Robososyoloji Çağı: Üniversitelerde Yapay Zekâ Sosyolojisi Dersi Veriliyor

21 Haziran 2025 Cumartesi

Yapay zekâ teknolojilerinin toplum üzerindeki etkilerini anlamak için sosyoloji disiplininde yepyeni bir dönem başlıyor.

Üsküdar Üniversitesi Sosyoloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, insan-makine etkileşiminin sosyolojik açıdan incelenmesini konu alan yeni bir alanın yükselişte olduğunu belirterek, “Robososyoloji doğuyor” dedi.

Artık toplumsal ilişkilerin yalnızca insanlar arasında kurulmadığına dikkat çeken Prof. Dr. Süleymanlı, robotların ve yapay zekânın da toplumsal aktör haline geldiğini, bu dönüşümün sosyologlara etik, kültürel ve yapısal analizler konusunda yeni sorumluluklar yüklediğini vurguladı.

Üniversitelerde “Yapay Zekâ Sosyolojisi” dersleri başlıyor

Prof. Dr. Süleymanlı’ya göre, yapay zekâ sosyolojisi üniversite müfredatlarında hızla yer bulmaya başladı. Bu derslerde; YZ'nin sağlık, eğitim, hukuk gibi alanlardaki etkileri, algoritmik önyargılar, eşitsizliklerin yeniden üretimi gibi konular işleniyor.

“Bu dersler, öğrencilere yapay zekâ teknolojilerinin toplumsal sonuçlarını anlama konusunda analitik bir bakış açısı kazandırıyor” diyen Süleymanlı, YZ sosyolojisinin akademik çerçevesini iki temel yaklaşımla özetledi: Hümanist ve Post-Hümanist.

Hümanist ve post-hümanist yaklaşımlar ne anlama geliyor?

Hümanist yaklaşım, YZ’yi teknolojik bir araçtan öte, toplumsal eşitsizlikleri yeniden üreten bir aktör olarak ele alıyor.

Post-hümanist yaklaşım ise insan ve insan olmayan varlıkların (YZ, robotlar) toplumsal etkileşimde eşit derecede etkili olabileceğini savunuyor.

Bu çerçevede, sosyologlar artık insan-makine etkileşimlerinin normatif boyutunu da analiz etmeye başladı. Özellikle robotların toplumsal rolleri ve YZ etiği, yeni alt disiplinlerin doğmasına zemin hazırlıyor.

“Dijiseksüelite” gibi kavramlar gündeme geliyor

Sosyolojik araştırmalarda yükselen bir diğer başlık da yapay zekâ temelli partner teknolojileri. “Dijiseksüelite” kavramının, yalnız bireyler için geliştirilen robot-partner çözümleriyle yaygınlaştığını belirten Prof. Dr. Süleymanlı, bunun aile yapıları, demografi ve etik alanlarda yeni tartışmalar doğurduğunu ifade etti.

Bu gelişmeler, evlilik kurumunun dijitalleşme etkisinde yeniden tanımlanmasına ve yeni aile modellerinin ortaya çıkmasına neden olabilir.

Yapay zekâ toplumsal eşitsizlikleri derinleştiriyor mu?

Prof. Dr. Süleymanlı’ya göre, otomasyonun yaygınlaşması, özellikle düşük vasıflı işçiler için tehdit oluşturuyor. Yüksek dijital beceriye sahip kesimler avantaj elde ederken, gelir uçurumu daha da derinleşiyor. Bu da toplumsal huzursuzluklara zemin hazırlıyor.

YZ teknolojilerinin yalnızca teknik değil, aynı zamanda etik ve kültürel etkilerinin de analiz edilmesi gerektiğini vurgulayan Süleymanlı, bu konuda sosyologların önemli rol üstlendiğini söyledi.

Sosyolojik analizlerde yapay zekâ avantajı: Büyük veri ve LLM destekli çalışmalar
Yapay zekâ sosyolojisinin bir diğer katkısı da büyük veri analizi alanında ortaya çıkıyor. Büyük dil modelleri (LLM) kullanılarak yapılan anket analizleri ve metin taramaları, daha az insan gücüyle daha hızlı ve geniş veri kümeleriyle çalışılmasına imkân tanıyor.

Bu teknolojik katkılar, sosyolojik araştırmalarda verimliliği ve kapsamı artırırken, toplumsal değişimleri modelleme açısından da yeni fırsatlar sunuyor.

Algoritmik önyargılar ve “kara kutu” sorunu

Yapay zekânın toplumsal riskleri de göz ardı edilemiyor. Algoritmaların mevcut veri setlerindeki önyargıları yeniden üretebildiğini belirten Süleymanlı, bu durumun toplumsal güven eksikliği yaratabileceğini ifade etti.

Ayrıca, YZ sistemlerinin şeffaf olmaması, karar alma süreçlerinde “kara kutu problemi”ne yol açıyor ve bu da sistemin hesap verilebilirliğini tartışmalı hale getiriyor.

Sosyologlara yeni görevler düşüyor

Sonuç olarak, Prof. Dr. Süleymanlı’ya göre yapay zekâ ve robotların toplumsal etkilerini analiz etmek için sadece nicel değil, aynı zamanda nitel yöntemlere de ihtiyaç var. Ağ bilimleri, simülasyonlar ve kültürel analizler, bu yeni çağda sosyolojinin araç setine eklenmek zorunda.