Kayısı çekirdeği: Bir lokma sağlık, bir doz dikkat!
Geleneksel Anadolu reçetelerinden modern laboratuvarlara uzanan bir yolculukta, kayısı çekirdeği hem umut hem de uyarı taşıyor. Dr. Öğr. Üyesi Tuğba Kaman, bu küçük tohumun antikanser, antioksidan ve bağışıklık sistemini destekleyici etkilerini bilimsel verilerle ortaya koyarken, aynı zamanda içerdiği amigdalin maddesinin yüksek dozda zehirli olabileceğine dikkat çekiyor.
“Semen Armeniacae” olarak tanımlanan kayısı çekirdeği, Prunus armeniaca bitkisinin tohumudur. Gülgiller ailesine mensup bu bitki, hem geleneksel tıpta hem de modern farmakolojide önemli bir yere sahiptir. Soğuk pres yöntemiyle elde edilen yağı; cilt bakımında, iltihap giderici olarak ve bağışıklık sistemini destekleyici olarak kullanılmaktadır. İçeriğinde yer alan uçucu bileşenler, yağ asitleri, fitosteroller ve polifenoller sayesinde çok yönlü bir etki profili sunar.
Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi'ne göre, yetişkinler için güvenli sınır günde üç küçük çekirdeği aşmamalı. Çocuklar içinse bu miktar bir küçük çekirdeğin yarısı. |
Kayısı Çekirdeği Tatlı mı Acı mı? Fark, Etki ve Risk
Dr. Kaman’a göre, acı ve tatlı kayısı çekirdekleri arasındaki temel fark, amigdalin içerik düzeyidir. Acı çekirdekler yüksek miktarda amigdalin içerir ve bu madde vücutta siyanür üretimine yol açabilir. Tatlı çekirdekler ise ya hiç amigdalin içermez ya da çok düşük seviyededir. Bu fark, kullanım alanlarını da belirler: Acı çekirdekler geleneksel tedavi ve farmakolojik amaçlarla kullanılırken, tatlı çekirdekler daha çok kozmetik ve gıda alanında tercih edilir.
Ancak acı çekirdeklerin çiğ ve yüksek miktarda yenmesi, ciddi zehirlenmelere hatta ölüme yol açabilir. Amigdalin, vücutta β-glukozidaz enzimiyle parçalanarak hidrojen siyanüre dönüşür. Bu da hücresel solunumu engelleyerek hipoksiye neden olur. Mide bulantısı, baş dönmesi, bilinç kaybı ve koma gibi belirtilerle sonuçlanabilir. Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi (EFSA), bir yetişkinin günde en fazla üç küçük çekirdek (yaklaşık 370 mg) yemesinin güvenli olduğunu belirtmektedir. Çocuklar için bu miktar bir küçük çekirdeğin yarısı kadardır.
Cilt, Kalp ve Bağışıklık İçin Kayısı Çekirdeği Doğal Destek, AMA....
Kayısı çekirdeği, sadece içsel değil, dışsal sağlık için de güçlü bir destek sunar. Linoleik asit ve oleik asit gibi değerli yağ asitleri sayesinde ciltte nemlendirici, yumuşatıcı ve bariyer güçlendirici etkiler gösterir. E vitamini içeriğiyle akne, egzama ve sedef gibi dermatolojik sorunlarda rahatlatıcı etki sağlar. Polifenoller ve flavonoidler ise serbest radikallerle savaşarak hücre yaşlanmasını geciktirir.
Bağışıklık sistemi üzerinde de uyarıcı etkileri bulunan kayısı çekirdeği, oksidatif stresi azaltarak genel direnci artırabilir. Özellikle düşük dozda ve kontrollü kullanıldığında, amyidalin maddesi bağışıklık hücrelerini doğrudan uyarabilir. Ayrıca içerdiği oleik (Omega-9) ve linoleik (Omega-6) yağ asitleri sayesinde kalp dostu bir profil çizer. Fitosteroller ve fenolik bileşikler, LDL ve total kolesterolü düşürürken, HDL’yi artırır ve kalp dokusunu oksidatif hasara karşı korur.