Sağlık

Yazın deodorant kullanımı zararlı mıdır? Kozmetik ürünlerle ilgili dikkat edilmesi gerekenler

Deodorant ve roll on yazın en çok tüketilen kozmetik ürünler arasında. Peki bu ürünlerin sağlığa bir zararı var mıdır? Yazın kozmetik ürün kullanımında nelere dikkat edilmeli? Tüm merak edilenleri sizler için derledik.

Yazın deodorant kullanımı zararlı mıdır? Kozmetik ürünlerle ilgili dikkat edilmesi gerekenler

Yazın gelmesiyle birlikte deodorant kullanımı da arttı. Piyasada çok sayıda deodorant, roll on gibi kozmetik ürün bulunuyor. Peki bu ürünler nasıl kullanılmalı? Özellikle yaz aylarında güneş ışığına maruz kalanlar nelere dikkat etmeli?

Merak etilenleri Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi Dermatoloji Bölümü Uzman Doktor Zeynep Büşra Balık’a sorduk.İşte aldığımız cevaplar:

Deodorantlar ve antiperspirantlar en fazla kullanılan kozmetik ürünler arasında yer alıyor. Deodorantlar kötü kokuları maskelerler. Antiperspirantlar ise ter miktarını azaltırlar. Antiperspirantların aktif maddesi genellikle alüminyum temellidir. Bu madde koltuk altı ter bezlerini tıkayarak terlemeyi azaltır.

Özellikle erkeklerde kadınlara kıyasla daha yoğun terleme görüldüğünden kadınların kullandığı ürünlerde alüminyum oranı yüzde 10-25 iken; erkeklerin kullandıklarında bu oran daha da yükseliyor.

Deodorantların bakterilerin, antimikrobiyal maddelerle azaltılması ve ortamda bulunan herhangi bir kokunun, güzel koku vericiler ile kapatılması şeklinde iki etkisi bulunur. Her iki ürün de içerdikleri bazı maddedeler nedeniyle çeşitli sağlık sorunlarına neden olabilirler.

Yazın sıkça kullandığımız deodorant ve rolonların zararları var mı?

Bu ürünlerin en sık rastlanan zararlı etkilerinden biri nonspesifik irritan reaksiyonlar ve üründeki maddeye duyarlılık sonucu gelişen alerjik kontakt dermatittir. Kadınlarda daha sık görülmektedir.

Bu ürünlerdeki alerjik kontakt dermatite neden olabilecek en fazla karşılaşılan maddeler geraniol, eugenol ve hidroksi sitronellal’dir. Bunlar güzel koku verici karışımında bulunabilirler.

Nemlendirici, antiseptik ve koruyucu özelliklerinden faydalanmak amacıyla bu ürünlerde kullanılan bir diğer madde propilen glikoldür ancak bu maddenin güçlü irritan özelliği de vardır. Bu ürünlerin bazılarında bulunabilen ylang-ylang yağı ve limon yağı gibi esansiyel yağlar alerjik kontakt dermatitte göz önüne alınması gereken önemli alerjenlerdir.

Deodorant kullanımı meme kanserini tetikliyor mu?

Bu ürünlerin nadir olarak görülen yan etkileri ise deri granülomlarıdır. Kesinliğe ulaşmamış toksik etkileri meme kanseri ve alzheimer hastalığıdır.

Yapılan bazı çalışmalarda antiperspirant ve deodorant kullanımı ile meme kanseri ve Alzheimer hastalığı arasında ilişki olabileceğine yönelik uyarılar bulunmaktadır. Çeşitli raporlar bu ürünlerdeki zararlı maddelerin deriden absorbe olabileceği veya koltuk altının tıraşlanması sonucunda oluşan yarıklardan vücuda girebileceğini iddia etmektedir.

Bu ürünlerin memeye yakın alanlara uygulanmalarından dolayı ve çalışma sonuçlarında meme kanserinin memenin dış kadranında daha sık görülmesi sebebiyle meme kanseri ile ilişki olabileceği belirtilmiştir.

Ayrıca alüminyum içerikli ürünlerin vücudumuzun en küçük yapı taşı olan hücrelerimizde DNA bozukluklarına yol açarak kanser gelişimine neden olabileceği de düşünülmektedir.

Konu ile ilişkili bir diğer madde ise parabendir. Methylparaben, ethylparaben, buthylparaben ya da benzylparaben gibi farklı çeşitleri bulunan parabenler petrolden elde edilmektedir.

Benzoik asidin bir türevi olan parabenler, ürünlere antibakteriyel, antifungal etkileriyle birlikte raf ömrünü uzatabilmek amacıyla katılmaktadır. Ancak bu maddelerin de meme hücrelerinde östrojen aktivitesini taklit ettiği yönünde uyarılar vardır.

Deodorant seçerken neye göre tercih yapmalıyız?

Bu nedenle deodorant ve roll on seçiminde bahsi geçen bu maddeleri içermeyen doğal ürünlerin tercih edilmesi gerekmektedir. Bu ürünlere alternatif olarak terlemeyi engelleme amacıyla botox uygulaması yapılabilmektedir.

Terlemenin sosyal yaşamı etkileme düzeyinde yoğun yaşandığı hastalarda topikal ve sistemik antikolinerjik ilaçlar, iyontoforez, mikrodalga termolizis, lazer, fokus ultrason ve cerrahi tedaviler uygulanabilmektedir.

Kaynak: TRT Haber
 

Yorumlar