Ruhsal

Daha yaşanılır dünya için ilk adım duygusal pozitiflik olmalı

2. Nörobilim Kongresi, Üsküdar Üniversitesi’nde başladı

Daha yaşanılır dünya için ilk adım duygusal pozitiflik olmalı

Üsküdar Üniversitesi Altunizade Yerleşkesi Nermin Tarhan Konferans Salonu’nda düzenlenen 2. Nörobilim Kongresi farklı alanda çalışan birçok akademisyen ve bilim insanını bir araya getirdi. Disiplinler Arası Beyin Araştırmaları Derneği tarafından düzenlenen, eş başkanlığını Üsküdar Üniversitesi Öğretim Üyesi, NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Nöroloji Uzmanı Doç. Dr. Barış Metin ve Prof. Dr. Erdem Tüzün’ün yaptığı kongrenin bu yılki teması “Sinirbilime Prospektif Bakış ve Spor Genetiği” olarak belirlendi.

Prof. Dr. Nevzat Tarhan: Gençlerin nörobilime sahip çıkması beni heyecanlandırdı

Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Değişen Psikoloji ve Mavi Beyin” başlıklı açılış konferansında üniversite olarak 2. Nörobilim Kongresine ev sahipliği yapmaktan duydukları memnuniyeti dile getirerek şunları söyledi:

“Kongreye geldiğimde iki şey beni heyecanlandırdı. Birincisi, gençlerin nörobilime sahip çıkması önemli. Bu bir vizyon işidir. İkincisi de Beyin Araştırmaları Derneği’nin disiplinler arası olması. Bu, şu açıdan önemli: Biz üniversite olarak AR-GE odağımız var. Üniversite olarak ilk G20’ye davet edildik, katıldık. G20’den önce N20 Neuroscience toplantıları oluyor. Nörobilimle ilgili disiplinler arası bir toplantı bu. Mühendisler, sosyal bilimciler ve beyin cerrahları, nörologlar, psikiyatristler bir araya geliyor. Multidisipliner bir toplantı. Multidisipliner bir toplantının yeni bilgilere ulaşmakta çok önemli olduğunu, bu disiplinler arası Beyin Araştırmaları Derneği’nin kurulması önemli bir vizyon, iyi bir çalışma. Geleceği olan bir çalışma, bu heyecanlandırdı.”

Nörobilim, politika belirleyicilerin ilgilendiği bir alan

Nörobilimin tüm dünyada önem kazandığını ifade eden Tarhan, politika belirleyicilerin ilgilendiği bir alan olduğunu kaydetti. Üsküdar Üniversitesi’nin AR-GE odağı olarak nörobilimi seçtiğini ifade eden Tarhan, dünyada bu alandaki çalışmaları yakından takip ettiklerini ve katkıda bulunmak amacıyla ellerinden geleni yaptıklarını söyledi.

Mavi Beyin çalışmaları psikolojiye yeni ufuk açtı

90’lı yıllarda psikolojinin bir devrim yaşadığını belirten Prof. Dr. Tarhan, “Duyguların artık bilimsel bir kategori olduğu anlaşıldı. Descartes’in ‘Düşünüyorum o halde varım’ sözü, ‘Düşünüyorum, hissediyorum o halde varım’a dönüştü. Spirüaite çalışmaları ile artık ‘İnanıyorum o halde varım’ sözü bilimsel dayanak buldu. Bu çerçevede 2000’li yıllarda İsviçre’de Avrupa’nın “Human Brain Project”i başladı. Bu çalışmalara Mavi Beyin çalışması denildi. Mavi beyin çalışmalarında dijital sistemler, genetik algoritma, nöral network kullanılarak otonom robotlar yapılmaya başlandı. Bu sonuç, yapay zekânın insan yerine geçip geçmeyeceğini gündeme getirdi. Hastalıkların tedavisinde ve davranışların değiştirilmesinde psikopatolojik stratejileri yeniden konuşmak zorunluluğu ortaya çıktı. Artık depresyon, Alzheimer, şizofreni, otizm gibi hastalıkların tedavisinde nöroteknoloji ortaya çıktı” dedi.

“Bizim ruhsal rahatsızlık dediğimiz şey, beyinsel karşılığı olan rahatsızlıklardır” diyen Prof. Dr. Nevzat Tarhan, artık bilge hekimlik döneminin geride kaldığını, beyin görüntüleme başta olmak üzere gelişen teknolojiler sayesinde ölçülebilir yöntemlerin önem kazandığına dikkat çekti.

Sosyal medya kuşağına dikkat çekti

Z kuşağı denilen kuşağın sosyal medya kuşağı olduğunu ifade eden Tarhan, “Gençlerin büyük çoğunluğu böyle. Şu andaki sosyal medya kuşağıyla ilgili İngiltere Manchester Üniversitesi’nin 55 bin kişi üzerinde yaptığı bir çalışma var.Araştırmada, 16-24 yaş arasındaki gençlerin sosyal yalnızlık sorunları olduğu belirtiliyor ve 2 şeyden bahsediliyor. Birincisi, 16-24 yaş arasındaki gençler dişlerini fırçalamıyorlar. Özbakımları bozuk. İkincisi de sıcak yemek yemiyorlar. Böyle bir kuşak geliyor” uyarısında bulundu.

21. yüzyıl becerisi; insanlarla birlikte ilerlemek

 

21. Yüzyıl becerisinin iş birliği olduğunu belirten Prof. Dr. Tarhan, başarının üçayağını, “duygusal pozitiflik, zihinsel esneklik ve davranışsal kucaklayıcılık” olarak sıraladı. Prof. Dr. Nevzat Tarhan, gençlere şu tavsiyelerde bulundu: “Başarının üçayağı: Duygusal pozitiflik, zihinsel esneklik, davranışsal kucaklayıcılık. Beynimiz bunu yapıyor. Ama insanlar bunu yapamıyor. İlk adımımız duygusal pozitiflik olursa, dünya daha yaşanılır olur. İnsanları yönetmek değil, insanlarla birlikte ilerlemek, 21. Yüzyıl becerisi. Bunu da multidisipliner olarak yapmamız gerekir” dedi.

Doç. Dr. Barış Metin, açılış konuşmasını yaptı

 

Kongrenin açılış konuşmasını yapan Üsküdar Üniversitesi Öğretim Üyesi, NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Nöroloji Uzmanı Doç. Dr. Barış Metin, 2011’de kurulan Üsküdar Üniversitesinin temel felsefesinin nörobilim olduğunu söyledi. Kongrenin düzenlenmesinde çok büyük bir emek bulunduğunu ifade eden Doç. Dr. Barış Metin, kongreye çeşitli alanlardan birçok akademisyen, bilim insanı ve uzmanın katıldığını, sinir bilimle ilgilendiren birçok disiplinin kongrede buluştuğunu söyledi. ABD’de 2015 yılında başlatılan Beyin İnisiyatifi Girişimine de değinen Doç. Dr. Metin, Çin’in de benzer çalışmalar başlattığını söyledi.

Sinirbilim uzmanı, akademisyen Prof. Dr. Erdem Tüzün de kongrenin güçlü bilimsel yönü kadar alanlar arasında iş birliği sağlanması amacıyla sinir bilimin içeriğini kapsayan, birçok bilim dalına yer vererek genç yeteneklerin bilime ve beyne olan ilgilerini artırmayı ve onlara bilgilerini ifade edecekleri bir ortam sunmayı amaçladıklarını kaydetti.

Sağlıklı düşünen beyinlere ihtiyacımız var

Türkiye Zekâ Vakfı Başkanı Emrehan Halıcı ise Türkiye’de bu tür toplantıların giderek artmasını son derece önemli bulduğunu belirterek, sağlıklı bir toplum için sağlıklı düşünen beyin ve bireylere ihtiyaç olduğunu ve dünyamızda var olan sorunların çözülebilmesinin ancak bu şekilde gerçekleşebileceğini ifade etti.

Prof. Dr. Sinan Canan: “Sıkılmayı biz icat ettik”

Üsküdar Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sinan Canan, “Sinirbilim ve Kaos Teorisi” başlıklı sunumunda bilimin çeşitli alanlarını ilgilendiren kaotik sistemlerin tıptan, biyolojiye mühendislikten matematiğe kadar pek çok alanda kullanıldığını söyledi. Tabiatın sisteminin kaos içerdiğini, insanoğlunun buna direnerek düzen oluşturduğunu belirten Prof. Dr. Sinan Canan, “Tabiatın kendi işleme sistemi var ve bu aslında bizim beynimizin de biyolojimizin de içinde şekillendiği ana döl yatağı diye düşünebiliriz. Dolayısıyla aslında bizim sistemimiz kaos düzenine uygun bir sistem fakat biz sonradan bilim, teknoloji, analiz yapınca buradan biraz koptuk ve şu anda anlama konusunda bir zorluk çekiyoruz. Düzeni oluşturmak ve muhafaza etmek için biz sürekli enerji sarf etmek zorundayız. Biz tabiatın o öngörülemez, hesabı kitaba gelmez kaosunu bıraktık ve kendi düzenimizi inşa ettik. Her şeyi de bunun içinde yaşıyoruz. Yaşadığımız sorunların, patolojilerin büyük bir kısmı da belki bu uyumsuzluktan kaynaklanıyor. Kaosta bir gevşeklik var, bizim düzende saat var, mesai var. Aynı zamanda kaosta keyif, düzende sıkıntı var. Sıkılmayı biz icat ettik. Tabiatta yaşayan atalarımızın böyle bir şey yaşamadığını düşünüyoruz. Dolayısıyla kaos aslında içine girdiğimizde çok kolay anlayabileceğimiz ve kendimizi çok yakın hissedebileceğimiz bir konu” diye konuştu.

Açılış konferansının ardından Disiplinler Arası Beyin Araştırmaları Derneği Başkanı Selin Yiğit tarafından Prof. Dr. Nevzat Tarhan’a teşekkür plaketi verildi.

Derin öğrenme ve nöropsikofarmakoloji konuşuldu

Üsküdar Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Türker Tekin Ergüzel’in “Medikal Veri Analizinde Derin Öğrenme” başlıklı sunumlarını gerçekleştirdiği programda, Üsküdar Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Korkut Ulucan’ın moderatörlüğünde “Medyanın Spora Bilimsel Bakışı” başlıklı panel düzenlendi. Kongrede Üsküdar Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tayfun Uzbay, “Nöropsikofarmakoloji nedir? Nöropsikiyatrik Hastalıklarda Hayvan Modelleri” başlıklı sunumu ile katıldı.

Kongre, iki gün sürecek

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Sultan Tarlacı’nın katıldığı bir başka oturumda ise “Nörobilimin geleceğinde bugünkü bilgiler ve geçmişteki serüvenine bakarak nasıl çıkarımlar yapabiliriz? Geçmişteki evrim gelecekteki beyin evrimimiz hakkında neler söyler? Bilincin ve zihnin ölümsüzlüğü mümkün olacak mı? Yapay zekânın ucunun nereye varacağını bugünden görebilir miyiz?” sorularının yanıtları arandı.

Üsküdar Üniversitesi Nörobilim Ana Bilimdalı Başkanı, NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Oğuz Tanrıdağ’ın “Nörobilim çağının verileri ve beyne dayalı eğitim modeli” , Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan’ın da “Siyasal davranışlarımıza yön veren faktörler ve beynimiz” başlıklı konuşmalarının da yer aldığı kongrede, Prof. Dr. Öget Öktem Tanör, Üsküdar Üniversitesi’nden Dr. Öğretim Üyesi Rüştü Murat Demirerer, NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Ergoterapi Uzmanı Shahram Mohseni ve Ergoterapist Muammer Aydoğdu’nun da aralarında bulunduğu isimler sunumlarıyla kongreye katıldı.

15-16 Aralık 2018 tarihlerinde düzenlenen 2. Nörobilim Kongresi’nde birçok kurs, panel ve konferans gerçekleştiriliyor. Yoğun katılımla gerçekleşen kongre, ÜÜ TV’den canlı olarak yayınlandı.

Yorumlar