Eğitim

Profesör Serpil Murtezaoğlu halk oyunlarını tavsiye ediyor

Halk oyunları, oyun ve müzik kültürünü nesilden nesille aktarırken, çağdaş sanata da ilham verir.

Profesör Serpil Murtezaoğlu halk oyunlarını tavsiye ediyor

Prof. Serpil Murtezaoğlu, “Halk oyunları, oyun ve müzik kültürünü nesilden nesille aktaran aynı zamanda çağdaş sanata ilham veren bir bütündür.”

İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı (İTÜ TMDK), Müdür Yardımcısı Prof. Serpil Murtezaoğlu, İTÜ TMDK Türk Halk Oyunları Bölümü, geleneksel ve modern sahne sanatlarıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu.Prof. Murtezaoğlu, 1985 yılında Prof. Fikret Değerli tarafından kurulan bölümde performatif çalışmaların yanı sıra kuramsal çalışmalara da yer verildiğini ifade etti.

“Halk oyunları kültürel belleğimizin taşıyıcısıdır”

Halk oyunlarının toplumdan topluma farklılık gösterse de tüm kültürlerde birkaç rol üstlendiğini söyleyen Prof. Murtezaoğlu ”Halk Oyunları kültürel belleğin bir parçası olan oyun ve müzik kültürünü nesilden nesille aktarıyor. Halk oyunları, müzik ve dans ile kültürel belleği taşıma işlevini yerine getiriyor. Kültürel belleğe çok önem vermekle birlikte bir bellek saplantısından söz etmiyorum. Bellek, disiplinler arası ve çok boyutlu bir konu olmakla birlikte bu noktada ifade etmeye çalıştığım, belleği oluşturan kültürel ifade biçimlerinin çağdaş kültürdeki konumu ile ilgili olarak tekrar düşünmektir. Huyssen’in de belirttiği üzere şimdinin aşamalı bir biçimde gelenekten koptuğu, medyanın her yeri ve zamanı anında tekrarlanabilir kıldığı, uzamsal ve zamansal farklılıkları yok ettiği koşullarda belleğe dönüşün yeni bir tutunma noktası bulma çabası olarak iyi bir seçenek olduğunu düşünüyorum. Bu tarz bir çaba sanatsal üretimi teşvik edeceği gibi kültürel yabancılaşmaya da panzehir olabilir.

20.yy’da sahne sanatlarının gelişimine baktığımızda, bir kültürel performans biçimi olarak halk oyunlarının çağdaş sahne sanatlarına beden kullanımı ve hareket kelimeleriyle ilham verdiğini görürüz. Daha ziyade antropolojik olarak ifade edebileceğimiz bu ilişki biçiminin performatif çıktıları kültürlerarası yaklaşımı da beraberinde getirmiştir. İçerik özellikle doğu kültürlerinde son derece zengindir. Bunu dünya tarihinde görmemiz mümkün. Bizim gibi kültürlerden, Çin’den, Japonya’dan doğu kültürlerinden ilham alan tiyatro, modern dans ve çağdaş baleden söz edebiliriz. Maurice Bejart, “Japon Kabuki” tiyatrosundan “No“ tiyatrosundan ilham almıştır. Tiyatro üstadı olan Peter Brook ise ilhamını Hindistan’dan almıştır. Bharatanatyam, Hint destanları yani geleneksel danslar diğer sahne sanatlarına çok fazla ilham teşkil eder ve onların içeriğinin gelişimini ve çeşitlenmesini sağlar.

“Terapist mezunlarımız da var”

Bölüm dersleriyle ilgili bilgiler de paylaşan Murtezaoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:

”Türk halk oyunları bölümünde müzik dersleri ağırlıklı olarak okutulmaktadır. Bölüm mezunlarının müzik öğretmeni olma hakkı vardır. Mezunlarımız, Anadolu’nun çeşitli yerlerinde Batman’dan Edirne’ye kadar birer sanat, eğitim neferi olmaya devam ederler.Devlet halk dansları gibi, diğer profesyonel topluluklarda performans sanatçıları, koreograf, hareket ve sahne tasarımcısı olarak yer alırlar. Bununla özellikle garmon, mey, kemane gibi geleneksel enstrumanları çalanların bazıları halk oyunları bölümü mezunudur.

Şehir Tiyatrolarında oyunculuk yapan, ışık tasarımcısı, yönetmen, ses sanatçısı, TV programcısı, sunucu-spiker ve uluslararası arenada büyük başarılar elde etmiş dansçı mezunlarımız vardır. İtalya’da Almanya’da Hollanda’da çeşitli branşlarda dans eden, bunun yanı sıra özellikle hareket terapisi anlamında çeşitli yaş gruplarından insanlara destek olan, eğitim veren mezunlarımız da bulunuyor.

Geçmişte sağladığımız bu çeşitliliği bundan sonra da devam ettirebilmek sürdürülebilir varoluş için son derece önemli bir konudur. Aslında günümüz dünyası hem eğitim hem de mesleki anlamda pek çok fırsat ve seçenek sunuyor. Bizlerin görevi bu vizyonu öğrencilerimize kazandırmak, onları bilgilendirmek ve cesaretlendirmek diye düşünüyorum. Diğer bir açıdan baktığımızda günümüzde farklı alanlardan mezun kişiler de kendilerine sanat alanında yer bulabiliyorlar, disiplinler arası alanlar yeni imkanlar oluşturuyor. Örneğin ben İşletme fakültesinde okurken böyle bir alan yoktu ama bugün “art management” alanından söz edebiliyoruz.”

Prof. Murtezaoğlu: İnsan sanat ile yaşar

Prof. Murtezaoğlu, “Sanat çok önemli bir kavram. Çünkü sanatı ancak insan üretebiliyor. “İnsan ne ile yaşar” sorusuna pek çok farklı cevap verilebilir. Bize göre insan sanatla yaşar. Sanatı ne kadar çok yapar ve yaygınlaştırırsak misyonumuzu bir o kadar gerçekleştirmiş oluruz. Hiç bir zaman sanatsız kalmayalım, Atatürk’ün sanat ve sanatçıyla ilgili sözlerini de unutmayalım diyorum” diye konuştu.

İTÜ TMDK, Herkes İçin Sanat Akademisi

İTÜ TMDK’nın topluma yönelik yaptığı çalışmalardan da bahseden Murtezaoğlu, “Konservatuarımızın sürdürdüğü “Herkes İçin Sanat Akademisi” mottosundan da hareketle Unesco Dünya Dans gününde sahnede öğrenci, doktor, akademisyen, mühendis gibi toplumun her kesiminden bireyler var. İTÜ TMDK olarak akademik eğitimin yanı sıra bizim topluma da vermemiz gereken çok şey olduğunu düşünüyoruz. Herkes için sanat akademisiyle Şanlıurfa’dan Adıyaman’a, Amasya’dan Muğla’ya biz her yere gidiyor üniversitelerle iş birliği yapıyoruz. Özellikle sahne sanatlarını, müziği, dansı, tiyatroyu her yere taşımaya gayret ediyoruz” diyerek sözlerini noktaladı.

Yorumlar