Evrenin Genişleme Hızı ölçmek için yeni teknik geliştirildi

06 Temmuz 2021 Salı

Klasik Fizik, Kuantum Fiziğine göre basittir ve problem çözümlerinde küçük sistematik belirsizlikleri yok sayma veya yuvarlama avantajına sahiptir. Ancak Kuantum Fiziği'nde küçük sistematik belirsizlikleri hayli büyük derttir. Bu dertlerden biri de Hubble Sabiti'nin hızının aslında ne olduğudur. 

Her ne kadar adı sabit olsa da Hubble Sabiti ölçüm tekniklerine göre değişikilik göstermektedir. 

Eğer konuya daha önce rast gelmediyseniz, "Hubble Sabiti nedir" diyeceksiniz doğal olarak. Bilmeyenler için izah edelim:  Evrenin genişlediği 1929 yılında Edwin Hubble tarafından keşfedildi. Evrenin Denişleme Hızına ona ithafen "Hubble Sabiti" (Hubble Constant) denildi.

Evren genişlediği artık tartışılmaz bir gerçek. Fakat genişlemenin hızı konusundaki tartışmalar sürüyor.  Evrenin Genişleme hızını ölçerken kullanılan iki temel yöntem, farklı sonuçlar veriyor.

Astrofizikçiler, geçtiğimiz on yılda kademeli olarak iki gruba ayrıldı: Gruplardan biri ortada önemli bir farklılık olduğunu düşünürken, diğeri de ölçüm hatası olabileceğini düşünüyor.

Hesaplama tekniklerinden biri kozmik mikrodalga arka plan ışınımı (CMBR) yaklaşımı, Büyük Patlama’nın hemen sonrasında ışık yayılımının başladığını kabul ediyor. Buna dayalı çalışmalarda Hubble sabitinin değeri (0,5 mpc sapma ile) 67,4 km/sn/mpc olarak hesaplanıyor.

Diğer teknik ise süpernova verilerini  esas alıyor ve sonucu 74,0 km/s/mpc olarak bulunuyor. Aradaki ufacık fark, ilk hesaptaki sapma payından çok daha fazla (1 megaparsek=3,2 milyon ışık yılı).  Bazı fizikçilerim ilk zamanlarda evrenin genişlemesini sağlayan karanlık enerjinin daha farklı olabileceğini, bu yüzden her iki hesabın da doğru olabileceğini öneriyorlar ama onları şimdilik pek önemseyen yok. 

Bilim insanları bu hızı kesin şekilde belirlemek istiyorlar çünkü Hubble Sabiti, evrenin yaşının tespiti ve zamanla nasıl evrildiğinin belirlenmesiyle yakından ilintili.

Eğer bu uyuşmazlığın hatalardan kaynaklandığı ortaya çıkarsa, evrenin işleyişine yönelik temel modelin doğru olduğu onaylanır. Diğer ihtimal ise henüz bilmediğimiz bazı temel fizik kuralları olabileceğini akla getiriyor. Son birkaç yıldır teleskoplardan gelen her yeni bulgu, söz konusu görüşü bir ileri, bir geri götürmüş ve ‘Hubble gerilimi‘ adı verilen şeyin doğmasına yol açmış.

Chicago Üniversitesi gökbilimcisi ve astrofizik profesörü Wendy L. Freedman,  Cosmology and Nongalactic Astrophysics (Kozmoloji ve Galaksi Dışı Astrofizik) dergisinde 29 Haziranda yayınlanan  Hubble Sabiti Ölçümleri: Perspektifte Gerilimler (Measurements of the Hubble Constant: Tensions in Perspective) başlıklı makalesinde; "Yakın galaksilere olan mesafelerin ölçümü son yıllarda hızla gelişti. Her zaman var olan zorluk, özellikle daha uzun mesafeler araştırıldıkça ve belirsizlikler büyüdükçe sistematik etkileri azaltmaktır" diyor ve Tip of the Red Giant Branch (TRGB) yönteminin son birkaç kalibrasyonunu birleştirerek yaptığı deneylerdeki sonucun diğer yönemlere göre daha tutarlı olduğnu savunuyor ve "Son gözlemler, aradaki boşluğu kapatmaya başlıyor" ifadesini kullanıyor.

mistikalem