Korkudan korkmayın, korkuyu yönetememekten korkun!

31 Temmuz 2023 Pazartesi

Korku, hayatta kalmada önemli bir savunma mekanizması. Korku duygusu tehdit olarak algılanan durumlar karşısında ortaya çıkar. Korku anında kan basıncı artışı, kalp atışı ve solunum hızlanması, ağız kuruluğu gibi belirtiler görülür. Bu doğal ve normaldir.

Öte yandan korku hissi, birçok duygu durum bozukluğuyla da ilişkili olabilir. Hatta ‘korkudan korkmak’ olarak tanımlanan panik bozukukluk da sık görülür ki  bu tür korkuları yönetebilmek için uzman desteği gerekebilir.

Uzman Klinik Psikolog Penbesel Özdemir Yağız, korku duygusu hakkında açıklamalarda bulundu ve korku duygusu ile ilişkili diğer duygudurum bozukluklarına değindi.

KORKU 6 TEMEL DUYGUDAN BİRİ

Korku, hayatta kalmada önemli bir etkiye sahip olan oldukça güçlü bir duygu. Psikolog Paul Ekman, evrensel olarak insanlığın tüm kültürlerinde deneyimlenen 6 temel duygu olduğunu belirtiyor. Bu duyguları; mutluluk, üzüntü, iğrenme, şaşkınlık, öfke ve korku duyguları olarak sınıflandırıyor. İlerleyen dönemlerde ise bu sınıflandırmaya heyecan, mahcubiyet, utanç ve gurur gibi duyguları da ekliyor. W.G. Parrot ise sosyal psikoloji bağlamında duyguları incelediği kitabında birincil duygu olarak deneyimlenen korkuya gerginlik ve dehşet gibi ikincil duyguların da eşlik ettiğini belirtiyor.

KORKU DUYGUSU NE ZAMAN ORTAYA ÇIKAR?

Korku, bir tehlike veya tehdit algısı karşısında ortaya çıkar. Karşıdan karşıya geçerken size hızla yaklaşan bir araba varsa, burada hissedilen korku işlevseldir ve hayatta kalmada önemli bir etkiye sahiptir. Bir diğer deyişle korku, fonksiyonel olarak tehlike karşısında insanı harekete geçiren bir alarm sistemi işlevini görür. Sempatik sistem devreye girer. İçsel ya da dışsal uyaran amigdala tarafından tehlikeli olarak algılanır ve bu tehlike mesajı hipotalamusa, hipofiz bezine, adrenalin ve diğer iç salgı bezlerine ulaşır. Kan basıncı artar, kalp atışı ve solunum hızlanır. Ağız kuruluğu artar, göz bebekleri genişler. Bilişsel olarak algılanan tehdide bağlı olarak kişinin fizyolojisinde; kaslarda gerginlik veya karın ağrısı gibi somatik (bedensel) birtakım değişimler olur. Davranışsal açıdan bakıldığında korku duygusu kaç tepkisine yol açar. Vücudumuzdaki kan, kol ve bacaklarımızdaki büyük kas gruplarına hücum ederek bedenimizi davranışsal bir tepki olan kaçma davranışını gerçekleştirmeye hazırlar. Yani korku, kişinin tehdit olarak algıladığı bir durum karşısında ortaya çıkan bir duygudur ve birtakım kaçınma davranışlarına sebep olabilir.

KAYGI NEDİR?

Korku duygusu daha çok şu an ile ilgilidir, kaygı ise gelecekte tehdit oluşturabilecek bir duruma karşı oluştur. Bir başka kaynağa göre ise kaygı, çözümlenmemiş korku olarak ele alınır. Kişi geçmiş deneyiminde algıladığı tehdit ile birlikte yaşadığı korku sonucunda gelecekte de benzer durumlar ile karşılaşma ihtimaline karşı kaygı duyabilir. Korku, genellikle gerçeklik ile bağlantılı yaşamsal bir tehlike ile ilişkilidir. Kaygı ise somut bir tehlike olmamasına karşın kişinin yaşadığı huzursuzluk ve tedirginlik ile karakterizedir.

KORKU DUYGUSUNU GELİŞTİREN 3 ANA OLGU

Freud özellikle çocukluk çağı üzerinde durmuş ve üç olguyu vurgulamıştır. İlki, bebeklik döneminde bakım veren nesnenin yani önemli kişinin yokluğu ve bu kişinin ihtiyaçları karşılama temelinde eksikliğinin yol açtığı korku yönündedir. Diğer olgu, çocuğun onaylanmaması ya da sevginin kaybı sonucunda karşılaştığı korku yönündedir. Son olgu ise, çocuğun yaşadığı kastrasyon anksiyetesi, yoğun utanç, suçluluk ve mutsuzluğun korkuya yol açtığı yönündedir.

İleri dönem psikodinamik teoriler ise özellikle erken dönem ilişkiler sonucu oluşan benlik kavramına odaklanIR. Yeterince iyi, sıcak ve ilgili bakım vermenin aksine, katı ve eleştirel bakım verene sahip çocukların kırılgan bir benlik geliştirdiği ifade edilir. Yetişkinlik döneminde ise kırılgan benliğini adeta saklamaya çalışan kişilerde stres karşısında öfke gibi duygular meydana gelebilir. Bu noktada stres ile başa çıkma stratejileri gelişmeyen kişilerin yetersiz hissettiği ve dolayısıyla kaygı yaşadığı söylenebilir.

Korku bilinçli, kaygı bilinçdışı savunmayı harekete geçiriyor

İnsanın en temel ihtiyaçlarından biri güvenlik duygusu. Bu nedenle insan bilinmeyenden, belirsizlikten veya kendisine yabancı gelenden korkar. Kişi korku karşısında bilinçli olarak savunma maksadıyla bazı önlemler alırken, kaygı duygusunda bilinçdışı savunma düzenekleri devreye girer.

korkunune zaman bir rahatsızlık olarak görülmeli?

Eğer artan korku ve kaygı duygusu günlük yaşamın işlevselliğini bozuyorsa ve baş etmede güçlükler yaşanıyorsa mutlaka bir uzman tarafından destek alınmalı.

KORKUDAN KORMAK

Klinikte en sık karşılaşılan kaygı bozukluklarına bakıldığında panik bozukluK öne çıkar. Panik bozukluğun semptomlarına baktığımızda ise herhangi bir uyaran olmaksızın aniden ortaya çıktığını görüyoruz. Tehdit algısının oluşumuna sebep olabilecek durumlar dahi tehdit olarak algılanır ve dolayısıyla panik yaşanır. Kişide aşırı korku uyanır. Bir diğer deyişle panik bozukluk, ‘korkudan korkmak’ olarak tanımlanabilir. Bedensel duyumlara yönelik aşırı duyarlılık ve bu duyumları felaketleştirerek yorumlama ile karakterizedir.

Korku hayatınızı yönetmesin, siz korkuyu yönetin

Travma sonrası stres bozukluğu da korku duygusu ile ilişkilidir. Geçmişte deneyimlenmiş travmatik olaya bağlı yaşanılan korku ve kaygı duygusu travmatik stres bozukluğuna sebep olabilir. Fobiler ise fobinin nesnesi hakkında edinilmiş bilgiler ve davranışsal açıdan çeşitli öğrenmeler aracılığıyla oluşur ve yine korku duygusu ile ilişkilidir.

Tüm bunlara ek olarak agorafobi, sosyal anksiyete, ayrılık anksiyetesi gibi durumlar da korku ve kaygı duygusu ile ilişkilidir. Kişiye özel tedavi yöntemleri ile kaygı bozukluğu tedavisi terapi sürecinde ele alınabilir. Korkunun hayatınızı yönetmesine değil korkuyu yönetmeye kararlıysanız, kişiye özel tedavi anlayışı ile yürütülen terapi süreçlerinden faydalanabilir ve işlevsel başa çıkma kaynaklarınızı keşfedip öğrenebilirsiniz.”