Zor zamanlara yaşamla akmayı öğrenmek

18 Ekim 2020 Pazar

ZOR ZAMANLARDA

Ekonomik sorunlarla boğuşmak, şiddetli geçimsizliğin olduğu bir evde yaşamak, tedavisi güç hastalık tanısı almak, yakınlarınızı kaybetmek gibi zorluklar yaşadığınızda strese girmeniz, kendinizi güçsüz ve çaresiz hissetmeniz doğaldır.

Stres biyolojik ve psikolojik dengenizin bozulması demektir.

Uzun vadede stres, ruhsal ve fiziksel sayısız hastalığın kapısını aralar.
Migrenden huzursuz bağırsak sendromuna, yüksek tansiyondan diyabete, fibromiyaljiden kansere kadar pek çok hastalık, kronik stresin savunma ve hormon sistemlerinizi alt üst etmesiyle ortaya çıkar.

Sorununuzu her zaman tümüyle ortadan kaldıran çözümler olmasa bile, stresinizi azaltmak için yapabileceğiniz bazı şeyler vardır.

Çok bunalmış hissediyorsanız, bir mola verin.  Molanız bir tatil, hafta sonu kaçamağı, hatta uzun bir yürüyüş olabilir.
Kitap okuyabilir, film izleyebilir, spor salonuna gidebilirsiniz.

Bir krizden geçerken dikkatiniz yalnızca kendinize ve sorununuza odaklı olur. Oysa dikkatinizi başkalarına odaklamaktır sizi iyileştirecek olan!

Bu amaçla çevrenize bir bakın! Kimin yardıma ihtiyacı var?
Arkadaşlarınıza evlerinde ya da işlerinde yardım edebilirsiniz.
Hayvan barınağında gönüllü olarak çalışabilirsiniz.
Haftada bir çocuklarla veya yaşlılarla ilgili kurumlarda gönüllü olabilirsiniz.
Hastalarıma hep önerdiğim gibi, bir günlük tutun!
Günlüğünüz sırdaşınız, dert ortağınız, aklınızın ve kalbinizin seyir defteridir.
Sizi yargılamadan dinler, gerçeğinizi size yansıtır.
O gerçeğin üzerine düşünebilir, çözüm yolları geliştirebilirsiniz.

Pek çok problemin çözümü zaman ve mücadele gerektirse de, dikkat etmezseniz bazen önünüzde duran çözümleri fark etmeyebilirsiniz.

Çözümü olabilecek sorunlarınızı düşünün.

Bu sorun işiniz, maddi konular, aileniz, arkadaşlıklarınız, romantik ilişkiniz, eğitiminizle ilgili olabilir.
Listelediğiniz her bir sorun için olabildiğince çok sayıda çözüm yazın.

Çözümün gerçekçi görünüp görünmemesine bakmaksızın hepsini not edin. Örneğin, her zaman yatmadan hemen önce eşinizle ekonomik sorunlar hakkında konuşup çatıştığınız için uykusuz kalıyorsanız, tartışmalarınızı sabaha kaydırmaya başlayın ve konuşmak için yeterli zaman ayırın.
Merak etmek ve öğrenmek heyecan vericidir.

Her koşulda eğitiminize devam edin.
Bunun mutlaka kurumsal eğitim olması gerekmez.
Günümüzde isteyene öğrenmenin sınırsız olanağı mevcuttur.

Bilmek, sorun çözme kapasitenizi yükseltir.

Bilginin gücünden yararlanın!
En önemli şeyse zorlukların yaşamın bir parçası olduğunu kabul etmenizdir.

Acı, bilinçli yaşandığında büyümenize yardımcıdır.

Nitekim şimdiye kadar tanıştığınız en sevgi dolu ve derin insanlar, muhtemelen yokluğu, yenilgiyi, kendileri için önemli bir şeyi veya sevdikleri birini kaybetmenin kalp kırıklığını bilen ve kendi umutsuzluklarının derinliklerinden çıkış yolunu bulan kişilerdir.
Yaşadıklarının karşısında yıkılmak ya da yakınmak yerine durumu cesaretle göğüslemiş, yavaş yavaş şefkat, anlayış ve bilgelikle dolu bir yaşam anlayışı geliştirmişlerdir.

Yaşamla akmayı öğrenmek, bir sanattır ve bilgelik gerektirir.

Lou Holtz’un dediği gibi, ‘’Yaşamın %10’u başınıza gelen olaylardan, %90’ı ise o olaylara verdiğiniz tepkilerden oluşur.’’

Ve zor zamanlarda kendinize, şimdiye dek nelerin üstesinden geldiğinizi, ne kadar güçlü ve dirençli olduğunuzu hatırlatmayı unutmayın!

Doç. Dr. Şafak Nakajima - Mistikalem.com

www.safaknakajima.com
0212 570 80 20