kadın figürünün üretkenliğini simgeler.
Yaşar İliksiz - Mistikalem.com