2-8 Mayıs haftasının astrolojik yorumu

03 Mayıs 2022 Salı
2-8 Mayıs haftasının astrolojik yorumu
2-8 Mayıs haftasının astrolojik yorumu

2-8 Mayıs 2022 = “Hayat Bayram Olsa!”

“Şu dünyadaki en mutlu kişi mutluluk verendir.

Şu dünyadaki sevilen kişi sevmeyi bilendir.

Şu dünyadaki en güçlü kişi güçlükten gelendir.

Şu dünyadaki en bilgin kişi kendini bilendir.
Bütün dünya buna inansa! 


Bir inansa, hayat bayram olsa!

İnsanlar el ele tutuşsa

Birlik olsa

Uzansak sonsuza…”
-Şenay Yüzbaşıoğlu-

2022 yılının 18. Haftası heyecanlı ve süratli bir ritimde “inandığını gerçekleştir, eşsizliğini yansıt!” diye yüksek bir oktavdan sesleniyor…

Peki gerçekten neleri mümkün kılabileceğimize tüm kalbimizle inanmaktayız? 

Bu hafta özellikle hafta ortasından itibaren oldukça eksantrik bir ritimde “deliye her gün bayram” sözünü vurguluyor bu bağlamda içsel bilincimizin destek ve direnç noktalarını dürüstçe farkında olmamız ve zihnimizin bahçesindeki gübreleme sürecine odağımızı yöneltmemiz faydalı olabilir. 

“Ben size, sizin delilik sandığınız şeyin duyuların keskinliği olduğunu söylemedim mi?
Edgar Allan Poe

 ‘Baharın Güneş’ini simgeleyen, öz değer bilincimiz ve öz misyonumuzun farkındalığını ışıyan Boğa burcunun bereketli topraklarında tezahür eden Güneş Tutulmasının ardından  yeni hafta boyunca Ay ışığını büyütüyor (Yeniay ve Hilal fazlarında), kafamıza koyduğumuz her ne ise onu maddi somut alemde gerçekliğe dönüştürmek uğruna inatla  gerekirse kendimiz ile savaşmayı göze alarak, eşsiz ışığımızın zemininde dürüst olarak, sezgisel bilişimizin ritminde yaşam döngümüzün bir bölümünde radikal bir reform gerçekleştirmek adına yüreğimizi ortaya koyabileceğimiz canlandırıcı bir bayram şöleni sunuyor, gökyüzü .

“DEĞER Mİ HİÇ?” 

Hafta başı (2 Mayıs Pazartesi), güzellik Tanrıçası Afrodit, doğurganlığın Tanrıçası İnanna, dansın, müziğin, zevkin Tanrıçası Hathor, aşk ve sevgi ilkesini sembolize eden, doğum-ölüm döngüsünü yöneten, estetik anlayışımız, değer yargılarımız, çekim gücümüz,  yaşamımızda nelerden keyif ve zevk duyumsadığımızı ışıyan iştahımız, barışın, dengenin ve uyumun gücü, manevi-maddi değerlerimizin boyutunu belirleyen, öz-değer yargımızı ışıyan, tabiatın içsel ritmi; Venüs gezegeni 28 Mayıs tarihine değin gözü pek Koç burcunun samimi, etkin, yenilikçi, rekabetçi doğasında “değer mi hiç” diye sesleniyor!  Hızlı, çabuk etkin değerlendirmeler gerçekleştirmeye başladığımız bu yeni döngüde; Koç burcunda ‘zararlı’ konumda olan Venüs gezegeninin dispozitörü (yönetici gezegeni); Mars hiçlikten beslenen Balık burcunun derin okyanusunda, Venüs gezegeninin Balık burcunda yücelim asaleti kazandığını göz önünde bulundurduğumuzda; iki gezegen arasında bir karşılıklı etkileşim söz konusu bu bağlamda çekim sahasına girdiğimiz dinamiklerin uğruna mücadele etmeye değer mi? Sorusunu kendimize dürüstçe yanıtlamamız önemli olabilir.

Bire bir ilişki dinamiklerimizde “ben bilinci” nin ışığında cesurca ve hevesle kendimizi ortaya koyarken özgürlüğümüzü ön plana alıyoruz. Girişimcilik boyutunda iştahımız kabarırken özellikle maddi konularda risk alırken Güneş’in Boğa burcundaki seyrini göz önünde bulundurarak uzun soluklu işlevselliği olabilecek alanlara yatırım gerçekleştirmek daha verimli kazançlar sağlayabilir örneğin: kendimize yatırım gerçekleştirmek!

“Sözün kıymetini lal olandan,
Ekmeğin kıymetini aç olandan,
Aşk’ın kıymetini hiç olandan öğren.”
-Şems-i Tebrîzî-

 Haftanın başlangıç günü (2 Mayıs Pazartesi): Hissetme fonksiyonumuz Ay, Boğa burcunun 

3. dekanında (Satürn gezegeni yönetiminde) sorumluluklarınızın bilincinde gerçekçi ve anlayışlı bir ritimde haftaya başlıyoruz. Günün ilk bölümü daha ağır ve dingin bir ritimde, ikinci bölümü ise daha hafif ve hareketli bir ritmi ışıyor. 13.46’ya değin beş duyumuz ile duyumsadığımız yaşamın somut, keyif duyumsatan boyutunda algılarımız kökleniyor. Günün ilk bölümünde Ay önce kozmik antenimiz Neptün ardından Jüpiter gezegenine destekleyici nitelikte dokunuyor dingin ve huzurlu, hayal gücümüzün aktif olduğu bir akış hâkim, hislerimizin rehberliğine güven duyumsayarak korumacı bir tutum içerisinde olabiliriz. Ardından Plüton’a lütufkar bir ritimde dokunan Ay; yoğun bir duygusal paylaşım ihtiyacına işaret ediyor. İçsel derinliklerimizde biriktirdiğimiz duyguları kelimelere dönüştürmek ve sevgiyle ifade etmek adına öğle saatlerinde Ay’ın Venüs gezegenine destekçi dokunuşunun barışçıl atmosferinden fayda sağlayabiliriz. 

13.46 itibari ile Ay, meraklı İkizler burcuna geçişi ile hızlı ve hareketli bir atmosfere son sürat giriş gerçekleştiriyoruz. Ay, Merkür ile birleşmeye doğru yol alırken, iletişimin netleştirici ve birleştirici doğasını net bir biçimde gözlemleyebiliriz. Saat 19:10’da Aşkın, güzelliğin, barışın Tanrıçası Afrodit (Venüs gezegeni), Koç burcunun ateşli doğasına heyecanlı bir giriş gerçekleştiriyor. İlişki dinamiklerimizde kendimize güvenerek hızla, hevesle, “ben” bilinci ile özgürlüğümüzü ön planda tutmak isteyeceğimiz, finansal zeminlerde risk alma iştahımızın arttığı, hızlı değerlendirmeler gerçekleştireceğimiz oldukça süratli ve coşkulu bir döngü başlıyor. 

Haftanın ikinci günü (3 Mayıs Salı): Rüzgarlar konuşuyor: “Abrakadabra!”

Özümüzdeki cevherin kıymetini bilmeden eylemde olmayı seçersek oldukça havai bir gün deneyimlememiz çok olası! Aman fazla abur cubur bilgilerle zihnimizi beslemediğimizden emin olalım, israftan kaçınalım. Hissetme fonksiyonumuz Ay, (Yeniay fazında), iyi bir hikaye anlatıcısı meraklı İkizler burcunun 2. dekanında (Mars gezegenin yönetiminde) tam gaz yeni hedeflerine, yeni başlatacağı girişimlere yönelik güçlü bir iştahla bilgi toplama ihtiyacında ancak fazla merak her zaman iyi değildir!

Bugün zihinsel boyutta çok fazla uyarana maruz kalabiliriz adeta içimizdeki yanardağ lavlarını püskürtüyor olabilir (Ay-Mars kare açısı). Duyumsadığımız öfkeyi yaratıcı potansiyele dönüştürmek adına evimizde tasarım boyutunda birtakım değişikliler için kollarımızı ve aklımızı   sıvamayı seçmek faydalı olabilir.

 Ay’ın Mars gezegeni ile uzlaşı arayışı sürecinde o an hissettiklerimizi ve içimizde biriktirdiğimiz duyguları nişan almadan ateşlememiz mümkün olabilir. Sinirlerimizi gergin hissedebilir ve eleştiri tonumuzda abartılı olabiliriz. Bu bağlamda Jüpiter gezegeninin (Balık burcunda) Plüton gezegenine (Oğlak burcunda) destekçi dokunuşu ile; duyumsadığımız yoğun enerjiyi kafamıza koyduğumuz ve elde edeceğimize inandığımız hedeflerimizin toprağını gübrelemeye yöneltmemiz akıllıca olabilir. Yaşam döngümüzde bir reform hareketi başlatmak adına sihirli bir gün!

Haftanın ortasına geldiğimizde (4 Mayıs Çarşamba): “Çabuk, çabuk!” Beklemeye tahammülümüzün olmadığı bir atmosferde değişim şimdi olmalı diyerek kendi çizdiğimiz rotada son sürat giderken (Mars-Uranüs sekstil açısı), kurallara dikkat ettiğimize ve anlamı olmayan riskler üstlenmediğimize dair bir kendimizi yoklamamız yerinde olabilir (Ay-Satürn üçgen/ Ay-Neptün kare açısı).

Ay, (Yeniay fazında) ışığını İkizler burcunun esnek, şeffaf, değişken, neşeli, sosyal, öğrenci ruhlu doğasında merakla büyütüyor. Satürn gezegenine lütufkar bir tonda dokunurken, eş zamanlı olarak Neptün gezegeni ile uzlaşı arayışında (Ay-Satürn üçgen/ Ay-Neptün kare açısı). 

Eğer öğretmenimize hayal dünyamızda var ettiğimiz ideallerimizin hikayesini anlatırsak, geçer not alamama olasılığımız yüksek bu bağlamda öz doğamıza uygun davranışlar sergileyerek daima gerçekliğimizi aktardığımızın farkında olmak iyi olabilir! Sorumluluk bilinci ile pür dikkat reform gerçekleştirmek istediğimiz yaşam alanımıza odağımızı yönlendirmemiz zenginleştirici bir sırrına vakıf olmamıza olanak tanıyabilir (Jüpiter-Plüton sekstil açısı). Ay, Jüpiter gezegeni ile uzlaşı arayışına yöneldiğinde ise; tez canlı davranarak yerine getiremeyeceğimiz taahhütler vermemiz olası gibi görünüyor aman verdiğimiz sözlere dikkat! 

Haftanın en lütufkar gününde (5 Mayıs Perşembe): günün başlangıcında Ay (Hilal fazında) zihnini dinlendirmekte 02.04’e değin İkizler burcunda, rüzgarların akışına kendini bırakmış, boşlukta yol alıyor. Sabah güne başlarken derin dinlenme uygulamaları, yoga nidra uygulaması ve nefes tekniği uygulamaları (özellikle; Nadi Shodhana Pranayama ve Bharamari Pranayama) işlevsel olabilir lakin günün akışı oldukça radikal! Bazı tuhaf ve ani bildirimleri sinir sistemimiz direnç ile karşılayabilir ve bir yabancılaşma hissedebiliriz bu bağlamda gün boyunca dinlenmeye, kendimizi şefkatle beslemeye (zihinsel ve duygusal boyutta), nefesimizin eşsiz ritmini dinlemeye özen göstermemiz faydalı olabilir. Ay, duygu ustası Yengeç burcunun hassas atmosferinde ışığını anlayışla büyütürken duygusal boyutta güven duyumsama ihtiyacı hissedebiliriz. Ay, Venüs gezegeni ile uzlaşı arayışında iken (Ay-Venüs kare açısı), ilişki halinde olduğumuz kişileri kırmamak, incitmemek için pasif-agresif davranışlar gerçekleştirebiliriz. Ayrıca Güneş-Uranüs gezegeni ile birleşirken; büyüme, olgunlaşma ve gelişme potansiyelimizin olduğu alanlara yönelik işlevsel olmayan geleneksel yaklaşımlarımıza yönelik akıntıya karşı kürek çekmek yerine, bireysel eşsiz farklılıklarımızı keşfetmek adına duygusal farkındalığımızın ışığında, alışkanlık ritmimizin kabuğunu kırarak, yeniliklere kapı aralayabiliriz. 

“Bütün fırtınalar hayatınızı bozmak için gelmez, bazıları yolunuzu temizlemek için gelir.”
Paulo Coelho

 Haftanın en güzel günü (6 Mayıs Cuma): nerede hareket orada yenilik! Yenilik için öncelikle acı duyumsadığımız yaşam alanımızda şefkati doğurmamız günün ana mesajlarından! Hissetme fonksiyonumuz Ay (Hilal fazında), doğumun ve yaşamın burcu Yengeç’in gizemli sularında ışığını büyütürken Kiron ile uzlaşı arayışında (Ay-Kiron kare açısı); acılarımızın içerisinden geçme cesareti gösterdiğimizde dönüşür kim olduğumuzu hatırlarız. Yengeç nasıl ki evini sırtında taşıyor bizler de nesiller boyu aktarılan çözüme kavuşmamış birtakım travmatik süreçlerin izlerini taşımaktayız. Günün ilk bölümünde konusunda uzman bir danışman eşliğinde travmatik izlerin aktarmak istediği mesajları çözümlemek adına profesyonel bir destek almak için başlangıç gerçekleştirmek verimli olabilir. Nitekim Merkür gezegenin Venüs gezegenine destekçi dokunuşu iletişimin bel kemiği olan ögesi “dinleme” becerimizi güzel bir ritimde ön plana çıkarmakta. Ayrıca Işıkların (Ay-Güneş sekstil açısı)  tangosu da yaşamımızda kabuk değiştirmek, yenilik getirmek istediğimiz süreçleri destekliyor.

“Bu dünya bir dağa benzer ve yankın senden gelir.
Güzel şeyler haykırırsan, dünya onları yansıtır.
Kötü şeyler haykırırsan, dünya onları yansıtır.
Dünyayı değiştirmek için, kalbini değiştir.”
Şems-i Tebrîzî

 Hafta sonu, kim olduğumuza dair hatıralarımız ile kim olabileceğimize ilişkin potansiyelimizi muhafaza eden su elementinin koruyucu, besleyici derinliklerinden sızarak ateş elementinin dönüştürücü fırınına cesur bir giriş gerçekleştiriyoruz. Farkındalığımızın güçlü ve yaratıcı alevlerinde bakalım neler pişiriyoruz? 

Haftanın altıncı günü (7 Mayıs Cumartesi): Hissetme fonksiyonumuz Ay 14.49’a değin (13.25-14.49 zaman diliminde boşlukta) Yengeç burcunun gizemli sularında sezgilerinin güçlü ışığında duyarlılıkla büyüyor. Sabah saatleri imajinasyon teknikleri aracılığı ile hafızamızın derinliklerindeki potansiyel ile duygusal bir bağ kurabiliriz. Hayal kurmak adına güzel bir zaman süreci (Ay-Neptün üçgen açısı) ancak Ay Plüton ile karşı karşıya geldiğinde suyun derinliklerine doğru bastırdığımız ifade bulmamış birtakım duygusal süreçler su yüzeyine çıkabilir, ilişki dinamiklerimizin beslendiği köklere doğru derin dalışlar gerçekleştirmek adına dönüşümsel bir süreç. Ay, dinlenmeye çekilmeden önce Jüpiter gezegenine lütufkar bir tonda dokunuyor yaşamımızın hangi zemininde korunmaya ve/veya korumaya yönelik kendimizi duygusal boyutta beslemeye gereksinim duyduğumuzu sezgisel olarak hissedebiliriz. 13.25-14.49 zaman diliminde Ay, Yengeç burcunun gizemli sularına kendini teslim ediyor, Ay boşlukta iken meditasyon uygulamalarından fayda sağlayabiliriz. Ay’ın cesur yürek Aslan burcunun yaratıcı doğasına adım atması ile kendi sahnemize çıkıyor ve yeteneklerimizi sağduyulu bir ritimde sergilemeye başlıyoruz.

Haftanın son günü (8 Mayıs Pazar): Ay ışığını, güçle dengelenmiş sükûnetin simgesi, ışığı fiziksel ve eş zamanlı olarak spritüal olarak yönlendirme yeteneğini sembolize eden Aslan burcunun cömert doğasında asil bir ritimde büyütüyor. Günün ilk saatlerinde (03.00 civarı) Venüs gezegenine lütufkar dokunuşunun (Ay-Venüs üçgen açısı) ardından Kiron a doğru sevgiyle yol alırken içsel olarak uyum, huzur ve barışı deneyimliyoruz. Yaşam sevgimizi cömertçe görünür kılmak, ışığımızı koşulsuz sevgiyle paylaşarak güne başlarken Ay Kiron’a lütufkar bir tonda dokunduğunda eş zamanlı olarak kozmik şakacı Uranüs ile uzlaşı arayışında (Ay-Kiron üçgen, Ay-Uranüs kare açısı); birdenbire alev alabilecek bir bilgi akışı duygusal boyutta mesafe alma ihtiyacımızı arttırırken, özümüzdeki bilgenin tecrübesinden yararlanmayı seçerek görünenin ardındaki espriyi fark edebiliriz. Ne kadar özel ve biricik olduğumuzu farklı boyutlardan deneyimlemeye açık olduğumuz, kendi kendimize yeniden aşk’a düşebileceğimiz oldukça keyifli ve yaratıcı bir gün. 

Işık Olsun! 

Özge Genlik - Mistikalem