25 Nisan -1 Mayıs haftası astrolojik bakış

25 Nisan 2022 Pazartesi
25 Nisan -1 Mayıs haftası astrolojik bakış
25 Nisan -1 Mayıs haftası astrolojik bakış

25 Nisan -1 Mayıs 2022 = “Dünya Evine Girmek…”

Hiçbir şey için ‘benimdir’ deme.
Yalnızca ‘yanımdadır’ de.
Çünkü ne altın, ne toprak, ne sevgili, ne eş,
ne yaşam, ne ölüm, ne huzur, ne de keder,
her zaman seninle kalmaz.”
David Herbert Lawrence

2022 yılının 17. Haftası; bedenimizi bıraktığımızda bizlerle sadece ebedi olarak ruhumuzun kalacağına dair bir uyanış deneyimi armağan ediyor. 

Dönme dolap misali içerisine hapsolduğumuz alışkanlık döngülerimizin bize işaret ettiği amaç ile yeniden bağ kurarak, içerisine doğduğumuz toplumun kültürel mirasından özgürleşmek, bireyselleşmemiz adına bizlere meydan okuyan yeni haftamız, kendi öz biricik ışığımızın izini takip edebilmemiz için gümüş bir kapı aralıyor, ancak bu kapıyı sadece görmeye hazır olanlar görebilir!

Yaşam/Hayat adını atfettiğimiz; ölüm-doğum döngüsünde tezahür ettirdiğimiz her eylemi (söz de bir eylemdir), bizzat kendimiz tarafından da deneyimleyemeye açık bir taahhüt veririz. Ancak bu eylem döngüsünden özgürleşmek olasıdır, sadece bir zamanın kalitesinde gerçekleştirdiğimiz eylemler ile karşı karşıya geldiğimizin ve bu eylemlerin amacını fark ederek perde arkasında bu eylemlerin faydalı yönünü gördüğümüzde gelecekten, gelecek geçmişi doğurduğu için dolayısı ile geçmişten de özgürleşmek bir ihtimaldir.

İşte bu uyanış haftasının 6. gününde (30 Nisan Cumartesi 23:27/Güneş Tutulması) ‘Baharın Güneş’ini simgeleyen, öz değer bilincimiz ve öz misyonumuzun farkındalığını ışıyan Boğa burcunun bereketli topraklarında, Merkür gezegeninin kısmi asalet ışığı altında birleşen Ay ve Güneş; bizlere: “…bir ihtimal daha var…” diye sesleniyorlar.

Ne dersiniz, “…bir ihtimal daha var, o da ölmek mi…?” 

Evet! Güneş Tutulması mevcut yaşam döngümüzde ruhsal potansiyelimize hizmet etmeyen  bir varoluş dinamiğinin beklenmedik ölümüne işaret ediyor. Yeni bir döngü başlarken mevcut hayatımızda beden almamıza vesile olan öz özleme dokunmak, ruhun dönüşüm sürecine teslim olarak, ölümlü doğamız ile yüzleşmek ve öz potansiyelimizin ışığı ile dünya evine girme vakti!

“Başkalarına en çok, kendinin en iyi versiyonu olarak yardım edersin.”
                                                                                           Patricia Spadaro

Güneş Tutulması anında kısmi asalet ışığı olan ve eş zamanlı olarak İkizler burcundaki seyahatine başlayacak olan dünün büyüsünü şimdinin bilimine dönüştüren Tanrıların Habercisi Hermes/Magus/Thoth/Anubis/Hanuman (Merkür gezegeni -30 Nisan-23 Mayıs- İkizler burcunda) haftanın akışında bireyselleşme sürecimizi, bir başka deyim ile hakikatimizi iletişimin ihtişamlı gücü ile yaratıcı bir tonda ifade etmemizi, destekliyor.

Hafta sonuna değin ışığını azaltan Ay; henüz doğmamış günler için duyumsadığımız “kaygı ve endişe” duygulanımlarının filizlendiği bilinç zeminini nasıl bir beslenme düzeni ile desteklediğimizi farkına varabileceğimize işaret ederken; bu süreçte mantra meditasyonları uygulamak, kundalini yoga ve derin dinlenme uygulamaları için verimli bir zaman akışı deneyimlemekteyiz.

Haftanın başlangıç günü (25 Nisan Pazartesi): hissetme fonksiyonumuz Ay, 13:14’e değin evrensel kardeşliğin, evrensel aklın simgesi Kova (Saka) burcunun fütürist rüzgarlarında herhangi bir rotaya bağlı olmaksızın boşlukta dalgalanarak ışığını küçültüyor. Bu bağlamda Ay’ın hiçlikten beslenen Balık burcunun evrensel sevgi okyanusuna dalışına (13:14) değin, zihnimiz biraz dalgalanabilir, konsantre olmak pek kolay olmayabilir. Bu süreci; enerjimizi iç dünyanıza yönelterek, dinlenerek ve iç sesimizi dinlemeye alan açarak değerlendirmek verimli olabilir. Ayrıca  meditasyon uygulamak için en verimli zaman kalitesi! Öğle vaktine kadar; günlük rutin akışımızda dikkatle ilerlemek işlevsel olacaktır. 

Ay’ın Güneş’ten  destek alacağı öğleden sonraki zaman dilimi Merkür gezegenin Neptün gezegenine destekçi dokunuşunu da göz önünde bulundurduğumuzda; hayal gücümüzden destek alarak kendimizi daha yaratıcı bir tonda  ifade edebileceğimiz bir sürece işaret ediyor. Ay, ışığını iyice azalttığı için isteklerimizi, desteklemeyen ihtiyaçlarımıza ilişkin farklı bir boyutta içgörü geliştirmeye açık yaratıcı ve güçlü bir gün. 

Haftanın ikinci günü (26 Nisan Salı): Ay, “evrensel sevgi” boyutunu ışıyan dişil/su elementi niteliğinde, bizlere sınırsızlığın yaratıcı gücünü işaret eden , şefkatli, merhametli, özverili, gizemli, yaratıcı doğası ile ‘insan bilinci’ ile ‘evrenin sonsuz bilinci arasındaki yanılsamaları çözümleyen Balık burcunun şefkatli okyanusunda bir mistik savaşçı edasıyla duyarlı kulaçlar atarken, hislerimiz eylemlerimizin rotasını belirleyebilir. Kendimizi ‘koruma’ amaçlı nasıl bir eylem döngüsü var ettiğimizi duyumsayabiliriz ve bu döngüyü Ay, Uranüs gezegenine destekçi bir tonda dokunduğunda yenilemek/değiştirmek üzere içsel sesimizin sezgisel rehberliğine güvenle başvurabiliriz. Genel olarak kendimizi özellikle duygusal boyutta cesaretle ifade edebileceğimiz gün akışında kendimiz ile ne ölçüde barışık olduğumuzu, temas halinde olduğumuz ilişki dinamiklerimiz bize güzel bir tonda yansıtabilir, uyanık olalım!

Haftanın ortasına vardığımızda (27 Nisan Çarşamba): kendimize bir iyilik bir de güzellik gerçekleştirmeyi hatırlayalım. Günü “geleceğimizi” sembollerle düşlemek, kendi içsel derinliğimizi keşfetmek  adına verimli bir şekilde değerlendirebiliriz (Merkür-Jüpiter sekstil açısı). Gün akışında Ay’ın birleşim (Venüs-Neptün-Jüpiter) ve sekstil açıları (Merkür-Plüton) ılımlı, barışçıl, anlayışlı, şefkatli, dönüşümsel bir atmosfere işaret ederken bu dinamik akışı kendi iç dünyamızdaki güzellikleri fethetmek adına değerlendirmemiz, Ay’ın ışığını iyice azaltmış olduğunu göz önünde bulundurduğumuzda daha işlevsel olabilir. Yaşamın sembolik diline konsantrasyonumuzu yoğunlaştırmamız, alışkanlık döngümüzü sezgisel bilincimizin ışığında gözlemlemeye vakit ayırmamız, yeni başlayacak Ay döngüsü için hayal gücümüzün ilham verici yaratıcı enerjisi ile imgeleme uygulamaları gerçekleştirmemiz, kendimizi dinleyebileceğimiz yaratıcı yazılar kaleme almamız faydalı olabilir. 16.35-19.09 zaman diliminde Balık burcunda boşlukta hayal alemine dalan Ay’ın enerjisi ile meditasyon uygulamak adına çok verimli bir zaman kalitesindeyiz! Ay, biricik aşkı Güneş ile birleşmek adına oldukça cesur bir ritimde ilerlemeye başlarken (19.09 Ay Koç burcunda) varoluşumuzun anlamını yeniden yaratacağımız yeni döngüye geçişten önceki son çıkışta Kiron’un bizlere aktarmak istediği önemli bir mesajı var! 

“Yaraların ışığın içeri girdiği yerdir.
Seni acıtan, üzen, sende yara açan her şey aynı zamanda seni kutsar.
Karanlık senin aydınlatıcı mumundur.
Yıkımın olduğu yerde hazine bulunur.
Yaralarından kaçma!
Yaraların, ışığın içine nüfuz edeceği yerdir"
                                               Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî

 Haftanın en lütufkar gününde (28 Nisan Perşembe): Ay, Koç burcunun lider bilincini ışıyan ateş çemberinde ‘balsamik fazda’; yara izlerimizin ışıdığı mesajları okumamızı, içsel varoluşsal güzelliğimizi-bilgeliğimizin sesi ile birleştirerek içsel zenginliğimize odaklanmamıza cesaretle öncülük ediyor (Ay-Kiron birleşimi). Ay ve Kiron ‘Merkür’ gezegenin kısmi asalet ışığında tam birleşim halinde iken; Merkür gezegeni Plüton gezegenine lütufkar bir tonda dokunuşu (Merkür-Plüton üçgen açısı) ve her iki gezegenin Jüpiter gezegenine destekçi bakışları, yaralarımızın ışığının hayatımızın anlamını dönüştürücü gücüne işaret ederken, kendini bilmenin, her şeyde ölçülü olmanın ve hayatı olduğu hali ile kabullenmenin gücünün altını çiziyor. 

Haftanın en güzel gününde (29 Nisan Cuma): Ay, balsamik fazda, Koç burcunun 3. dekanında (Venüs gezegeni yönetiminde), bir kahraman edası ile yeniliklere kabaran iştahının hevesi ile hızlı hızlı yol alırken Satürn gezegenine destekleyici bir tonda dokunuyor (Ay-Satürn sekstil açısı). Yaşam döngümüzdeki tecrübelerimizden edindiğimiz hayat/yaşam derslerimizi yeniden değerlendirerek içselleştirmek, duygusal dünyamızın karanlık dehlizlerini aydınlatmak ve köklerimizdeki gömülü hazinemizin iyileştirici gücünü duyumsamak (Ay-Plüton kare açısı), öz ışığımıza yönelik barikat duvarı ören dinamikleri yaşam döngümüzden serbest bırakmak adına güzel bir gün.

Hafta sonu, toprak elementinin dayanıklı ve istikrarlı zemininde kendimize uyanmanın, içsel huzurunu ve zenginliğini duyumsuyoruz. Üreme ve verimlilik sembolü Boğa burcunun sakin, dingin, huzurlu atmosferinde yeniden doğan Ay, sinir sistemimizin yeniden başlat tuşuna dokunarak sonuçlarına 28 Ekim 2023 tarihinde dokunabileceğimiz bir uyanış döngüsü başlatıyor… 

Haftanın altıncı günü (30 Nisan Cumartesi): büyük bir ruhsal dönüşüm sürecinin eşiğindeyiz. Hissetme fonksiyonumuz Ay, Boğa burcunun verimli topraklarında Güneş’e doğru istikrarla yol alırken Ay ile Güneş’in tam olarak birleşeceği 23.27’ye değin bir balinanın midesindeyiz. Kendi biricik misyonumuzu keşfetmek üzere kendi derinliklerimize dalacağımız bu geçiş eşiğinde iç sesimize yönelmek, bedenimizi derin bir ritimde dinlemek işlevsel olacaktır. 23.27’de Ay Güneş ile birleşirken Yeniay’ın ışığı Dane Rudhyar’ın deyimi ile; “evrensel ruhun yaratıcı gücü”*nü sembolize eden Uranüs gezegeni ile birleşiyor. *(Arroyo.,S, (2003)., Astroloji, Karma & Dönüşüm.,sy.: 60., İlhan Yay., İst. ) Okçu’nun yayının nişan aldığı istikamete doğru yaşam döngümüzdeki en köklü büyük dönüşüm sürecine okumuzu fırlatıyoruz.  Ve mavi bir peri okumuzun (niyetimiz), hedefimizi tam doksandan vurması için yardımcı oluyor. Hatırlamamız gereken; okun yaydan bir kere çıkacağı ve bu sürecin geri dönüşü olmayacağı bu nedenle rüzgârın yönünü iyi bir şekilde analiz etmek önemli! (Yeniayın doğum anında yükselen Yay burcu, Yeniay ın yönetici gezegeni Venüs gezegeni Jüpiter gezegeni ile birleşiyor, Yeniayın kısmi asaletinde yer alan Merkür gezegeni 0 derecede İkizler burcundaki yolculuğuna başlıyor). 

Haftanın son günü (1 Mayıs Pazar): 2022 yılının beşinci ayının ilk gününe yıldırım hızıyla uyanıyoruz. Sezgilerimizin biricik ışığının ritmini dinlemeye açık olduğumuz oldukça kıvılcımlı bir atmosfer deneyimliyoruz; Güneş Tutulmasının ardından Ay, Mars gezegeninden aldığı destek ile (Ay-Mars sekstil açısı) ışığını biricik dehamızı simgeleyen Uranüs gezegeni ile birleştiriyor ve Kuzey Ay düğümüne doğru güvenli adımlar ile ilerliyor. Biricikliğimizi güçlü bir tonda duyumsadığımız gün akışında eşsiz sesimizin yaratıcı gücünü sanatsal uygulamalar aracılığı ile maddi dünya aleminde köklendirebileceğimiz radikal bir gün. 

Özge Genlik - Mistikalem.com