Ruhsal

Bilgisayar oyunları sorunlu kişilikler yaratıyor

Aşırı oyun oynayan kişiler giderek içe dönük hale geliyor.

Bilgisayar oyunları sorunlu kişilikler yaratıyor

Psikayatri Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Tiryaki, aşırı düzeyde oyun oynayan kişinin gerçek ve toplumsal yaşam etkinliklerinden uzaklaştığını, dış dünya beklentilerinden koptuğunu ve giderek içe dönük yaşamaya başladığını söyledi.

Tiryaki, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bireyleri yalnızlaştırarak sorunlu kişilikler haline getiren oyun bağımlılığına karşı uyarılarda bulundu.

Bilgi ve iletişim teknolojilerinde son 10 yılda hızla gelişme sağlandığını, buna bağlı olarak özellikle çocuk ve ergen gruplarda teknoloji-internet kullanımına bağlı davranış değişikliklerin dikkati çektiğini belirten Tiryaki, bu durumun kaygı verici olduğunu söyledi.

Aşırı oyun oynayan kişilerin giderek içe dönük hale geldiğini vurgulayan Tiryaki, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Aşırı düzeyde oyun oynayan kişi, gerçek ve toplumsal yaşam etkinliklerinden uzaklaşır, dış dünya beklentilerinden kopar ve giderek içe dönük yaşamaya başlar. Kişi oyun oynayamadığında huzursuzluğa kapılır, gerginleşir. Bir sonraki oturumu yoğun biçimde düşünür. Bilgisayar oyunu oynamak için diğer etkinliklerini azaltır. Bilgisayarda oyun oynama süreleri hakkında yalan söyler, süreyi olduğundan az bildirir. Geceleri uzun saatler oyun oynar. Zaman zaman 8 saati bulan oyun sürelerine ulaşabilir. Bu tür bir değişimin sonucunda çocuk ve ergenlerde okul başarısında düşüş, oyunlar için harcanan para, kişiler arası ilişkilerde yaşanan öfke ve kendine güven sorunları, kişisel bakımda ortaya çıkan bozulmalar dahil birçok konuda olumsuz sonuçlar ile karşılaşmak söz konusu olur."

Tiryaki, bilgisayar oyunlarına olan bağımlılığın diğer bütün bağımlılıklarda olduğu gibi çok faktörlü biçimde ortaya çıktığını anlattı.

Artan teknolojik imkanların toplumsal davranışlarda ortaya çıkan değişimin sonucu olduğunun vurgulandığını aktaran Tiryaki, şöyle devam etti:

"Eğitimde değişen yaklaşımlardan eğlence yaşantısına kadar değişen olanaklar ve kültür, bireyin toplumla bağını oluşturan diğer ekonomik sebepler, çalışma hayatında ortaya çıkan değişimler, bilgisayar teknolojilerinde görülen ilerlemelerin bu sorunun ortaya çıkışında payı olduğunu söylemeliyiz. Tabii bağımlılık çerçevesinde değerlendirilen bir davranışın biyolojik temellerinden bahsetmezsek olmaz. Ancak bilgisayar oyunları bağımlılığı alkol-madde bağımlılığından farklı olarak daha çok davranışsal bağımlılıklara örneğin kumar bağımlılığına benzer. Bunun en önemli sebebi, dürtüsellik özelliği ile daha güçlü ilişkili olmasıdır. Psikolojik tarafı daha güçlü bir tür bağımlılık davranışıdır."

- "Çocuklar, ergenler ve yetişkinler risk altında"

Risk gruplarına vurgu yapan Tiryaki, çocuklar, ergenler ve yetişkin erkeklerin ilk akla gelebilecek risk grupları olduğunu belirtti.

Prof. Dr. Tiryaki, "Özellikle uzun saatlerini verimli ya da sağlıklı etkinliklerle düzenlenmemiş kişiler, örneğin açıktan okula gidenler, okul dışı zamanlarını uygun aktivitelerle doldurmayanlar risk taşımaktadırlar. Öte taraftan, ruhsal çöküntüsü olanların, kaygı bozukluğu ve düşük benlik saygısı olanların, toplumsallaşma becerileri düşük kişilerin risk altında oldukları söylenebilir. Çocukluk çağı dikkat eksikliği, hiperaktivite bozukluğu sorunları olanların da benzer şekilde risk altında olduğu vurgulanmalıdır." ifadelerini kullandı.

Tiryaki, aşamalı oyunların bağımlılığı tetiklediğine dikkati çekerek, şunları anlattı:

"Oyun bağımlılığının dünyada yapılmış Batı kaynaklı çalışmalarda çocuk ve ergenlerde yüzde 2-6 mertebesinde görüldüğü bildirilmektedir. Ülkemizde de ergenlerde yapılan çalışmalarda yüzde 1-1,5 bandında görüldüğünü gösteren çalışmalar yapılmıştır. Uzakdoğu'da Çin ve Tayvan gibi ülkelerde yüzde 7-10 mertebesinde oranlar bildiren çalışmalar mevcuttur. Bilgisayar oyunları oynayanların yüzde 15 kadarının bağımlılık düzeyinde bir davranış geliştirdiklerini bildiren yayınlar mevcuttur. Öte yandan çok güncel araştırmalar özellikle erişkin grupta oyun oynadığını bildiren kişilerin yüzde 65 kadarında herhangi bir bağımlılık davranışı olmadığını ancak yüzde 0,3-1 bireyde bozukluk kabul edilecek değişimlerden bahsedilebileceğini bildirmektedir."

Bilgisayar, internet ve oyun bağımlılığının henüz bir bozukluk (hastalık) olarak olarak kabul edilmediğine işaret eden Tiryaki, "Bu sorunun yönetiminde daha ağırlıklı olarak davranışçı müdahalelere dayalı psikoterapi teknikleri, kişinin kendini izlemesi teknikleri kullanılmaktadır. Toplumsal beceri eğitimleri, var olan ek ilişki sorunlarını hedefleyen terapiler ve diğer ruhsal bozuklukları hedefleyen bütüncül tedaviler değerlendirmelerin sonucunda kişiye özgü olarak düzenlenmektedir. Bu konu üzerinde daha fazla araştırma yapılması gereken büyüyen bir ilgi alanıdır." diye konuştu.

Oyun bağımlılığının "davranışsal bağımlılık" kategorisinde değerlendirilebileceğini aktaran Tiryaki, Dünya Sağlık Örgütü'nün bilgisayar oyun bağımlılığını "akıl hastalığı" olarak adlandırmasının böylesine büyüyen bir sorunu ilgililerin dikkatine sunmak, önleyici tedbir ve tedavilerin hazırlanmasına zemin hazırlamak noktasında önemli olduğunu vurguladı.

Tiryaki, sağlık politikaları bağlamında oyun bağımlılarına yönelik tanının hastalık ya da davranış bozukluğu olarak sisteme alınmasını desteklediğini sözlerine ekledi.

Yorumlar