Yeniçağ

Girişimci olmanın 5 püf noktası

Yaratıcı bir girişimci olmanın püf noktalarını açıklayan tarihçi ve davranış bilimci Dr. Nil Keskin, iş hayatında başarı için bilgi, yetenek ve kendine inanma dışında, eril ve dişil yetkinliklerin dengesine dikkat çekti.

Girişimci olmanın 5 püf noktası

Tarihçi ve davranış bilimci Dr. Nil Keskin, Tink Teknoloji ve İnsan Koleji’nde organize edilen Tink Talks etkinliğine katıldı ve girişimci olmak isteyen gençlere tavsiyelerde bulundu.

Nil Keskin,iş hayatında başarılı olmak için eril ve dişil yetkinliklerin dengesi hakkında gençleri bilgilendirdi. Daha yaratıcı bir girişimci olmanın püf noktalarını açıklayan Keskin, hayal gücünün önemine dikkat çekti. 

Mutluluk ve başarının sırrı dengede kalabilmek

“Eril ve dişil yetkinlik farkındalığı ile yaşama yön vermek, dengeli bir hayat sürmemizi ve daha mutlu olmamızı sağlar” şeklinde konuşan Nil Keskin sözlerini şöyle sürdürdü: Her ne kadar, kadın veya erkek olarak dünyaya gelsek de her birimizin içinde aynı anda dişil ve eril yönler ve davranışlar bulunmaktadır. Bedenimizde ve ruhumuzda bu iki eğilimin oranı ruh halimizi etkilemektedir. Modern hayatın getirdiği yaşam formatında insanlar o kadar meşgul ki, içlerinde olup bitene kulak vermek ve anlamak için kendine çok az zaman ayırıyor. Bu da bir süre sonra iç dünyamızda bir bölünmeye ve derin benliğin giderek kaybolmasına neden oluyor. Düzenli olarak içsel dünyaya yönelmek ve iç sesimizi dinlememiz gerekiyor. Mutlu bir hayatın formülü aslında bilinçli yaşamaktan geçiyor… Öncelikle, anne ve babalar kendi eril ve dişil yönlerini iyi tanımalı. Ardından çocuklarının da bu yönlerini görüp, onları olduğu gibi kabul edip, iyi yaşam uygulamaları ile kişisel gelişimlerine ve dengede var olabilmelerine destek olmaları oldukça önemli.

Evdeki görev dağılımlarından, ifade özgürlüğüne, yaşam ve eğitim koşullarından, meslek seçimlerine kadar her konuda çocuklarımıza daha bilinçli yaklaşmalı, tabuları bir kenara bırakıp, onların özgür ve özgün kalmasına imkan tanımalıyız. Annelerin, bedenleriyle barışık, öz şefkatli ve özgüvenli, sınırlarını çizebilen, alma verme dengesi yerinde, kendini özgürce ve cesurca ifade edebilen genç kızlar yetiştirmesi gerekiyor. Diğer taraftan erkek çocuklarını ise; kibar, saygılı, eylemleriyle hayatın içinde rol alabilen, hedeflerine odaklanıp, sonuç yaratabilen, iş, okul ve özel yaşamlarında ahenk ve uyumu deneyimleyebilen bireyler olarak yetiştirmelerini öneriyorum. Hem kız, hem de erkek çocuklarımızın, birbirlerinin biyolojik farklarını kabul ederek, toplumsal eşitlik kavramında buluşabilmeleri için biz anne ve babalara çok büyük sorumluluklar düşüyor. Sarf ettiğimiz her bilinçli adım; hem çocuklarımızla bağımızı güçlendirecek, hem de kollektif bir fayda sağlayacaktır.”

İyi yaşamı; “yaşadığımız dünyanın zıtlıkları içinde DENGEMİZİ bulabilmek” şeklinde tanımlayan Nil Keskin eril ve dişil dengeyi sağlamak için atılabilecek katılımcılara dair şu bilgileri verdi: “Miras aldığımız toplumsal davranışlar, tabular, yeni dünya düzeni, endüstri 5.0 gibi gelişmeler neticesinde yaşam kalitesini belli standartta tutmak ve dengede kalabilmek oldukça yorucu olabiliyor. Tüm olumsuz koşullara rağmen kendi içinde dengesi olan bireyler, kolaylıkla hedefe odaklanabilir, her türlü ilişkilerini yönetebilir, yaratıcılıklarını ortaya koyabilir ve en güzeli içlerindeki potansiyelleri özgürce yaşayabilirler.

Eril ve Dişil nedir? Dengeyi nasıl bulacağız?

Eril yönümüz; hepimizde olan eylemsel, dinamik tarafımız ve bunun altındaki yetkinliklerimiz. Sonuç odaklılık, hedefe doğru odaklanma gibi… Dişil yönümüz ise durağan ve bu durağanlıkta erdemleriyle var olan, düşünen, şefkatini ortaya koyan, yaratan, bütünsellikte kalabilen oluş halimiz... Eril ve dişil enerjimiz, birbiriyle ahenk ve uyumda olduğunda bir birey gerçek anlamda iyi oluş halinde olabiliyor. Ya da herhangi bir ortamda bu özellikler özgürce yaşanabildiğinde sağlıklı ilişkiler, bolluk ve bereket ortaya çıkabiliyor. Fakat bu bilince erişmek farkındalıklı adanmış yolculuklar istiyor. 

Her bireyin içinde eril ve dişil erdemlerin olduğunu biliyoruz ancak uzun süredir yaptığımız araştırmalar gösteriyor ki; toplumdaki çoğu birey, bunların arasındaki dengeden uzak ve bilinçsiz bir yaşam sürüyor. Bunun sonucunda ise çeşitli sağlık problemleri ile karşı karşıya kalıyoruz, hem ilişkilerinde hem de iş ve okul hayatında sorunlar yaşıyoruz.

Örneğin; doğasında şefkat, yaratıcılık, bütünsellik, empati, süreç odaklılık gibi yönleri olan dişil yönümüzü uzun zamandır görmezden geliyoruz. Günümüz koşularında; rekabet, hız, verimlilik, mükemmeliyetçilik, güç, hırs gibi eril erdemler daha öne çıktı. Özellikle kadınların da bunu davranışı benimsemesiyle öfke, gerginlik, odaklanamama, baskıcılık, hayatı kontrol altına alma isteği dışında; sessizleşme, içindekileri ortaya koyamama hali gibi dengesizlikler baş gösterdi. Diğer taraftan strateji geliştirme, sonuç odaklılık, vizyon, karar alabilme gibi becerileri ortaya koyan eril yönümüz, yine bu yapıcı olmayan ortamlarda ya pasifliğe ve eylemsizliğe ya da şiddet içerikli öfke dolu davranışlara evrildi. Ataerkil yanılgıların başında gelen aşırı vericilik, mükemmeliyetçilik, sosyal onay ihtiyacı başta kadınların üzerinde çok yoğun etkiler yaratarak bedensel, zihinsel ve ruhsal sorunlar yaratmaya başladı. Dünya Sağlık örgütü araştırma verilerini incelediğimizde pek çok fiziksel rahatsızlığın temelinde geçmişten bugüne tekrar edilmiş davranışların, tutumların ve düşünce kalıplarının olduğunu görüyoruz. Bu nedenle toplum sağlığı için eril ve dişil yetkinliklerimizi dengelememiz gerekiyor. ”

Dr. Nil Keskin kendi işini kurmak isteyen gençlere tavsiyelerde bulunmayı da ihmal etmedi.

 "Girişimcilik Türk insanının DNA’sında var. Türkiye’nin genç nüfusu beni heyecanlandırıyor” diyen Keskin: “Tink Koleji girişimciliği destekleyen bir okul. Birçok akranınıza göre oldukça şanslısınız. Öncelikle bu değerin farkında olmanızı rica ediyorum. Girişimcilik Türk insanının DNA’sında var. Yeni jenerasyonun bu konuda çok daha kararlı ve istekli olması, yarınlara umut dolu gözlerle bakmama vesile oluyor. Hayaliniz girişimci olmak ise özgün ürün geliştirmeye odaklanın. Diğer insanların yaptıklarını yapmayın, yenilikçi olun. Aynı şeyleri farklı ve iyi yapmaya özen gösterin. Uzun vadeli vizyona ihtiyacınız var. 10 yıllık planınız olmayabilir ama bir vizyonunuz olsun. Bir şeyleri hızlı bir şekilde ortaya çıkarın ve prototip haline getirin. Daha fazla soru sorun, oturduğunuz yerden kalkın ve harekete geçin, hayal kurmaktan ve kendinize inanmaktan vazgeçmeyin. Kendi işini kurmak isteyen gençlerin hem üniversite yıllarında hem de mezun olduktan sonra yapması gereken çok şey var. Bunların başında öğrencilik yıllarında yaz tatillerinde staj yapmak, girişimcilik üzerine en az beş kitap okumak, yeni girişimlerde ücretsiz çalışmak geliyor. Eminim hepiniz gelecek yıl, Türkiye’nin en iyi okullarında öğrenci olacaksınız. Üniversitenin ilk yılından itibaren ilgilendiğiniz alanda Türkiye’den 5-10 yeni girişim seçip onları yakından takip etmeniz, yeni girişimlerin yaşam döngüsü hakkında ciddi bir bilgiye kavuşmanızı sağlayacaktır” sözleri ile gençlere cesaret aşıladı. 

Organizasyon sonunda öğrenci, öğretmen ve velilere eril ve dişil denge meditasyonu yaptıran Nil Keskin’ e Tink Tink Teknoloji ve İnsan Koleji Kurucusu Zeynep Dereli, katkılarından dolayı teşekkür etti.  Dereli “ Öncelikle bu organizasyonu gerçekleştiren Tink ailesinin değerli öğretmen ve öğrencilerine teşekkür ediyorum. Bilindiği gibi gençlerin eğitimine, sosyal hayatlarına ve kariyerlerine teknolojiyi entegre etmek, dijital yetkinlikler ve girişimcilik ruhu kazanmalarını sağlamak amacıyla kurulan Türkiye’nin ilk insan odaklı teknoloji koleji olan okulumuz, bu doğrultuda 2020 yılında World Education Week kapsamında gösterdiği üstün başarıyla Tekno-Girişimcilik programı alanında dünyanın en inovatif 100 okulundan biri seçilerek dünya çapında tanınan bir kurum haline dönüşmüştü. Bu başarıya giden yolda öğrencilerimizin ortaya koyduğu girişimcilik ve inovasyon projeleri en önemli faktörlerdendir. Tink’te; risk alabilen, gerçek yaşamı deneyimleyen, yaratıcı düşünerek geleceği hayal eden ve eğlenerek öğrenen gençler yetiştiriyoruz. Bir eğitim kurumunun en övüneceği ve başarısının ispatı hâlihazırda eğitimlerine devam eden öğrencilerinin ve mezun olan öğrencilerinin neler yaptığı hangi üniversitelere yerleştiğidir. Burada hiç mütevazi olmadan söyleyebilirim ki öğrencilerimiz daha lisedeyken geliştirdikleri tekno-girişimcilik projeleri ile şirketlerini kurmaya başlıyorlar. Bilişim, sağlık, savunma sanayi, yazılım ve lojistik sektörü başta olmak üzere öğrencilerimiz ve mezunlarımız Tink’te almış oldukları eğitim ve okulumuzun tıpkı bugün olduğu gibi geliştirdikleri sosyal ağları sayesinde girişim projelerine yatırım aldılar. Bu girişimlere örnek olarak; nefesten ateş ölçer, otonom hijyen robotu, stajyer arayanlar ile staj yapmak isteyenleri buluşturan online platform, mikro mobilite projeleri ve yangın söndüren otonom drone projelerini sayabiliriz. Yine mezunlarımız Türkiye'den lise çağında dünyanın en iyi yazılım üniversitesi olan, ABD Silikon Vadisinde de kampüsü bulunan Ecole42’den tam burslu okuma hakkını kazanan tek öğrenciler oldular. Bunun yanı sıra ABD, Avrupa ve Asya kıtalarında bulunan akademik başarısı yüksek birçok üniversiteye kabul aldılar. Türkiye’de gözde üniversitelere tam burslu yerleştiler. Geleceğe yön verecek Tink Jenerasyonunu başarı ile yetiştirdiğimiz bu yolculuğumuza değerli katkılarından ötürü Sayın Nil Keskin’e teşekkür ederim. Dr. Nil Keskin ve Goddess ekibine dünya genelinde bilge kadın ruhunu öne çıkarmayı, kadınların içlerinde var olan ve takdir görülen özellikleri tekrar canlandırmayı, daha mutlu ve huzurlu insan yetiştirebilmeyi hedefledikleri bu yolda başarılar dilerim” dedi.

Yorumlar