Ruhsal

Ölüm ve yaşam döngüsü içimizde de süreklidir

Sonsuz yaşam döngüsünde hiç bir şeyin yok olmaz, yalnızca form değiştirir.

Ölüm ve yaşam döngüsü içimizde de süreklidir

HER ŞEY DÖNÜŞÜR...

Sevdiğimiz bir insanı kaybettiğimizde, bitmeyecekmiş gibi görünen bir keder yolculuğuna çıkarız.
Acımız öylesine yoğundur ki, bir daha asla gülümseyemeyeceğimizi düşünürüz.
Kaybı izleyen yıldönümleri zordur.
Sevdiğimiz kişinin bir yıl daha geçmişte kalacağı, bizim yaşayacağımız yeniyi onun asla yaşayamayacağı gerçeği yüreğimize taş gibi oturur.
Derin yas mevsimi yavaş yavaş geçmeye başladıktan sonra, sonların yeni başlangıçlara yol açtığını fark eder, bazen bu fark edişten suçluluk duyarız.

Babamın bir ölüm yıldönümü daha yaklaşıyor.
O, muazzam sevgi ve şefkatiyle, yaşamımda attığım her adımın arkasında duran, bana cesaret veren kayamdı.
Kaybının üzerinden geçen uzun yıllara rağmen, adını her andığımda gözlerim yaşarıyor.
Çok özlüyorum.

Böylesi anlarda kendime Alan Watts'ın koanını hatırlatıyorum:
"Elimi açtığımda yumruğum nereye gider?
Ayağa kalktığımda kucağım nereye gider?"
Watts, sonsuz yaşam döngüsünde hiç bir şeyin yok olmadığını, yalnızca form değiştirdiğini anlatıyor dizelerinde...

Gerçekten de ölüm, tıpkı kelebeğe dönüşen tırtılın geçirdiği türden bir dönüşümdür.
Tırtıl ölür ama güzel kanatlı bir varlık olarak yaşama başlar...
Ölüm ve yaşam döngüsü içimizde de süreklidir. Tüm hücrelerimiz kendini yeniler.
Vücudumuz gibi düşüncelerimiz de öyle...
Değişir, dönüşür ama yok olmazlar...

Hasret acıttığında, babamın yeşeren dalda, gökten düşen yağmur damlasında, içime çektiğim havada olduğunu hissedip gülümsüyorum.

Biliyorum ki keder, aynı anda kalpte derin üzüntü ve neşeyi barındıran yegâne insani deneyimdir.
Ve ölüm, sadece bir bakış açısı değişikliğidir.

Doç. Dr. Şafak Nakajima - mistikalem

www.safaknakajima.com
0212 570 80 20

Yorumlar