Mitoloji Kahramanları: Satuk Buğra Han

03 Mayıs 2020 Pazar

Satuk Buğra Han,; 840 ve 1212 yılları arasında Mâverâünnehir ve Doğu Türkistan’da hüküm süren Türk-İslâm hânedanı Karahanlılar’ın 942-955 yılları arasında hükümdarlık yapan ilk müslüman hakanıdır. 932 yılında İslam'ı kabul etmiştir.

Karahanlı Hükümdarı Bezir Arslan Han’ın oğludur. Adı kaynaklarda Satuk, Satık, Şebk ve Çanak olarak geçmekte, bugünkü Uygur Türkçesi’nde Sutuk veya Satuk şeklinde kullanılmaktadır. “Deve aygırı” anlamına gelen Buğra unvanının VIII. yüzyılın ilk yarısından itibaren Kâşgar’ın batısında Fergana ve çevresindeki Göktürkler’in vârisleri tarafından kullanıldığı bilinmektedir.

Satuk’un doğduğu yıllarda babası Bezir Arslan Han, Uygurlar’ın yıkılmasının (840) ardından bazı boyların Karahanlı topraklarına göç etmesinin süregelen etkileriyle ve ülkede boylar arasında yurt tutmak için girişilen iç kavgalarla uğraşmaktaydı.

Satuk altı yaşına gelince, babası, Tengri Kadir Buğra Han Buhara'ya karşı yaptığı bir seferde vefat etti. Annesi, Satuk ile birlikte amcası ve babasının yerine ardıl olan Harun Buğra Han'ın himayesine girdi.

Yirmi beş yaşına gelince Müslüman olduğunu açıklayıp, amcası ile mücadeleye başladı.  Amcası Oğulcak Kadır Han'ı öldürdü. Ülkede hakimiyeti sağlayıp birliği temin etti. Türk ülkelerinde İslamiyeti hızla yaydı. Ebü'l-Hasan Muhammed gibi İslam alimleri, Satuk Buğra Han'a yol gösterip teşvik ettiler.

Abdülkerim Satuk Buğra Han, daha sonra yaptığı savaşlarda; Yağma, Çiğil, Oğuz boylarının yerleşmiş bulunduğu Türkistan şehirlerini birer birer ele geçirdi. Bu sırada Karahanlılar Devletinin doğu kısmına hakim olan Büyük Kağan Bazır Arslan Han Çinlilerden yardım alarak 924 yılında Abdülkerim Satuk Buğra Han'a karşı savaş açtı. Satuk Buğra Han Müslümanların yardım ve desteğiyle, onunla Balasagun Savaşını yaptı ve galip geldi.

Bundan sonra 31 yıl hüküm süren Satuk Buğra Han, güzel ve adil idaresi ile binlerce kimsenin Müslüman olmasına vesile olmuştur. Saltanatının sonuna doğru, Satuk Buğra Han, Xıtay (契丹; Qìdān) (Liao Hanedanlığına karşı) sınırına bir sefer yapar ve Turfan'a kadar bütün ülkenin tamamında İslâm genişlemiştir.

Saltanatının sonuna doğru, Çin'e karşı çıkılan seferde Turfan'da hasta olur ve Kaşgar'a geri getirilir, bir yıl sonra 955 yılında vefat eder. 

Satuk Buğra Han Destanı

Satuk Buğra Han destanı; Tezkire-i Satuk Buğra Han adlı el yazması kaynakta yer almaktadır.  Türklerin X. yüzyılda büyük kitleler halinde İslâmiyet’i kabul etmelerinden sonra ortaya çıkmış Türk Destanlarındandır. Karahanlı hükümdarı Satuk Buğra Han X. yüzyılda İslâmiyet'i resmen devlet dini olarak kabul etmiştir. İslâmiyet'ten sonra ilk teşekkül eden destan da bu hükümdarın İslâmiyet'i kabul ve yaymak için yaptığı mücadelelerin efsanelerle zenginleştirilerek anlatımıyla doğmuştur.

Satuk Buğra Han’ın kişiliğini, İslâm dinini kabulünü ve İslâmiyet’i yaymak için gösterdiği fedakârlıklarla kerametlerini anlatan menâkıbnâme mahiyetindeki Tezkire-i Satuk Buğra Han İslâmî dönem Türk destanlarının en meşhurlarındandır.

IX ve X. yüzyıllarda ortaya çıktığı anlaşılan bu mensur eserde Satuk Buğra Han’ın Hz. Peygamber’le mi‘racda karşılaşması, daha sonra dünyaya gelmesi ve o esnada gerçekleşen mûcizevî olaylar, ardından müslüman oluşu, İslâmiyet’i yayışı ve Karahanlılar’ın kâfirler karşısında kazandığı başarılar anlatılır. Arapça ve Farsça kelimelerin de yer aldığı destanda sade bir dil kullanılmıştır.

İslâmî Türk destanları ile eski Türk destanlarının kırk arkadaş, at, av, mukaddes ihtiyar, mukaddes çocuk, mukaddes ışık gibi ortak kavramlarının yer aldığı eserde Türk tarihiyle İslâm inanışları menkıbevî tarzda birleştirilmiştir.

Destanın metni özetle şöyledir :

Satuk Buğra Han Destanı Hz. Muhammed kanatlı atı Burak'ın sırtında göklere yükseldiği "Mirâc Gecesinde" gök katlarında kendinden önceki peygamberleri görür.

Bunlar arasında birini tanıyamaz ve Cebrail'e bunun kim olduğunu sorar. Cebrail : " Bu peygamber değildir. Bu sizin ölümünüzden üç asır sonra dünyaya inecek olan bir ruhtur. Türkistan'da sizin dininizi yayacak olan bu ruh " Abdülkerim Satuk Buğra Han" adını alacaktır."

Hz. Muhammed yeryüzüne döndükten sonra her gün İslâmiyeti Türk ülkesine yayacak olan bu insan için dua etti. Hz. Muhammed'in arkadaşları da bu ruhu görmek istediler.

Hz. Muhammed dua etti. Başlarında Türk başlıkları bulunan silâhlı, kırk atlı göründü. Satuk Buğra Han ve arkadaşları selâm verip uzaklaştılar. Bu olaydan üç asır sonra Satuk Buğra Han, Kaşgar Sultanının oğlu olarak dünyaya geldi.

Satuk Buğra Hanın doğduğu gün yer sarsılmış, mevsim kış olduğu halde bahçeler , çayırlar çiçeklerle örtülmüştü. Falcılar bu çocuğun büyüyünce Müslüman olacağını söyleyerek öldürülmesini isterler. Satuk Buğra Hanı, annesi : " Müslüman olduğu zaman öldürürsünüz." diyerek ölümden kurtarır. Satuk Buğra Han 12 yaşında arkadaşlarıyla birlikte ava çıkmaya başlar. Avda oldukları günlerden birinde kaçan bir tavşanın arkasından hızla koşarken arkadaşlarından uzaklaşır. Kaçan tavşan durur ve bir ihtiyar insan görünümü kazanır.Satuk Buğra Han'ın sonradan Hızır olduğunu anladığı bu yaşlı kişi ona Müslüman olmasını öğütler ve İslâmiyet'i anlatır. Satuk Buğra, Kaşgar hükümdarı olan amcasından İslâmiyeti kabul etmesini ister. Kaşgar Hanı, Müslüman olmayacağını söyler.

Satuk Buğra Han'ın işaretiyle yer yarılır ve hükümdar toprağa gömülür. Satuk Buğra Han hükümdar olur ve bütün Türk ülkeleri onun idaresinde İslâmiyeti kabul ederler. Satuk Buğra Han, ömrünü Müslümanlığı yaymak için mücadele ile geçirmiştir. Menkabelere göre Satuk Buğra Han'ın düşmana uzatıldığında kırk adım uzayan bir kılıcı varmış ve savaşırken etrafına ateşler saçıyormuş.

96 yaşında Tanrıdan davet almış bu sebeble Kaşgar'a dönmüş ve hastalanarak burada ölmüştür.