Solucanlar Evrim Modelini Tersyüz Ediyor

23 Haziran 2025 Pazartesi

Yeni yayımlanan iki bağımsız çalışma, solucanların evrim tarihinde oynadığı kritik rolü gözler önüne seriyor. Bir yandan genom düzeyinde yaşanan büyük bir yeniden yapılanma ile “ani evrim” modeline güçlü bir kanıt sunulurken, diğer yandan günümüzde yaşayan bazı türlerde gen ifadelerinin milyonlarca yıldır değişmeden kaldığı ortaya kondu. Bu çelişkili gibi görünen bulgular, evrimin hem radikal hem de sabit yönlerini aynı anda açığa çıkarıyor.

Birinci Bomba: Genomlar Parçalandı, Yeniden Yazıldı

University of California, Berkeley ve Rutgers Üniversitesi’nden araştırmacıların Science dergisinde yayımladığı ilk çalışma, deniz solucanlarının (annelidler) 200 milyon yıl önce karaya geçiş sürecinde genomlarında büyük bir yeniden yapılanma yaşadığını ortaya koydu.

Karasal solucanların atalarının genomları, denizel türlere kıyasla “parçalanmış” bir yapı gösteriyor.
Genomdaki gen sıralamaları bozulmuş, kromozomlar yeniden düzenlenmiş.
Bu, “punctuated equilibrium” (kesintili denge) adı verilen ani evrimsel sıçrama modeline birebir uyuyor.

Neden önemli?

Bu bulgu, evrimin her zaman yavaş ve sürekli değişimlerle ilerlemediğini; çevresel baskıların etkisiyle genetik düzeyde şok etkisi yaratabilecek ani dönüşümler yaşanabileceğini gösteriyor.

Araştırmacılardan Oleg Simakov şöyle diyor: “Bu, evrimdeki istikrar fikrine güçlü bir meydan okuma. Genomun yapısı, çevresel geçişlerle birlikte kökten değişebilir.”

İkinci Şok: 20 Milyon Yıllık Evrimsel Sessizlik

Sadece geçmişe değil, günümüze de bakıldığında solucanlar yine şaşırtıyor. Northwestern Üniversitesi'nden araştırmacılar, Current Biology dergisinde yayımladıkları ikinci çalışmada, Caenorhabditis cinsine ait nematod solucanların bazı genetik aktivitelerini tam 20 milyon yıldır neredeyse hiç değiştirmediğini gösterdi.

Hücre tiplerine özel gen ifadeleri, türler arasında büyük oranda sabit kalmış.
Özellikle vücut yapısını belirleyen temel genlerde yüksek koruma gözlemlendi.
Ancak çevresel duyular ve sinir sistemiyle ilgili genlerde daha fazla değişkenlik vardı.

Evrim Dondu mu?

Araştırma, evrimin tüm sistemlerde aynı hızda işlemediğini gösteriyor. Bazı hücresel “roller” ve genetik devreler adeta zaman içinde dondurulmuş gibi.

Araştırmacı Jonathan Pritchard: “Bu kadar uzun süre boyunca hücresel düzeyde bu kadar istikrar görmek olağanüstü.”
İkisi Bir Arada: Evrimsel Çelişki mi, Karmaşıklığın Kanıtı mı?

Bu iki araştırma aynı organizma grubunun iki farklı evrimsel yüzünü gösteriyor:

Evrimsel Olay Örneklenen Solucan Grubu Öne Çıkan Süreç
Genomik sıçrama (ani değişim) Annelidler (karasal solucanlar) Gen dizilimlerinin parçalanması, yeniden düzenleme
Genetik istikrar (donma) Caenorhabditis türleri (nematodlar) Gen ifade profillerinde uzun süreli korunum

Bu tablo, evrimin “bir tek yoldan” ilerlemediğini, aynı soy hattı içinde hem ani devrimler hem de derin süreklilikler yaşanabileceğini gösteriyor.

Darwin'in Teorisi  Yeniden mi Yazılıyor?

Evrimsel biyolojide bu tarz sıçrama modelleri, 1972’de Stephen Jay Gould ve Niles Eldredge tarafından önerilen “kesintili denge teorisi” ile gündeme gelmişti. Ancak bu teori uzun yıllar boyunca tartışmalı kaldı çünkü somut genetik kanıtları eksikti. Şimdi bu solucan araştırmaları bu boşluğu dolduruyor gibi görünüyor.

Aynı zamanda genomdaki yeniden yapılanma, bazı insan kanseri türlerinde gözlenen “chromoanagenesis” adı verilen genetik parçalanma-yeniden yapılandırma olayına da benziyor. Yani evrimsel geçmişteki bu mekanizmalar, modern tıpta da yankı bulabilir.

Metaforlar da Konuşuyor

Bilim iletişimcileri, bu araştırmaları anlatmak için yaratıcı benzetmelere başvurdu:

Evrimsel Origami: Genomlar yırtıldı, yeniden katlandı.

Donmuş Saat Mekanizması: Bazı hücreler 20 milyon yıl önce nasıl çalışıyorsa, hâlâ aynı şekilde çalışıyor.

Genetik Şovalye Değişimi: Aynı türde bile genomik “giyinme” tamamen değişebiliyor.

Evrim Hem Patlar Hem Susar

Bu ikili keşif, evrim teorisinin sadece yavaş ilerleyen bir süreç olmadığını, bazen ani kırılmalar ve uzun süren durağanlıklar ile şekillendiğini gösteriyor. Solucanlar, bu iki uç noktayı da bünyelerinde barındırıyor.

Bilim insanlarının verdiği en net mesaj: “Evrim bir çizgi değil, bir harita. Bazen patlar, bazen susar.”

Tunç Deniz